20. ve 22. Dönem Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, sadece kendi grubunu inançlı, diğer grupların hepsini sapık; sadece kendi grubunu temiz, karşı grupların hepsini kirli ve imha edilmesi gereken düşmanlar olarak kabul eden bir anlayış içerisinde “Temiz Eller Operasyonu” yapmanın mümkün olamayacağını ifade etti.

Geçmişte Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu Başkanı olarak da görev yapmış olan 20. ve 22. Dönem Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, TV5’de yayınlanan ve Gazeteci Mustafa Yılmaz’ın sunduğu “Kulis Ankara” programında, Sedat Peker’in iddiaları ile gündeme gelen konuları değerlendirdi.

Uğur Mumcu suikastında otomobilinin altına C-4 tipi patlayıcıyı kimin yerleştirdiğinin 28 yıldır bulunamadığını hatırlatan Yarbay, bu tespit edilemedikten sonra bazı isimlerin suçlanmasının hiçbir değerinin olmadığını söyledi.

'DEVLETİN GÖREVİ TUĞLALARI ÇEKMEKTİR'

Eski Emniyet Genel Müdürü, Adalet ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın söylediği iddia edilen “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” sözüne atıfta bulunan Yarbay, “Devletin görevi, tuğlaları çekmektir. Çünkü bir gecekondu yapılmış ve o gecekondunun sağlıklı olması için onun yıkılması lâzım. Yeni baştan yapılması lâzım, hukuk devletinde” dedi.

Şahısları konuşmadan önce, “Devlet hukuk dışına çıkmamalıdır” ilkesinin konuşulması gerektiğini vurgulayan Yarbay, sözlerine şöyle devam etti:

*Terörle mücadele için bile olsa hukuk içinde kalmalıdır. Maalesef, 91-95 yılları arasında devletin o günkü yöneticileri, dediler ki ‘Biz, terörle terörün yöntemiyle mücadele edeceğiz’ dediler ve birtakım insanlar, PKK’ya yardım ettiği ve yok uyuşturucu, şu, bu gibi gerekçelerle infaz edildiler, öldürüldüler. Bunların cesetleri çeşitli yerlerde bulundu. Gerekçe ne? Gerekçe (sebep) hukuk dışına çıkma. Bugün benim esas üzerinde durmak istediğim şey, devlet yönetimi, ne gerekçeyle olursa olsun, hukuk dışına çıkmamalıdır.

Ersönmez Yarbay, son günlerde MİT tarafından bazı ülkelerden bazı şahısların kaçırılarak Türkiye’ye getirildiğine işaret ederek, bir uyarıda bulundu. Yarbay, “Kardeşim, Suçluların İadesi Sözleşmesi var. Devletlerin iç işlerine girdiğiniz zaman, diğer devletler de sizin iç işlerinize girerler. Onlar da sizin hakkınızda operasyonlar yapmaya başlarlar. Onun için, bir suçlu mu var bir yerde? İlgili devletten o suçlunun iadesinin istenmesi lâzım.” dedi.

Türkiye’nin bu tip operasyonları hep hukukun tartışmalı olduğu ülkelerde yaptığını ileri süren Yarbay, devlet yöneticilerinin hukukun sınırları içinde hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.

'SIKIŞINCA SIRLARI İFŞA EDERLER'

Ersönmez Yarbay, ASALA ve PKK gibi örgütlere operasyonlar yapılırken birtakım insanların kullanıldığını, böylece bu insanların, devletin sırlarına ortak olduklarını, sıkıştıkları zaman da devletin sırlarını ifşa ettiklerini dile getirdi. Terörle mücadele edilirken bile hukuk dışına çıkılmaması gerektiğini vurgulayan Yarbay, denetimin olmadığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi otoriter rejimlerde, iftira bile olsa dedikoduların prim yaptığını söyledi. Yarbay, “Yani insanlar, açık açık konuşmazlar; ama dedikodu dinlemeye, dedikodu üretmeye çok meyyaldirler, açık olmayan toplumlarda.” dedi

Yarbay, “Siz, Uğur Mumcu cinayetini araştırırken, devletin hukuk dışına çıktığını gördünüz mü?” sorusu üzerine, cinayetin çok ciddi bir şekilde araştırmadığının görüldüğünü söyledi.

Dünyanın bütün silah üreticilerinin, silahların seri numaraları üzerinden sevkiyat hakkında birbirlerine bilgi verdiklerini söyleyen Yarbay, hangi örgüt olursa olsun, silahlı mücadeleye girdiği anda istihbarat teşkilatlarının kontrolüne girdiğini belirtti. Yarbay, “İstihbaratçılar sızarlar. Kimin eli kimin cebinde, pek belli değildir. Sızarlar ve birtakım eylemler yaparlar, yaptırırlar.” dedi.

Ersönmez Yarbay, Türkiye’de neden bir “Temiz Eller Operasyonu” yapılamadığına dair soru üzerine de Orta Doğu kültürlerinde ara renklerin olmadığını ifade ederek, “Ya siyah var ya beyaz. Ya siyah olman lâzım ya beyaz olman lâzım. Siyah olduğun zaman hainsin, beyaz olduğun zaman vatanseversin. Ara renkleri, uzlaşmayı kullanmadığımız için kan gövdeyi götürüyor.” dedi.


Yarbay, sadece kendi grubunu inançlı, diğer grupların hepsini sapık; sadece kendi grubunu temiz, karşı grupların hepsini kirli ve imha edilmesi gereken düşmanlar olarak kabul eden bir anlayış içerisinde “Temiz Eller Operasyonu” yapmanın mümkün olamayacağını ifade etti.

Emekli amirallerin bildirisi üzerine Danıştay ve Yargıtay’ın da bildiri yayınladıklarını hatırlatan Yarbay, “Kardeşim, sen yargısın. Biraz sonra bunlar, ‘suçlu’ olarak karşına gelecekler. Sen, önceden fikir beyan edemezsin. İhsās-ı rey yapamazsın. Şunu görüyoruz: İktidar partisine paralel eylem ve işlemlerde bulunan savcılar ve hākimler, Yargıtay ve Danıştay üyesi seçiliyor. Yani açıkça ödüllendiriliyor ve bu, toplumun önünde yapılıyor. Halbuki burada önemli olan, liyakat esas alınması gerekirken, iktidar paralelinde hareket eden hākim ve savcılar, ödüllendiriliyor.” diye konuştu.