Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi için gittiği Özbekistan'da resmi temaslarını tamamlayan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kuruluna katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD’nin New York kentine gitti.

Erdoğan, ABD ziyareti öncesi iktidara yakınlığıyla bilinen basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İzmir'in kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümü kutlamalarında yaptığı konuşma nedeniyle, "Haddini bilmez, ahlaksız" dediği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e bir kez daha tepki gösteren Erdoğan'ın hedefinde bu sefer gazeteci Merdan Yanardağ da vardı.

'GEREĞİNİ YAPMAMIZ LAZIM'

Erdoğan, "33 sene Osmanlı’yı idare eden bir Sultan Abdülhamid’e utanmadan, sıkılmadan öyle yakıştırmalar yapılması asla kabul edilemez. Bir de Merdan Yanardağ diye birisi var. O da Osmanlı hakkında ahlaksız ifadeler kullanıyor, hakaretler ediyor. Bu ifadeleri kesinlikle nefret suçuna da girer. Tabii bunların üzerine gitmemiz lazım. Yani bu meydan o kadar boş değil. Bunu bilmeleri gerekecek. Ecdadımıza eğer layık olacaksak bunlara hukuk çerçevesinde gereğini yapmamız lazım" diye konuştu.

Erdoğan'ın sorulara verdiği yanıtlar şu şekilde:

Açıkladığınız Sosyal Konut Projeleri ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yurtları bu haftanın en önemli iki başlığıydı. Muhalefet cephesi buna eleştiriyle beton ekonomisi demeye başladı. Geçen sene ‘yurtlarda yer yok, hükümet yurt yapmamış’ diyorlardı. Proje açıkladığınız zaman da ‘hükümet sürekli betona yatırım yapıyor’ noktasında eleştiri getiriyorlar. Kanal İstanbul'a da köprülere de yollara da bu şekilde eleştiri getirmişlerdi. Sizin bu yatırımlarınıza yönelik muhalefet cephesi ‘Bunlar hep beton ekonomisidir’ sözünü sürekli tekrarlıyor. Sizin bu husustaki bu eleştirilere yorumunuz nedir?

Betonsuz ne bina oluyor ne yol oluyor ne köprü oluyor. Bunlar böyle diyor ama dedikleri şeylerin akla, mantığa sığar bir yanı var mı? 105 yeni yurt açılışı yaptık. Bu 105 yurt açılışının ötesinde bu sene arz olarak öğrenci talebinden çok çok fazlayız. Bütün bunlara rağmen şu anda ‘Daha da artı değer meydana getirelim, herhangi bir sıkıntı kesinlikle olmasın’ diyoruz. Böyle bir çalışma şu anda ortada. Yurtlarımızda 2002 yılında 182 bin olan yatak kapasitesi 2022 yılında 850 bine çıktı. Bizim yurtlar gerçekten çok lüks. Ben yurtları dolaşıyorum, bakıyorum. Yemekler hakeza öyle. Ücretler çok çok düşük. İşin böyle bir güzelliği de var.

Bütün bunların yanında da tabii benim iftihar ettiğim bir şey de şu; öğrenci kişilik buluyor. Özellikle ‘Bu benim yurdum’ diyebiliyor. Biz ranzalarda kaldık. Şimdi üç yatak, karyola, çalışma odası, gardırobu her şeyi içinde. Yurtlar böyle… Birçoğu da manzarasıyla her şeyiyle çok çok farklı.  Geçen gün Cebeci Öğrenci Yurdunun açılışını yaptım. Gençlik yıllarımda öğrenciliğimde Ankara’ya geldiğimde Cebeci Öğrenci Yurdunda arkadaşlarımla bir gece, iki gece beraber kalırdım. O yurt ile bunlar mukayese edilmez. İşte onu yıktık, şimdi sıfır yeni yaptık. Açılışı yaptık, odaları bir dolaştık. O zaman erkek yurduydu. Şimdi 4 bin kişilik bir kız yurdu oldu. Yani ‘Beton filan’ diyorlar ama bir gel, gez, gör, bak neyin nesidir? ‘Hakikaten nasıl bir yurt, bir göreyim şunu’ diye bir dertleri yok.

İşte Bay Kemal TEKNOFEST’e geldiği gün Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır onu gezdirirken ona aslında güzel bir ders verdi zaten; epeyce anlattı ona bazı şeyleri ama anlamaz.

TOKİ’nin sosyal konut ve arsa konusunda yapacağı arz çok konuşuldu. İkinci gününde başvurular 2 milyonu aştı. Talebin bu kadar çok olması, ihtiyacın da çok olduğunun bir göstergesi. İleriki dönemde bu arzın daha da artacağına dair bir eğilim var mı?

Arzın yapılması noktasında bizim bir sıkıntımız yok. Şimdi bir görmüş olduk arz-talep dengesini. Demek ki arz-talep dengesi, talep istikametinde gözüküyor. Öyleyse demek ki seçimin ertesinde yeniden bir hamle yapılabilir. O zamana kadar da zaten bu inşaatların kabası bitmiş olur, yüzde 50-60 oranında ilerlenmiş olur. Çünkü orada işin tamamen bitmesi 1,5-2 yılı bulur. Bir taraftan da tabi kuraların çekilmesi, ondan sonra yerleşmeler başlar. Bu arada da biz işin ikinci etabına başlamış oluruz. Burada bizim para pul sıkıntısı yok. Tabii burada talebin yoğunluğu ortada. Onun için diyorum ki Allah nasip ederse seçimden sonra yeni bir etabı inşallah başlatacağız. Çünkü bizim arsa noktasında filan sıkıntımız yok. Arsa noktasında sıkıntı olmadıktan sonra, yeter ki iş yapacak bir iktidar olsun. İş yapacak iktidar da biziz. Tabii Bay Kemal ve avanesi ona da bir şey uydururlar. Ben arkadaşlara da söyledim, ‘Arkadaşlar hiç oyalanmayalım, Türkiye’nin dört bir yanında planlamaya göre hemen temel atmaya başlayalım. Yıl sonunu beklemeyeceksiniz’ dedim. Talimatı verdim ve yıl sonuna varmadan biz şu anda hangi şehirde ne kadar yapıyoruz, ona göre bir taraftan da temelleri atıp inşaatlara başlayacağız.

Bunların yapılmayacağına dönük bir eleştiri var.  Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tweeti var; Sosyal Konut Projesini desteklediğini ama bunların boş vaatler olduğunu söylüyor. Başvuru için alınan 500 liranın geri ödenmeyeceği, bunun bir seçim yatırımı olduğuna dair eleştiriler var.

Bu ilk defa yapılan bir şey değil ki. Biz TOKİ vasıtasıyla bundan önce zaten 1 milyon 170 bin konutu yaptık, teslim ettik. Şu anda TOKİ konutlarında oturanlar var, bize dualar ediyorlar. İşte en son geçenlerde Esenler’de teslimat yaptık ve o daireleri ziyaret ettik. Bizimkinin ispatı var. İspat-ı vücut etmişiz biz.

Yeni Ekonomik Model meyvelerini vermeye başladı. Son zamanlarda içeriden ve dışarıdan ‘Türkiye bu paraları nereden buluyor?’ diye sorular geliyor. Siz de şimdi söylediniz ‘para sorun değil’ diye. Sahi Türkiye bu paraları nereden buluyor?

Çalışıyoruz, çalıştığınız zaman para da geliyor. Ülkemize duyulan güvenle dışarıdan da geliyor. Hazine Maliye, Merkez Bankası el ele vererek üretken bir ekonomiyi büyütüyor. Çünkü bizim bu attığımız adımlar, tüketim ekonomisinin veya israf ekonomisinin neticesi değil; tam aksine üretim ekonomisinin bir neticesidir. Üretim ekonomisinin neticesi olarak da şu anda biz hasılayı toplamaya başladık. İşte şu an itibarıyla mesela Merkez Bankamızın rezervi 115 milyar dolar civarında. Şimdi bunlara kalsa, bunlar Merkez Bankasının rezervini adeta sıfırlanmış gibi gösteriyorlar ama tablo öyle değil.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluş yıl dönümünde söylediği skandal sözler çok tepki çekti, çok eleştirildi. Siz de eleştirdiniz. Yani sanki işgalci Yunanistan’ı değil neredeyse Osmanlı ve atalarımızı suçladı. ‘Yunanistan neredeyse hiçbir şey yapmış değil, bütün olan bitenden Osmanlı sorumluymuş’ gibi ifade etti. Bu konuda sizin değerlendirmenizi merak ediyorum.?

Bu adamın istikameti filan yok. Bu, pusulayı şaşırmış ve terbiyeden uzak. Tarihini hakaretle ifade etmeye çalışan bir insan, bir defa bu milletin bir evladı olamaz. Bu millet, bu ecdatla anılıyor. Bu ecdatla şu anda biz iftihar ediyoruz. Ama ne yazık ki siyasetin içinde olmaktan öte, parti başkanı olanlarda bile ve üstelik tarihçiyim dedikleri halde bunu yapanların olması gerçekten bir akıl tutulmasıdır. 33 sene Osmanlı’yı idare eden bir Sultan Abdülhamid’e utanmadan, sıkılmadan öyle yakıştırmalar yapılması asla kabul edilemez. Bir de Merdan Yanardağ diye birisi var. O da Osmanlı hakkında ahlaksız ifadeler kullanıyor, hakaretler ediyor. Bu ifadeleri kesinlikle nefret suçuna da girer. Tabii bunların üzerine gitmemiz lazım. Yani bu meydan o kadar boş değil. Bunu bilmeleri gerekecek. Ecdadımıza eğer layık olacaksak bunlara hukuk çerçevesinde gereğini yapmamız lazım.