Erdoğan "Biz ölümden korkmayız, kefenimizi giyerek bu yola çıktık, Bana Menderes'in akıbetini hatırlatıyor, biz hazırız" dedi.

ENGİN ALTAY NE DEMİŞTİ?

CHP'li Engin Altay katıldığı bir programda “Rahmetli Menderes de bir dönem dinci odaklara pek yüz vermişti, taviz vermişti. Ve onlar o kadar ileri gitmişlerdi ki Menderes’ten aldıkları güç ve yüzle… Menderes sonra ne yapmak zorunda kaldı? 
Atatürk’ü Koruma Kanunu yapmak zorunda kaldı. Umarım Erdoğan’ın da sonu benzemesin Menderes’e…” demişti.

Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle: 

*Dün gece hem bir bakanlığımızı ikiye böldük, hem de 3 yeni bakan atadık. Zehra Zümrüt Selçuk ve Ruhsar Pekcan’a teşekkür ediyorum.

*Derya Yanık, Vedat Bilgin’e, Mehmet Muş’a başarılar diliyorum. 2023'e odaklanmamız gereken bir döneme girdik. Bundan sonrasının da kolay olmayacağını biliyoruz.

*Ey Kılıçdaroğlu şöyle hafızanı yokla bakalım varsa, gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’e çıktığı, 20 bankaya el koyup milyarlarca dolarlık zararın tamamının millete fatura edildiği bu dönemin baş aktörleri şimdi bize karşı kampanya yürüten CHP yöneticileriydi.

*İşte biz böyle bir Türkiye’ye devraldık. Tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini başlattık.  Kasım 2002’den beri neler görmedik, neler yaşamadık ki… Arkası karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine kadar sayısız siyaset, toplum mühendisliği taktikleriyle karşılaştık.

*Pek çok haksız hukuksuz çirkin tezgaha maruz kaldık. Şimdi de çıkmış bir ahlaksız, edepsiz benim akıbetimin de Menderes’in akıbeti olabileceğini ümit ettiğini söylüyor. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık.

*Biz, ölümden korkmadık. Bizim imanımızın gereği ölümü korkutmaktır. Bu yolculuğumuzu da böyle devam ettireceğiz.  Siz ölüm dendiği zaman kaçacak delik arayanlardansınız. Menderes’in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz? O akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz. Bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz, boşuna gayret etmeyin. 15 Temmuz’da bunu gördük, 15 Temmuz’u hazırlayanları bu ülkeyi mezar ettik.  Senin genel başkanın tankların arasında Bakırköy Belediyesi’ne giderken biz bütün dünyaya selam verdik. Biz dik durduk. Asla geri durmadık.  Siz hemen kaçtınız, çay kahve sohbetine daldınız. Biz bu yolda aynı kararlılıkla yürüyeceğiz.  Bu yolculuk vatan yolculuğudur."

*Bu baskıların hiçbirine boyun eğmedik. Hamdolsun milletimiz her seferinde bizi bağrına bastı.  Vesayet güçlerinin 1950’den beri uyguladıkları yöntem işe yaramaya başlayınca daha sinsi daha alçakça yöntemleri devreye soktular.  Gezi olaylarıyla sokakları kaosa sürüklemeye, 17-25 Aralık’la milli iradeyi hançerlemeye kalktılar.

*Bunlar yetmeyince PKK, FETÖ, DEAŞ’a kadar tüm terör örgütlerini üzerimize saldılar. Ardından 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadık.  Meclis’te Cumhurbaşkanı seçmemizi engellemek istediler, seçimi doğrudan halka devrettik.  Yönetim sistemini değiştirerek milli iradenin üstünlüğünü güçlendirdik. 

*Şimdi de emekli amirallerle kol kola vererek, oradan aldıkları güçle Kılıçdaroğlu Efendi, “Emekli olanlar darbe yapabilir mi” diyor. Onlar sizin akıl hocanız, darbeyi sizin yapmanızı bekliyorlar, ne duruyorsunuz diyorlar. 15 Temmuz’da olduğu gibi.  Siz o akıl hocalarınızla birlikte yürüyorsunuz. Bilin ki bu ülkede her şey bitmiş olan akıl hocalarına yer ve yol kalmayacak. Terör örgütlerinin başını birer birer ezdik, eziyoruz.

*Gezi olaylarından en son Karabağ’da Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz desteğe kadar, tüm bu süreçlere hep, ekonomimize yönelik tehditler de eşlik etmiştir. Faizden döviz kuruna, borsadan enflasyona uzanan pek çok sorun, bu süreçle paralel olarak can yakıcı hale gelmiştir, getirilmiştir.

*Türkiye, makroekonomik dengeleri gerçekten sağlam olduğu için, son 8 yıldır yaşadığı tüm gizli-açık saldırılara rağmen ayakta kalmayı, istikrarını korumayı başarmıştır. Allah göstermesin, 2002 öncesi Türkiye’sinin siyasi, sosyal ve ekonomik ikliminde bu tür saldırılarla karşılaşmış olsaydık, ülkemizin nasıl bir duruma düşeceğini tahayyül etmek bile istemiyoruz. Ülkemizin ödediği bedellerin sebebi; egemenliğini, istiklalini, istikbalini, milli iradenin üstünlüğü ilkesini, bölgesindeki hak ve menfaatlerini koruma azmini, aksi yöndeki dayatmaların önünde tutmuş olmasıdır.

*Şayet vesayete teslim olsaydık, darbelere boyun eğseydik, terör örgütlerine eyvallah etseydik, dış telkinlere kayıtsız şartsız uysaydık, belki bu baş ağrılarının hiçbirini çekmeyecektik. Ama o zaman da başımız dik şekilde yaşayamaz, milletimizin yüzüne bakamazdık. Ben huzurunuzda Dışişleri Bakanıma da Yunan Dışişleri Bakanı karşısındaki sözleri için teşekkür ediyorum. Çünkü bizim milletimiz asla, boynunda böyle bir esaret zinciriyle yaşayabilecek bir millet değildir."

*Evet, gerekirse baş verip baş eğmeyen bir millet olarak, tarihimizin her dönemi gibi, bugün de önceliğimiz istiklalimizdir. Sahada terör örgütlerine, uluslararası alanda müstemlekecilere karşı verdiğimiz mücadeleyi, ekonomide de faiz-kur-enflasyon şer üçgenine karşı yürüttük. Bu mücadeleden dolayı bizi suçlayanlara soruyorum: Ne yapacaktık, böyle davranmayıp da, başımıza gelenlere rıza mı gösterecektik? Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık? Ağustos 2018’de Amerikan yönetiminin açıkladığı haksız yaptırım kararının ardından yaşanan kirli gece yarısı saldırılarına seyirci mi kalacaktık? Son olarak, dünyayla birlikte ülkemizi de etkileyen Koronavirüs salgınının yol açtığı sıkıntıları ekonomik virüsle taçlandırma gayretlerine seyirci mi kalacaktık?

*CHP’nin ve onun peşine takılıp gidenlerin sanki hazine bulmuş gibi sarıldıkları 128 milyar dolar meselesini işte bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor.

*Esasen ortada gerçekten 128 milyar doların akıbetini anlama arayışı olmadığı için söylenen sözlerde doğru olan hiçbir şey yok.

*Ne rakam doğru, ne rakama yüklenen anlam doğru, ne bu rakam üzerinden yürütülen kampanya doğru. Baştan sona yalan yanlış. Cehalet deyip geçmemek lazım. 3 çeşit cehalet vardır. Birincisi bir şeyi bilmemektir. İkincisi cehaletin karesidir. Öğretim gördüğü için konunun ne olduğunu bilir, eğitimi olmadığı için nasılını bilmez. Bunlara gafil denir. Üçüncüsü ise cehaletin küpüdür. Öğretimden geçtiği için konunun ne olduğunu bilir, eğitimli olduğunu için nasılını da bilir. Bilerek ve isteyerek konunun nedenini harmanlayarak, sürekli senaryo peşinde koşmaktır. Keskin kriz yaşaması ve siyasi kriz yaşanmasıdır istekleri. Uluslararası sermayeye Türkiye'ye yatırım yapmayın diyecek kadar muvazeneyi yitirmişlerdir. CHP'nin etrafında kümelenen bu ekip son dönemde yatırımcıları ürkütmek, milletimizin moralini bozmak için dört bir koldan çalışıyor. 

*Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi yanlış olduğunu en iyi kendilerinin bildiği '128 milyar dolar nerede?' yalanına sarıldılar.