CHP Sözcüsü Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) sonrası basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

DAMADA YENİ KOLTUK MU HAZIRLIYORSUNUZ?

Saray ve şürekâsı avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bu kakofoniye önce yeni Hazine ve Maliye Bakanı sonra da bu konuda uzun süredir sus pus olan AK Parti Genel Başkanı katıldı. Hayırdır? Damadınıza yeni bir koltuk mu hazırlıyorsunuz? Sorularımızı adamakıllı cevaplamak yerine, sorularımıza ‘seviyesiz siyaset’ demiş. Seviyesiz siyaset, milletine hesap vermekten kaçan siyasettir. Erdoğan’ın cevapları zaten malum… Ben Sayın Bakan’a soruyorum; ‘Madem damadın yaptığı işler doğruydu. Siz o koltuğa neden getirildiniz?’ Damadın arka kapıdan, ihalesiz döviz satması doğruysa, siz neden bu işlemlere son verdiniz? Damatla beraber, Merkez Bankası Başkanı neden değiştirildi?  Kimse milleti kör, alemi de sersem sanmasın. O günkü hatalar nedeniyle, bugün millet kırk katır mı, kırk satır mı noktasına geldi. Ekonomi yüksek faiz, yüksek kur kıskacına sokuldu. Millet işsiz, aç.  Tefeci eline düşen babalar, evlatlar canına kıyıyor. Esnaf, çiftçi, KOBİ faize ezdiriliyor.  Ekonomik buhran aileleri dağıtıyor. Erdoğan çıkıyor, ülkemizde aile yaşamını bitireni arıyor. Anlaşılan sarayın altun varaklı aynaları sorumluları göstermiyor.

EN BÜYÜK AÇIK TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI

Partili Cumhurbaşkanı, şehidimizin anacığına başsağlığı dilemeyi bile, Bir siyasi faaliyete dönüştürdü. Şehit anasının acısından, siyasi rant devşirmeye kalktı. Ciddi tarafsız bir Cumhurbaşkanı, yaşanan acıyı siyaset üstü tutardı. Tüm parti liderlerini bir masa etrafında toplardı. Bugün ülkemizin en büyük açığı ne cari açıktır ne de bütçe açığıdır. Bugün ülkemizin en büyük açığı, herkesi kucaklayacak, tarafsız bir Cumhurbaşkanı açığıdır. Bugün derin bir devlet krizi yaşıyorsak, Sebebi işte budur.

MEMNUNİYET ERDOĞAN'A, HAKARETLER KILIÇDAROĞLU'NA

Operasyon başarılı olsa, ‘Sorumlusu benim, ben diye zafer naraları atacaktı. Ama kurtarma operasyonu başarısız olunca, muhalefete saldırdı, hakaretler etti. Genel Başkanımız, operasyonun ardından millet adına, şehitlerimiz için beş soru sordu. Bu sorulara cevap yerine ağza alınmayacak hakaretler geldi. Bugün de bu seviyesiz sözleri sürdürüyor. Saray’ın İletişim Başkanı bile, Erdoğan’ı sansürlemek zorunda kaldı. Ne diyelim, memnuniyet ve iltifatlar Erdoğan’a… Şikâyet ve hakaretler Kılıçdaroğlu’na… Erdoğan, hakaretle de yetinmedi. ‘Sorumlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir’ diyerek, devletin arkasına saklanmaya kalktı. Başarısızlıktan kendini değil, devletini sorumlu tutan bir Cumhurbaşkanı. Bu ne görülmüş ne de duyulmuş şey… İşte devlet krizi tam da budur.

SAĞLIK BAKANI BUNU YAPARSA

Salgının yayılmasını engellemek için lokantalar, restoranlar, kafeler kapatıldı, ama salgın AK Parti il kongrelerine ve protokol cenazelerine uğramıyor. Sağlık Bakanı burada ne diyor? ‘Duygularımızı rahatça paylaşacağımız günler için cenaze ve nikâhlarda 30 kişiyi geçmiyoruz.’ Bu da dünkü protokol cenazesinden fotoğraf, lebaleb dolu…Ne yazık ki Sağlık Bakanı da bu kalabalığın tam göbeğinde… Salgını hafife alamayız. Bu salgında 28 binden fazla yurttaşımızı kaybettik. Ekonomik kayıplarımız da cabası. Esnaflarımız perişan, çiftçilerimiz perişan, işçilerimiz perişan. Tüm dünya, salgınla mücadeleyi bir dünya savaşı ciddiyetinde götürüyor. Normalleşmede gecikilecek her dakika, insani kayıplar kadar, ekonomik kayıpları da artırıyor. Sağlık Bakanı bunu yaparsa, milletimiz de salgını ciddiye almaz. Bu görüntüleri açıkçası çok yadırgadık.

16 İNSANIMIZ ŞEHİT OLDU, SORUMLU KİM?

Bölücü terör örgütü, 5 - 6 yıldır elinde rehin tuttuğu savunmasız, silahsız 13 yurttaşımızı, bir mağarada alçakça, vicdansızca katletti. Canlarımızı, aramızdan kalleşçe aldı. Bu harekâtta rehineler dâhil, 16 şehidimiz var. Bölücü terör örgütünü bir kez daha lanetliyoruz. Bu katliamın faillerinin, bir an evvel cezalarını görmelerini bekliyoruz. Terör nereden, kimden gelirse gelsin insanlık suçudur. Terörden fayda ummak ya da terör karşısında susmak da büyük bir insanlık suçudur. Kahraman askerlerimizin, Mehmetçiklerimizin terörle mücadelede başarısı tartışılmaz. Tarih ve milletimiz buna şahittir. Ama son operasyon, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Erdoğan’ın ifadesiyle, başarısız oldu. Asker, polis, devlet görevlisi 13 rehine kurtarılamadı. 16 insanımız şehit oldu. Bu katliamın faili, hain bölücü terör örgütüdür. Bunda kuşku yok ama başarısız rehine kurtarma operasyonunun sorumlusu kim? Biz, bu soruyu milletimiz adına, şehitlerimiz ve onların aileleri adına soruyoruz. İstihbarat mı yetersizdi? Planlama mı, yoksa zamanlama mı hatalıydı? Kurtarma operasyonunun, Baskın vasfını kaybettiren gelişmeler mi oldu? Ucube tek adam rejimi elinde emir-komuta zinciri mi dağıldı? Kurtarma operasyonu, şahsım hükümetindeki erimeyi durdurmak ve anketlerde baş aşağı gidişi engellemek için siyasi saiklerle mi zorlandı? Demokratik, şeffaf toplumlarda tüm bunlar tartışılır. Yetkililer de sorumluluklarının hesabını verir ama bizde öyle olmadı.