Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a düzenlediği ziyaret sonrasında kulislerde “Yeniden bir çözüm süreci mi başlıyor” soruları sorulmaya başlanırken, AK Parti “yeni bir çözüm sürecinin terörle mücadele eksenli olabileceğini” vurguluyor.

Cumhuriyet'te yer alan ahbere göre, AK Parti’nin, “terörle mücadeleden taviz vermeden, yargı reform paketleri gibi adımlarla küskün Kürt seçmenleri yeniden AK Parti çatısı altında buluşturabileceği” ifade edilirken, buna örnek olarak da TBMM’de yasalaşan OHAL sonrası yasal düzenlemelerde başlangıçta öngörülen üç yıllık süre uzatımının bazı hükümlerde bir yıla indirilmesi gösteriliyor. Bu adımın “kısmen de olsa muhalefet ile AK Parti iktidarını uzlaştırdığı” değerlendiriliyor. 

‘BARIŞTIRMA’ HAMLESİ

AK Parti’de, “2023 seçimlerinde partinin Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden oy alamaması halinde, Cumhur İttifakı’nın sahada kaybedebileceği” hesaplanıyor. Erdoğan’ın da bu nedenle ilk ziyaretlerini doğu illerine gerçekleştirdiğinin altı çiziliyor. Partide, Cumhur İttifakı ile birlikte ortaya konulan politikaların “AK Parti’yi Kürt seçmenlerden uzaklaştırdığı” yorumları da yapılıyor. Erdoğan’ın ise şimdiki hamlesinin, “AK Parti’ye küsen Kürt seçmenleri yeniden partisiyle barıştırmak olduğuna” dikkat çekiliyor. Ancak Erdoğan’ın, “bu hamleyi yaparken, asla terörle mücadeleden vazgeçmeyeceğinin” de altı çiziliyor. Erdoğan’ın en önemli işareti de “Diyarbakır ziyareti ile verdiğine” dikkat çekiliyor. 

ZİYARETİN İKİ MESAJI

Bu ziyaretin “iki mesaj üzerinden okunması gerektiği” belirtilirken, en önemli mesajın gerek topluma gerekse HDP’ye yönelik, “Diyarbakır Anneleri’ne gerçekleştirilen ziyaret olduğuna” vurgu yapılıyor. Erdoğan’ın burada, “Ben inanıyorum ki kesinlikle Diyarbakır Anneleri’nin bedduası bunları vuracaktır. Hiç endişeniz olmasın, biz bu işin takibindeyiz. Gerek İçişleri Bakanlığımız, gerekse Silahlı Kuvvetlerimiz bütün bunların üzerine gidiyor. Hiçbir zaman bu takibi bırakmayacağız” sözleriyle bir kez daha “terörle mücadelede kararlılık vurgusunda bulunduğuna” işaret ediliyor. Erdoğan’ın bu açıklamaları sonrasında ise kulislerde dillendirilen “Yeniden bir çözüm süreci olacak mı” sorusunun “Terörle mücadeleden vazgeçmeden evet” şeklinde yanıtlanması gerektiğinin altı çiziliyor. 

Erdoğan’ın aynı ziyarette siyasete de ayrıca Diyarbakır üzerinden  “Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış dedik, kardeşlik dedik, çözüm dedik, adalet dedik, hak dedik, özgürlük dedik, demokrasi dedik” diyerek “barış ekseni altında bir arada olmak” mesajını da ilettiğine dikkat çekiliyor.

OHAL ÖRNEĞİ

AK Parti’nin bu kapsamda, 2023 seçimleri öncesinde “terörle mücadeleli çözüm” üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Bir yandan terörle mücadele aksamadan yürütülürken, diğer yandan da “yargı reformu gibi düzenlemelerle toplumsal barışı tesis etmenin amaçlandığı” belirtiliyor. AK Parti’de, son günlerde özellikle, Joe Biden’ın seçilmesinin ardından ABD yönetiminin “AK Parti iktidarını yeniden çözüm süreci için zorladığı” görüşü de ağırlık kazanırken, “yeni bir çözüm süreci inşasının da hukuk yoluyla gerçekleşebileceği” ifade ediliyor. Bunun için de AK Parti’de, “OHAL sonrası yasal düzenlemeler” örnek gösteriliyor. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, “İktidar, yargı reform paketleriyle demokrasi yolunda adım atarken, OHAL sonrası düzenlemelerin devamı, bu demokratik atılımlarla çelişiyor” sözlerine de atıfta bulunuyor. OHAL sonrası yasal düzenlemelerin üç yıl daha süreyle devamı için TBMM’ye yasa teklifinin verildiğini ancak muhalefet ve kamuoyundan gelen “İktidar seçimlere OHAL’le gitmek istiyor” eleştiri ve tepkileri üzerine süre uzatımının üç yıldan bir yıla düşürüldüğüne dikkat çekilirken  bu durumun “iktidar ile muhalefetin kısmen de olsa bir zeminde uzlaşı gösterebildiğinin işareti” olarak yorumlanması gerektiğine dikkat çekiliyor. 

Atılan bu gibi adımları “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gerçekleştireceği doğu illeri ziyaretlerinde 2023’e dek peyderpey en yetkili ağızdan anlatacağı” ifade ediliyor. Böylece Kürt seçmenlerin “terörle mücadeleye destek vereceği, Kürt seçmenler ile terörün birbirinden ayrılacağı ve seçmenin yeniden AK Parti ile yakınlık kurabileceği” değerlendirmeleri yapılıyor.