Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi yönetimini köşesine taşıdı. 

Zeyrek, "Erdoğan, ısrarla, “enflasyonun kaynağı faizdir, faiz düşerse enflasyon düşer” teorisini kabul eden bir Merkez Bankası yönetimi istiyor. Başkanları değiştirdiğinde de yardımcıları atadığında da en büyük beklentisi faiz indirimi oluyor. Ancak, Merkez Bankası'ndaki söz konusu koltuklara oturanlar, gerçek verileri görüyorlar ve faizi piyasaların belirlediğini, piyasa koşulları oluşmadan faiz indirilirse ne tür olumsuz sonuçlar doğacağını anımsıyorlar. Bu da bir “ayak direme” durumunu getiriyor. Faiz indirimine direnen de kendisini kapının önünde buluyor." hatırlatmasında bulundu. 

Deniz Zeyrek'in "Erdoğan’ın kendisine sorması gereken soru" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle oldu:

Şimdi gelin ne yapıldığında dövizin düşmediğini, piyasaların düzelmediğini görelim:

– Erdoğan döviz kurları ne zaman artsa vatandaşa “Dövizinizi getirin, TL'ye çevirin” çağrısı yapıyor. Ancak bu da hiçbir işe yaramıyor. Hatta ters tepiyor.

Hatırlayın, Aralık 2016'da dolar kuru 3.51'di. Erdoğan “Döviz meselesi çıkardılar, dolar şöyle oldu, böyle oldu. Yastığının altında doları olanlar gelsin, parasını altına dönüştürsün. Gelsin, parasını TL'ye dönüştürsün. Bu adımı attığımız sürece birilerinin oyunu da bozulacaktır” dedi. Ancak işe yaramadı. Mayıs 2018'e geldiğimizde dolar kuru 4.73 olmuştu. Erdoğan benzer bir çağrıyı yaptı ama yine işe yaramadı.

Bu kez Ağustos 2018'de “Yastık altından gelin dövizlerinizi çıkarın, dolarlarınızı, Eurolarınızı, altınlarınızı çıkarın, gelin TL'ye dönüştürün, yerli milli direnişinizi tüm dünyaya karşı ortaya koyun. Bir ekonomik savaşla karşı karşıyayız. Hiç endişe etmeyin, biz bu savaştan da galip çıkacağız” dedi. Dolar kuru o tarihte 6.78'i bulmuştu. Erdoğan benzer çağrıları Aralık 2019 ve Aralık 2020'de de yaptı. Ancak döviz kuru 2021'e geldiğimizde sekiz liraya dayanmıştı. Sadece bu mu? Erdoğan'ın ısrarla “dövizleri satın” dediği o beş yılda vatandaşın bankalardaki döviz mevduatı 144.7 milyar dolardan 234 milyar dolara çıkmıştı. Yani millet Erdoğan'ın dediğinin tersini yapmış ve karlı çıkmıştı.

Peki ne yapıldığında döviz kurları düşüyor? Piyasalar ne olduğunda duruluyor?

– Bu konudaki deneyimimiz de çok açıktı: Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden “affedilince”, yerine Lütfü Elvan gelince, faiz indirimini savunan Merkez Bankası Başkanı Uysal gidip yerine de piyasaları bilen Naci Ağbal getirilince hem döviz kuru düşebiliyor, hem piyasaların ateşi sönebiliyor.

★★★

“Ekonomist” değiliz ama ne yapıldığında hangi sonuç elde edildiğini artık biz sıradan vatandaşlar da somut şekilde görüyoruz.

“Ben ekonomistim” diyen Erdoğan'ın da artık şapkasını önüne koyup kendisine şu soruyu sorması lazım:

“‘Dövizlerinizi TL'ye çevirin' diyorum halk tersine TL'sini dövize çeviriyor. Ben faizi düşürüyorum, kurlar coşuyor, piyasalar bozuluyor, halk yoksullaşıyor. Nerede yanlış yapıyorum?”

Yoksa daha çok YOK-SUL-LA-ŞI-RIZ!

Benden söylemesi!