Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin cumhurbaşkanı kararını hukuka uygun bulan Danıştay 10. Dairesi’nin gerekçesindeki “takdir yetkisi” yorumu dikkat çekti. 

Kararda, “cumhurbaşkanına uluslararası anlaşmalardan çekilme yetkisi tanındığı, bu yetkiyi kaldıracak şekilde denetim yapılmasının anayasaya aykırı olacağı” savunuldu. Böylece cumburbaşkanının herhangi bir uluslararası sözleşmelerden tek imzayla çekilebilmesinin önü açılırken yargısal denetimin ise yolu kapatıldı. 

'MÜMKÜN DEĞİL'

Cumhuriyet’e konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Anayasamızın 90. maddesi uyarınca mevzuata uygun şekilde onaylanarak yürürlüğe girmiş bir sözleşmeden cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çıkmak anayasamıza göre mümkün değil” dedi. “Danıştay 10. Dairesi’nin kararı, açıkça anayasaya aykırı bir işlemin onaylanmasından ibaret” diyen Sağkan, “Aynı şekilde cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere tarafı bulunduğumuz bütün uluslararası sözleşmelerden artık tek bir imza ile çıkabileceğinin ifşası anlamını da taşımaktadır. Bu karar cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, cumhurbaşkanının hukuki denetime tabi olmadığının da açık ilanıdır. Bu da aslında bir hukuk devleti olmadığımızın yüksek yargı tarafından alınan bir kararla ortaya konulmuş olmasıdır” ifadelerini kullandı.

'KENDİNE YETKİ'

Eski Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk, kararda gariplik olduğunu söyleyerek “Cumhurbaşkanı, kendi kararnamesi ile kendisine yetki veriyor, sonra bu yetkiyle işlem yapıyor” dedi. Kararı alan üç üyenin “kararın hukuksuz olduğunu bildiğini ancak tespit etmek yerine ‘yetkimiz yok’ diyerek işin içinden çıkmaya çalıştığını” söyleyen Yücetürk, “Burada denetlenmesi gereken, yapılan işlemin usule uygun olup olmadığı. Tespit etmekten çekindikleri ve kararın savunulacak yanı olmadığı için bunu kullanıyorlar” diye konuştu. Yücetürk, “Bu karar, cumhurbaşkanına Türkiye’nin uluslararası alandaki bütün sözleşmeleri tek taraflı kaldırma yetkisini verir. Danıştay, bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı’yla, rejimle, siyasal sistemle ilgili tartışmayı tespit etmiş oldu. Bu tartışma; tek adam rejimidir” dedi. 

'İTİRAZ EDECEĞİZ'

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kararda, “kadına karşı şiddetin insan hakları ihlali olarak görülmediğini” söyleyerek, “Bu, tek adam rejiminin emsal bir kararda buluştuğu sistemdir. Yarın çocuk istismarını önleyici Lanzerote Sözleşmesi’ni kaldırma yetkisini verir. NATO’dan çıkıyorum da diyebilir. ‘Elimde emsal karar var, tek adam olarak çıktım. Montrö’den de ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden de çekiliyorum’ denirse, tüm sözleşmelerden çekilinirse ne olacak bu ülke? Artık sadece kadınlar değil, tüm insanlar, herkes ehliyetsiz, hukuksuz, garantisiz bir ülkede yaşadığını bilmeli” ifadelerini kullandı. Güllü, bir üst kurula itiraz edeceklerini söyledi.