CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İstanbul milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme açıklamasında; dış politikadaki gelişmelere değindi.


Toprak şu tespitlerde bulundu;

*Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Deniz Yetki Alanları konusunda Mısır ile müzakerelere başlanabileceğini hatta anlaşma imzalanabileceğini açıklaması, önemli bir gelişmedir. Mısır’ın ihaleye çıkarttığı yeni doğalgaz sondaj alanlarında Türkiye ile ihtilaflı bölgeleri dışarıda tutması olumlu bir adımdır.

*Baştan itibaren Türkiye-Mısır ilişkilerinin diplomasiyle rayına oturtulmasının ülkemizin çıkarına olduğunu bu adımların atılması gerektiğini ifade ettim. Mısır, geçtiğimiz hafta Doğu Akdeniz’de doğalgaz aramaları için yeni bir münhasır ekonomik bölge ilan ederek uluslararası ihaleye çıktı. Mısır, ihaleye açılan bölgeye ilişkin yayınladığı kara suları haritasında, Türkiye’nin egemenlik alanı ilan ettiği ve Libya ile imzaladığı Deniz Sınırları Anlaşması’nın kapsadığı bölgeleri dışarıda tuttu. Mısır bu yaklaşımıyla, Türkiye’nin BM’ye ilettiği Libya anlaşmasında çizilen deniz sınırlarını tanıdığının ve anlaşmaya saygılı olduğunun mesajını verdi. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde
(GKRY) büyük tepkilere yol açan ve Mısır’ın tavrının eleştirildiği resmi açıklamalara karşılık, Mısır ilan ettiği deni sınırı ve ihale bölgesine ilişkin haritayı değiştirmedi. Hatırlanacağı gibi Mısır ile Yunanistan arasında daha önce deniz sınırları anlaşması imzalanmış ve iki ülke parlamentolarında onaylanmıştı. 

*Yunanistan ve Mısır, GKRY ile birlikte daha önce yaptıkları açıklamalarda Türkiye-Libya arasında imzalanan Deniz Sınırlarının Belirlenmesi Anlaşması’nı tanımadıklarını anlaşmanın Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu öne sürüyorlardı. Türkiye Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni imzalamadığı için Mısır ve Yunanistan’ın bu tezlerini de reddediyor.

*Ancak Mısır’ın kısa süre önce yeni Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan ederek attığı adım ve yayınladığı sondaj bölgesi haritası doğrudan Türkiye’nin egemen kara sularının ve Libya anlaşmasının tanınması anlamına geliyor. Bu çok olumlu bir gelişme. 

*Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da bu konudaki sorulara verdiği yanıtta, Türkiye'nin Mısır'la Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları konusunda müzakere yapılabileceğini, hatta anlaşma da imzalanabileceğini söyledi. 

*Bu açıklama da kanımca iktidarın yıllar sonra Mısır’a doğrudan verdiği oldukça önemli bir diplomasi ve normalleşme mesajı. Gerçekte Doğu Akdeniz’in en uzun kıyısına sahip iki olan Türkiye ve Mısır arasında imzalanacak bir Deniz Sınırları Anlaşması, bölgede ve Doğu Akdeniz’de tüm dengeleri değiştireceği gibi sorunların büyük ölçüde halledilmesine, Yunanistan ve GKRY’nin Türkiye ve KKTC kara sularında hak iddialarına dönük tezlerinin de
boşlukta kalmasına zemin sağlayacak. Bunun içinde öncelikle Türkiye-Mısır ilişkilerinin diplomasi yoluyla normalleşmesi, diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması, karşılıklı büyükelçilerin atanması öncelikli adımlar olarak görünüyor.

*Gerek Ortadoğu’da gerekse Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika’da Türkiye-Mısır uzlaşması ve işbirliği, güçlü bir bloğun oluşmasına, bölgesel sorunlarda iki ülkenin ağırlığını koyarak çözümü hızlandırmasına ve nihayet iki ülkenin karşılıklı çıkarlarının gelişmesine ortam yaratacaktır. Mısır ile normalleşme aynı zamanda Yunanistan ve GKRY karşısında Türkiye’nin elini güçlendirecek, Doğu Akdeniz Enerji Forumu (EASTMED) başta olmak üzere bölgesel oluşumlarda Yunanistan ve GKRY’nin etkinliğini sınırlayacaktır.

*Mısır ile normalleşme, beraberinde son dönemde Arap ülkeleriyle ilişkilerini hızla geliştiren İsrail ile normalleşmeyi hızlandıracaktır. Kanımca Türkiye-Mısır diyalogunun ve diplomatik ilişkilerin tekrar tesisi, ülkemizin dış politikasında ve çıkarlarımızın korunarak genişletilmesinde ortaya çıkaracağı yansımalarla, olumlu bir süreci başlatacaktır. Bu açıdan Mısır’ın ihale ilanında sergilediği Türkiye’ye saygı tavrını ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da bu çerçevedeki müzakere ve anlaşma açıklamalarını çok önemsiyorum.