CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret eden BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP'nin anayasa çalışamasına katkı yapmasını önemsediklerine belirtti.

Destici şunları söyledi;

*Bizim bugünkü ziyaretimizin ana sebebi yeni anayasa konusu. Biliyorsunuz sayın cumhurbaşkanımız Türkiye'nin artık yeni bir anayasa yapması gerektiği noktasında çağrıda bulundu. Biz bu çağrıyı olumlu ve samimi bulduğumuzu ifade ettik. Türkiye'nin artık 1980 darbecilerinin yaptığı anayasadan kurtulması gerektiğini ifade ettik. Türkiye'de Senedi İttifak'tan bugüne geldiğimizde pek çok anayasa yapmış, anayasa yapma çalışmalarında bulunmuş. Ama maalesef bu konuda Türkiye'yi uzun yıllar taşıyacak milletin güveliğini, özgürlüğünü, refahını garanti altına alacak toplumun her kesiminin benim anayasam diyeceği bir anayasayı bugüne kadar yapamamışız. Bugün yapabilir miyiz? Elbette yapabiliriz. Burada binde bir ihtimal de olsa şahsen bunun denemesinden yana olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum.

*Rahmetli Bülent Ecevit 82 Anayasası yapılırken kendisi cezaevinde olduğu halde şöyle demişti; 'Bir Anayasanın içinin demokartik olduğu kadar yapılış şeklinin de demokratik olması önemli' demişti. Bu açıdan usulü de çok önemsediğimizi ifade ediyorum. Herkesin kırmızı çizgileri olabilir. Bizim de kırmızı çizgilerimiz var. Kırmızı çizgileri öne koymayı şahsen doğru bulmadığımı, ön yargısız olmamız gerektiğini önemli olanın biraraya gelip konuşabilmek olduğunu, ifade ediyorum. Bu partilerimiz arasındaki siyasi gerilimi düşürecektir, toplumsal mutabakata uzlaşmaya katkı sağlayacaktır. Bununla beraber dış dünyaya önemli bir mesaj olacağını ifade etmek istiyorum. Tabii mecliste 360 referanduma gitmek için, 400 kabul için sayı gerekiyor. Ulaşılsa dahi bunun milletimize götürülmesi ve mileltimizin onayından geçmesi gerektiğini ifade ediyorum.

“CHP'NİN YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARINA KATKI VERMESİ İÇERİSİNDE OLMASI ÇOK KIYMETLİDİR”

*Tabii CHP Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk siyasi partisi, uzun yıllar Türkiye'yi yönetmiş en eski ve köklü siyasi partisi CHP'nin elbetteki yeni bir anayasa yapacaksa çalışmalara katkı vermesi içerisinde olması çok kıymetlidir. Değerledir. Biz arzu ederiz ki elbette bütün siyasi partilemiz bunun içerisinde olsun. Bu sürecin başlayabilmesi için siyasi ortamın yumuşaması lazım. Genel başkan ifade ettiler buna da katılıyoruz. Gerçekleşmesi için gündemde olan seçim kanunu ve siyasi partiler yasası var. Buradan başlanabilir. Bir mutabakat aranabilir. Meclis'te bütün siyasi partilerin katkılarıyla ortak bir seçim kanunu hazırlanarak bu gerçekleştirilebilir. Bundan sonra önce herkes kendi anayasa çalışmasını hazırlar. Daha sonra uzlaşma komisyonu oluşturur. Ortak noktalardan hareketlerle kolaydan zora doğru gidilir diye ümit ediyorum. İYİ Parti'yi ziyaret ettik. Demokrat Parti'yi ziyaret ettik. Cumhuriyet Halk Parti'mizi ziyaret ettik. Önümüzdeki günlerde ziyaretlerimiz devam edecek. 
Bunun toplumsal mutabakata olması gerektiği noktasındaki hem cumhurbaşkanının hassasiyetini doğru buluyoruz hem de biz de aynı konuda fikir birliği içinde olduğumuzu da ifade etmek istiyorum.

GARA OPERASYONU

*Önemli olan niyettir. Niyeti çabayı önemsiyoruz. Arzu ederdik ki kahramanlarımız şehit olmadan alınsın. Amacın bu olduğunu hiç kimsenin unutmaması lazım. Bu meselenin siyaset meselesi yapılmaması lazım. İki bakanımız PKK’nın uzantısı HDP'nin olduğu bir Meclis'te ne kadar bilgilendirecekler. Ha Karayılan ha Meclis'te oturan karaçiyan. Ha Duran Kalkan ha Pervin Buldan. Asıl meselemiz. Vatan millet, hepimizin hassas olması lazım.

KILIÇDAROĞLU'NDAN GARA YANITI

Ziyarette konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun gündeminde ise Gara operasyonu vardı.

Gara operasyonu hakkında “Sorumlu Erdoğan’dır” demesi üzerine açılan tazminat davası ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “PKK’yı aklamak” yorumu yapmasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Sarayın memurları benim muhatabım değil, ona cevap vermeyi doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.

"SORUMLU SİYASETÇİDİR"

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

*Şehitler hepimizin şehidi. Bölücü terör örgütünü hep beraber kınamalıyız. Terör kimden nasıl gelirse gelsin, bütün yurttaşların ortak tavır takınmaları gerekir. Bölücü terör örgütüne karşı söylenmesi gereken her şey söylenmiştir CHP tarafından. Kullandığımız dil sarayın diline değil devletin diline uygun bir dildir. Milli Savunma Bakanlığı, ‘bölücü terör örgütü’ der. Aynı şeyi kullanıyoruz. Biz bir terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz. Bütün terör örgütlerine karşıyız. Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünden yanayız. Sayın Erdoğan’ın beni eleştirmesi, onun açısından anlayışla karşılanır. Çünkü verilemeyecek hesabı var. Ben ne yaptım arkadaşlar? Soru sordum. Kimseye hakaret ettim mi, kötü söz söyledim mi? Sokaktaki vatandaşın sorulmasını istediği beş soruyu sordum. Başarısızlık var. Onu da ben söylemiyorum, Erdoğan söylüyor. Başarısız olduysanız, sorumlusu olması lazım. Kim bu işin sorumlusu’ diye sorduk. Erdoğan, Meksika’ya gidip konuşuyor, Amerika’da üç Müslüman öldürüldüğü zaman ‘siyasiler sorumludur’ diyor. 

*Meksika’da ayrı Türkiye’de ayrı dil kullanamazsınız. Orada da siyasiler sorumluysa Türkiye’de siyasiler sorumludur. Ben kalkıp da ordumuzu mu, Genelkurmayı mı, silahlı kuvvetleri mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Siyaset talimat vermiş, gereğini yapmışlardır. Sorumlu siyasetçidir. Erdoğan’ın kullandığı dili kullansaydım kim bilir ne olmuştu? 13 vatandaşımıza ‘esir’ diyor. Allah aşkına siz ne zamandan beri bir terör örgütünü meşru muhatap olarak görüyorsunuz. Terör örgütü mensupları bizim erlerimizi rehin alıyorlar. ‘Rehin’ lafını kullanmıyor, ‘esir’ lafını kullanıyor. Ben ‘esir’ deseydim, kim bilir neler olmuştu. Acaba Erdoğan’a destek verenler çıkıp ‘siz esir lafını kullanamazsınız’ dedi mi? Demedi. Çünkü onlar da saraydan talimat alıyorlar. Bunlar doğru değil. 17 Şubat Sayın Erdoğan açıklama yapıyor. ‘Bu operasyonun sorumlusu elbette cumhurbaşkanından bakanlarından tüm mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni beceriksizdir, başarısızdır’ diye suçlayan ikinci bir cumhurbaşkanı oldu mu? Ne demek ya? Sorumluluğu devlete atıyor. Devleti yöneten kim? Kemal Kılıçdaroğlu ise bu sorumluluğu alırım. ‘Ben görevimden ayrılıyorum.’ Kısır tartışmaların içine girmeye gerek yok. Burada ciddi bir başarısızlık vardır Dillendiren de Erdoğan’dır. Başarısızlığın faturasını talimatı çıkarana vermesi lazım. Rehineler kurtulmuyor. Siz bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorsunuz. Ben beş soru sordum. Niye bu kadar alındılar bilmiyorum. Hala da cevabını almış değilim. Cevabını bekliyorum. Hakarete gerek yok. Ben kendi adıma sormuyorum. Bütün vatandaşlarımız, şehitlerimiz, gazilerimiz, şehit yakınlarımız için soruyorum.”

"CEVAP İSTİYORUM, HAKARET GELİYOR"

İki bakan bilgilendirmesinde ikna olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu beş sorunun yanıtını hala bekliyorum. Beş buçuk altı yıldır ne yaptınız? Ben bunları bilmiyorum. Bölücü terör örgütü elinde tutuyordu, ne yaptınız? Bize soruyorsa ne yaptınız, ben açıkladım. İstanbul seçimlerinde bölücü terör örgütü başından destek istediniz. Aynı kişiden niye 13 kişiyi serbest bırakın diye bir çağrı mektubuyla istemiyorsunuz? ‘Dostum Trump’ diyorsun. Papazı hemen bıraktın. ‘Sen de 13 arkadaşımızın iadesini sağla’ niye diyemedin? Bu işler daha önce oldu. Sivil toplum örgütü, uluslararası örgütler araya girdi, bu insanlar sağ geldi, niye aynı yolu denemedin? 13 evladımız şehit oldu, gel gör ki başarısız olduk. Sen başarısız olduk diyorsan sorumlusu olması lazım. Kim bu sorumlu. Sorularda hakaret yok. Suçlama yok. Ben bu soruların cevabını bilmek zorundayım. Cevabını istiyorum, hakaretler arka arkaya geliyor. Yağmur gibi… inandığım yoldan 16 şehidimizin hakkını ve hukukunu hayatımın son anına kadar savunacağım. Bu ülkede insanlar kolay yetişmiyor” yanıtı verdi.
(ANKA)