Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, geçtiğimiz gün Tokat'ta çiftçilerle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Manda yoğurdu hakikaten kalitedir, çok iyidir. Onun içine şöyle Medine hurması doğrarım, 3 tane veya 5 tane. Ona biraz çay kaşığı kestane balı ve yulaf ezmesi atarım. Bu dörtlüyü karıştırarak yer yatarım, şifa. Eskişehir'de bizde olan belediyelerden biri, o sürekli bakraç içinde manda yoğurdumu gönderir. Bir de Ankara Mamak belediye başkanımız bakraç içinde temin ediyor. Tavsiye ederim" ifadelerini bugünkü köşesine taşıdı.

Erdoğan'ın karşımının maliyenin çıkaran Zeyrek, ilgi çeken değerlendirmelerde bulundu.

Zeyrek'in 'Comuş' başlıklı yazısı şu şekilde:

"Comuş!
Bazıları comuş, bazıları camuş derdi.
Benim aklımda comuş olarak kalmış.
Ahıska ve Ahılkelek göçmeni terekemeler mi comuş derdi, yerli Karslılar mı şimdi tam anımsamıyorum?
Ancak comuşlarımızın olduğunu çok iyi anımsıyorum. Koyun, keçi beslemezdik ama ne hikmetse rahmetli Ali Rıza Dedem comuş da besliyordu.
Ahırımızdaki yerleri ineklerimizle aynıydı. İneklere, danalarına ne verirsek onlara da aynısını verirdik, ayrıcalık istemezlerdi.
Çocukluğumda doğal olarak çok comuş gütmüşlüğüm de oldu.
Uyumlu, sakin hayvanlardı. Otlarken sorun çıkarmazlardı ama sıcağa dayanamazlardı. Gördükleri ilk çamur ya da su birikintisine yatarlardı.
 

Sonradan öğrendim: Ter bezleri ineklerinkinden daha azmış ve sıcaklık artınca metabolizmaları bozulurmuş. O yüzden kendilerini suya ya da çamura atarlarmış.
Yavrularını siz malak diye bilirsiniz ama biz gedek derdik.
Danalardan daha uysal ve güçlü olurlardı. O nedenle çocukluğumuzda derelerden geçerken ıslanmamak için ata biner gibi gedeğe binmişliğimiz de var.
★★★
Etinden faydalandığımızı hatırlamıyorum, yünü/tüyü zaten yoktu ama sütünü çok kullanırdık.
Comuş sayısının azlığından mı köy yerinde peynirin, yağın çokluğundan mı bilmiyorum ama comuşun sütüyle genelde sadece yoğurt yapılırdı.
“Koyun yoğurdu mu inek yoğurdu mu comuş yoğurdu mu?” diye sorsanız çoğumuz tereddütsüz “comuş yoğurdu” derdik.
Çünkü kaymağı daha çok, tadı daha güzeldi.
O kadar değerliydi ki yerli malı haftasında okula comuş yoğurdu götüren öğrenci hiç görmedim. Pişmiş kaz budu, tavuk eti, çeçil peynir, inek/koyun yoğurdu, patates getirirlerdi ama kimse comuş yoğurdu getirmezdi.
Tandırdan çıkmış sıcak lavaşı, sobada ısıtılmış el ekmeğini comuş yoğurduna daldırıp yemek nasıl muhteşem bir duygudur yaşamayanlar bilmez, anlatsam da anlayamaz.
★★★
Son ineğimizi ne zaman elden çıkardık biliyorum ama o son comuşu ne zaman kaybettik bir türlü hatırlayamıyorum.
Sadece bizim comuşlar mı?
Köyde en çok comuşa sahip olan “Gara Ayşa” lakaplı Ayşe teyzenin comuşları ne zaman yitti gitti, hangi tarihte köyümüzde, ilçemizde, şehrimizde tek bir comuş kalmadı onu da anımsayamıyorum.
Cumhurbaşkanı'nın her akşam manda yoğurdu yediğini öğrenince çocukluğumun o comuşlu yıllarına gittim.
Zira biz mandaya comuş derdik.
Sanırım vahşi kapitalizmin, tüketim toplumuna geçişimizin, köyden kente sürüklenişimizin, doğduğu yerde doyamamanın, betona ve paraya tapan sağ iktidarlara teslim olmamızın en büyük sembolü haline gelmişti o yitip giden comuş.
Gidişattan çok umutlu değilim ama dilerim, köylerimizdeki ineklerin, koyunların, keçilerin akıbeti de comuşlarımızınki gibi olmaz.
★★★
Erdoğan, geceleri bir kase manda yoğurduna iki üç tane Medine hurması doğruyormuş. Üzerine bir kaşık kestane balı ve biraz da yulaf ezmesi katıp afiyetle yiyormuş.
Comuşla ilgili o kadar uzun uzun yazıp, Erdoğan'ın “ilaç gibi” dediği o karışımın maliyetine bakmamak da olmazdı.
Gerçek şu ki artık comuş da sütü de nadir bulunan pahalı şeyler. Merak edip baktım (siz de cimri.com'dan karşılaştırmalı kontrol edebilirsiniz). Bilinen güvenilir markalar, bir kilogram manda yoğurdunu 40 ile 80 lira arasında değişen fiyatlara satıyorlar. 98 liraya satan dahi var. Bu arada organik inek yoğurdunun kilogram fiyatı 25 lirayı bulmuş.
Kestane balı da manda yoğurdu gibi. 120-130 liraya satan da var ama güvenilir kaliteli bir kestane balının kilosu 300 ile 500 lira arasında değişiyor.
Medine hurması kilosu 125 liraya da var 180 liraya da.
Bir kilo yulaf ezmesini 20-25 liraya alabilirsiniz.
Beslenme önerisinin maliyetiyle, memleketteki hayat pahalılığını bir arada düşününce Cumhurbaşkanı'nın ülke gerçeklerinden hayli uzaklaştığını düşündüm.
Keşke 81 milyonun tamamı her gece Erdoğan'ın önerdiği karışımı yiyebilse.
Ancak geceleri uyumadan önce bırakın Erdoğan'ın karışımını, içecek ayran bulabilen insan sayısı ne yazık ki her geçen gün azalıyor.
Ne demişler?
Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar!"