Siyaset gündeminde 'erken ve baskın seçim' ile 'Cumhurbaşkanı adaylığı' tartışmaları devam ederken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parlemento Meclisi (PM) üyesi eski Milletvekili Eren Erdem, Polemik Haber'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.


© CHP TBMM | Eren Erdem, Kılıçdaroğlu tarafından Doğu ve Güneydoğu'da çalışma yapmak üzere görevlendirildi

Geçtiğimiz günlerde yaptığı 'doğal aday' paylaşımıyla gündem olan Erdem, Kılıçdaroğlu'nun aday olması halinde fark atacağını söyledi.

Gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulunan Erdem'in, Polemik Haber'e verdiği röportaj:

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir paylaşım yaptınız. Ve bu paylaşımla; “CHP’nin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur” cümlesi ciddi manada gündem oldu. Bu tweetler sosyal medyada yoğun biçimde tartışıldı. Hatta, CHP’li Belediye Başkanlarına mesaj verdiğiniz dahi iddia edildi. Tam olarak neydi söylemek istediğiniz?

Esasen çok açıktı. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Eğer Millet ittifakı masası kabul ederse, Millet ittifakının çatı adayı olabilir. Bunun kararını ittifak liderleri verecek. Bu, son derece açık ve yalın bir cümle. Ben, CHP’de Milletvekilliği yapmış, üç dönemdir partinin en üst karar organı olan Parti Meclisinde görev yapan biriyim. Ben ve benim gibi kişilerin, böylesi kritik dönemlerde politika üretmek gibi bir görevi vardır. Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bu siyasal ve ekonomik krizinden çıkışın tek yoludur. Buna içtenlikle inanmamız için çok fazla sebep var. Türkiye’nin içinden geçtiği süreç, tarihin en derin bunalımı ve nihai olarak büyük bir devlet kriziyle beraber cereyan ediyor. Hepimiz ciddi olmak zorundayız, bu sürecin onarılması için, ciddi bir devlet deneyimine ihtiyaç vardır. Millet ittifakının tüm liderleri bu deneyime sahip. Ve Kemal bey, bana göre; en doğru aktör.

Ayrıca, biz; Belediye Başkanlarımıza mesaj vermek istersek SMS atarız. Bunlar manasız tartışmalardır. İşin magazinidir. Şu an, magazinleştirilemeyecek düzeyde kötü bir süreçten geçiyoruz. Sürecin tüm taraflarının kaskatı bir ciddiyetle politika üretmesi gerekiyor. Burada, hiçbirimiz oyun oynamıyoruz. Çocuklar ölüyor, gençler intihar ediyor, kadınlar katlediliyor. İnsanlar ekmek kuyruklarında. Devlette liyakat bitmiş; saçma sapan bir savrulma sürecinde hükümet.

Dolayısıyla, mesajım Türkiye’yedir. Herkesedir. Türkiye’nin çıkış yolunu tarif ettim.

Ancak size gelen tepkilerde, “Kemal bey kazanamaz” gibi ifadeler vardı. Böyle bir algının insanlar arasında yaygınlaştığı kanaatinde misiniz?

Tarihe bir not düşmek isterim. Göreceksiniz, Millet İttifakı'nın çatı adayı olması halinde Kemal bey tarihi fark atacak! Bakın, öyle basit bir fark değil, tarihi fark atacak. Kemal bey kazanamaz cümlesi, bu millete hakarettir. Bir tarafta, tüm devleti kendi malı mülkü addeden ve tüm kararları danışmanlarıyla veren Erdoğan ve Erdoğan’dan kaynaklanan ekonomik kriz; diğer yanda 27 yıllık devlet tecrübesiyle, siyasi kadrolarla yürüyen; Türkiye’nin önüne yeni bir anayasal seçenek koyan Millet ittifakının akil ismi Kemal Kılıçdaroğlu. Partili Cumhurbaşkanı seçim vakti meydan meydan gezip; muhalefete ağır küfürler edecek. Kemal bey ise, dostlarımızla birlikte; bu düzenin nasıl değiştirileceğini, ekonominin nasıl iyileşeceğini anlatacak. Bu millet elbette sandıklara koşacak ve ve ittifakın çatı adayı olması halinde; Kemal Kılıçdaroğlu, tarihi bir fark atacak. Adeta ezerek kazanacak! Hayattayız, göreceğiz birlikte.

Belediye Başkanlarının adı Cumhurbaşkanı adaylığı için geçiyor. Mesela, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri zikrediliyor. Ne dersiniz?

Bu seçim, sıradan bir seçim değil. Ve seçimde, Millet ittifakının kazanmama riski yok. Şu an makas 40-60 biçiminde. İttifak liderlerinden herhangi biri kazanabiliyor. Adayın kim olacağı tartışılırken, kazanma-kaybetme kriteri yok oldu artık. Başka kriterlerle aday belirlemek zorundayız. 


© CHP Bülten | CHP'nin 37. Kurultayı

Nedir o kriterler?

2023 Seçimleri ile bir sonraki seçimin arası bir “geçiş” sürecidir. Ara dönemdir. Geçiş sürecinde Türkiye, bir siyasi parti tarafından yönetilmeyecek. Millet ittifakının adayı, Millet ittifakının ortaya koyduğu protokol ve programa uymak durumundadır. Yetkilerini, Millet ittifakının uzlaştığı çerçevede kullanacak. Çivileri sökülmüş devleti onaracak, Türkiye’nin risklerini azaltacak, mevcut rejimi değiştirecek, ekonominin iyileşmesi için ittifakın müşterek reform iradesini hayata geçirecek. 

Yani bir yönüyle restorasyon, bir yönüyle de reform hükümeti. Ortada bir “kazanma-kaybetme” meselesi yok iken, “devlet tecrübesi” olmayan bir kişiyi Cumhurbaşkanı yaparsanız ne olur? Geçiş sürecinde sorun yaşayabilirsiniz. Çünkü, kazasız ve hatasız yönetilmesi gereken bir süreç bu. Tabir caiz ise, mikronluk bir ameliyat yapacaksınız. Cerrah olmanız lazım. Yani, siyasetçi olmak yetmez. Devlet adamı olmanız, devleti çok iyi tanımanız gerekiyor. Şakası olmayacak bir süreç. İşte bu süreci, devleti çok iyi tanıyan bir kadro yönetirse; ondan sonra siyasetin önü açılacak. Orada, her aktöre siyaset yapabileceği alan oluşacak. Ama geçiş dönemi, uzmanlık gerektiren bir süreçtir.

Peki nasıl bir seçim süreci ön görüyorsunuz?

Tarihimizin en sert seçim sürecini yaşayacağız. Cumhur ittifakı meydan meydan gezecek, muhaliflere en ağır küfürleri, en galiz ve söylenmez hakaretleri yağdıracak. Herkesi terörist ilan edecekler. Rakiplerine, kavgada söylenmez küfürlerle konuşacaklar. Kural mural kalmayacak. Ama yarattıkları siyasal ve ekonomik krize dair tek bir çözüm ve gelecek tasarımı getiremeyecekler.

Millet ittifakı ise, müthiş bir stratejiyle ilerliyor. Ne yapıyoruz biz? Ortak anayasa paketimizi hazırlıyoruz. Ekonomik krize çözüm önerilerimizi hazırlıyoruz. Çivisi çıkmış devleti, onarma programımızı hazırlıyoruz. Ekonomiyi hemen iyileştirecek formüller oluşturuyoruz. Toplumsal barışı sağlayacak önermelerimizi hazırlıyoruz. Hepsi bitmek üzere. Biz, Cumhur ittifakının mevcut stratejisinden memnunuz. Çıksın partili Cumhurbaşkanı bize küfür etsin sadece. Biz, kendisini o kadar görmezden geleceğiz ki; acaba ben var mıyım diye düşünerek sürekli aynaya bakmak zorunda kalacak.

Bizim gözümüzde Erdoğan meselesi yok. Erdoğan’ın sistemi var. Erdoğan bir fanidir. Etten kemiktendir. Sistemler ise bakidir, kalıcı ve tehlikelidir. Biz, etten kemikten biriyle rakip değiliz. Bizim bir sistem önerimiz var. Bugün ekonomiyi iyileştirecek sistem bizim sistemimiz, devleti onaracak sistem bizim sistemimiz, toplumu barıştıracak sistem bizim sistemimiz, mahkemelere adalet getirecek sistem bizim sistemimiz, devlet kurumlarını yeniden ayağa kaldıracak sistem bizim sistemimiz.

Erdoğan’ın tek adam sistemi ise; zam, zulüm, pahalılık, yüksek dolar, ekmek kuyruğu, intihar eden gençler, şiddet gören kadınlar, ayrıştırma, toplumu bölme, mezhepçilik, dışlayıcılık sistemidir. Bakın, her gün zam. Bu sistem yüzünden. Gençler umutsuz, çaresiz. 

Dolayısıyla, bu iki sistem yarışacak. Doğru söyleyen kazanacak.

Unutmayın, bu seçimde kaybetme meselesi yok. Adaylaşma meselesi var. Şu kazanır, bu kaybeder lafları; magazin. Artık sona gelindi. Kazanılacak. Ama, doğru bir isimle kazanılırsa, devlet rayına oturur, ülke rahatlar. İttifak partilerinin Genel Başkanlarının her biri çok değerli, her biri bu işi yapabilecek durumda. Bizim gönlümüz; Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana. CHP’nin doğal adayı, Kemal beydir. İttifakın adayına ise, ittifak masası karar verir. Temennimiz, kararın bu gerçekler doğrultusunda olmasıdır. Ama biz, ittifak liderleri adına konuşma edepsizliğinde bulunamayız. Her birisinin bu vatana aşık olduğu ortadadır. En doğru kararı vereceklerdir.