İBB bünyesindeki Şehzadebaşı Tıp Merkezi doktorlarından Ümit Erdem, geçtiğimiz 4 Aralık’ta, Kovid-19 hastalığından yaşamını yitirmişti. 

5 Aralık’ta Karacaahmet Mezarlığı’na defnediler Erdem için, çalıştığı Şehzadebaşı Tıp Merkezi önünde anma töreni düzenlendi. 


Törende konuşan İmamoğlu, şunları söyledi;


*İstanbul’da, şu anki veriler de dahil olmak üzere, ne yazık ki bir yavaşlama söz konusu değildir” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: 

*Bir haftayı aşkın süredir bir takım uygulamalar yapılmaktadır. Biz, en acı manzarayı, vefat sayılarıyla takip edecek bir kurumuz. Buradan gördüğümüz kadarıyla, ne yazık ki bir azalma söz konusu değildir. Hastanelerde ve yoğun bakımlarda yer bulma konusunda vatandaşların istekleri bize kadar ulaşmakta. Buna cevap bulmakta sıkıntı yaşıyoruz; buradan şahidiyiz. Aynı zamanda, kurumumuzun içinde binlerce çalışanımız şu anda Kovid’le mücadele ediyor; ondan dolayı şahidiz. Kovid döneminde hayatını kaybeden onlarca çalışanımız var. Onlara rahmet diliyorum, ruhları şad olsun.

*Tam sağlık çalışanlarına minnet duyuyorum. Ama onların işini kolaylaştırmaz isek, bizim, böylesi bir sorunun üstesinden gelme şansımız, ancak ve ancak virüsün süreci kendiliğinde terk etmesiyle ya da ne yazık ki binlerce 
can kaybından sonra olacaktır. Tabip Odası Başkanı’mızın çağrısına katılıyorum. Derhal, sıkı bir kapanmayla, bu sorunu azaltarak, toplumu rahatlatarak, ama aynı zamanda bu kapanma esnasında vatandaşlarımızın, esnafımızın, her kim varsa, maddi-manevi yanında olarak bu süreci hep beraber toparlamak zorundayız.

*Vefat sayıları, bizim elimizde. Her gün defnettiğimiz insanlarımızı biliyoruz biz; azalma yok. Bugün yolda gelirken Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’mızı dinliyorum. Geçen hafta toplantı yaptık. Muhittin Bey, rahatsızlığı dolayısıyla katılamadı. Yani açıklananın 3-4 katı vefat, sadece 10 Büyükşehir Belediyesi’nde var. Benim derdim ne olabilir ki? Bir belediye başkanının, ‘Kapanalım’ demesi kadar zor bir şey olabilir mi? Zor bir şey belediye başkanı için. Şehri kapatalım, 2 hafta, 3 hafta; zor bir şey. Ama bu işi yapan insanlar diyor ki; ‘Bulaşı azaltmamız için, 3 hafta soluklandırmamız lazım toplumu. Evlerde gerekiyorsa test yapmalıyız. Ve filyasyon sistemini büyütmeliyiz.’  Hepimiz, her kurumumuz, bu anlamda fedakarlığa hazır. Başka bir şey demiyoruz ki, ne diyebiliriz? Bu söylediklerimizin içinde ‘Hükümet’ demiyoruz, ‘Muhalefet’ demiyoruz, ‘Belediye’ demiyoruz. Allah aşkına hepimizin canı. Vefat edenin siyasisine mi bakıyoruz? Şu anda, ‘2-3 hafta -bilim insanları, hekimler diyor- kapanalım. Şunun hızını dindirelim, hastalar sağlıklarına kavuşsun kavuşabildiği ölçüde. Bütün sağlıkçılarımız bir nefes alsınlar’ diyoruz. Dediğimiz bu; başka ne diyebiliriz?

*Vefat sayıları düşmüyor. Yaklaşık bir aydır düşmüyor. Ben, rakam verince başka bir polemik çıkıyor. Ben rakam veriyorum, çıkıyor birileri ‘O bulaşıcı hastalık, bu bulaşıcı hastalık. Yok şöyle, yok böyle…’ Ben, şuna bakıyorum: Geçen sene bu ayda kaç insanımızı kaybettik, şu anda kaç insanımızı kaybettik, kaybediyoruz. Ve bu, hangi sayılarla devam ediyor. Bu bizde var. Yapmasınlar. Tedbir alsınlar. Yalvarıyorum; lütfen tedbir alsınlar. 2-3 hafta her şeyimizle mücadele edelim, maddi manevi bütün eksiklikleri giderelim. Esnafımızın yanında olalım. Simitçimizin yanında olalım. İş adamının yanında olalım. Çalışanın yanında olalım. Bunun altından kalkarız biz 2-3 haftada. Bundan sonrası daha büyürse, Allah korusun. Aşı geliyor, başka tedbirler geliyor. O tedbirlerimizi alırız, insanlarımızın bağışıklık sistemini güçlendiririz, bu süreci hep beraber aşarız. Ama bugün kaybettiklerimiz geri gelmez, bu şekilde devam ederse.