Sayıştay'ın 2019 raporunda ortaya çıkan ve muhalefet tarafından 'skandal kredi' olarak tanımlanan Ziraat Bankası'nın vergi cenneti olarak bilinen Virgin Adaları'ndaki bir şirkete 1.6 milyar dolar tutarındaki kredi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) tartışıldı.

Konuyu TBMM gündemine taşıyan Faik Öztrak, söz konusu kredinin Turkcell’e Türk hissedarlığın devam etmesi için verildiği ve Ekim 2020’de ödendiği yönündeki açıklamasını değerlendirdi.

Öztrak, ''Borç ödendiyse, Ziraat Bankası’nın teminat olarak aldığı yüzde 13,77’lik hisse şu an nerede? Kedi buradaysa ciğer nerede? Ciğer buradaysa kedi nerede?'' diye sordu.

MALİYE BAKANI'NA YANITLAMASI TALEBİYLE YÖNERGE VERİLDİ

Öztrak'ın Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'a yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde yer alan bilgilere göre, Ziraat Bankası, vergi cenneti olarak bilinen British Virgin Adalarında kurulan bir şirkete, 2014 yılında 1 milyar 636 milyon 770 bin 735 dolar tutarında kredi kullandırdı.Kredi 3 yılı geri ödemesiz olmak üzere toplam 10 yıl vadeyle verildi. Kredi verilen şirket, telekomünikasyon sektöründe hizmet veren bir diğer şirketin yüzde 100 iştirakiydi. Krediye teminat olarak, iştiraki olunan şirketin 1 milyar 636 milyon dolar değerindeki yüzde 13,77 oranındaki hisse payı gösterildi. Uygun ödeme koşullarına rağmen zaman içerisinde kredinin tahsilatında sıkıntılar yaşandı. Mart 2020 itibariyle, kredinin üç yıllık gecikmiş anapara taksiti ve faizlerinin toplamı 726,5 milyon dolara ulaştı.

ZİRAAT VE TURKCELL

Konuya dair açıklamasında, ''bahsi geçen kredinin “Çukurova grubuna, Turkcell İletişim A.Ş.’deki dolaylı hissedarlığı münasebetiyle Türk ortaklığının devam edebilmesi için verildiği'' ifade eden Ziraat Bankası, kredinin Ekim 2020 tarihinde tahsil edildiğini kaydetti. Turkcell ise konuya dair açıklamasında 'söz konusu kredinin şirketleri tarafından kullanıldığını ve kredi sözleşmesine doğrudan ya da dolaylı olarak taraflığı bulunmadığını açıkladı.

''ZİRAAT'İN KREDİ BORCUNU NASIL KAPATILDIĞI TAM OLARAK ANLAŞILMADI'',

Ziraat Bankası’nın kredinin ödendiğini ifade ettiği Ekim 2020 tarihinin, aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) Turkcell’in yüzde 26,2 hissesine sahip olarak hâkim hissedar olduğu tarih olduğunu belirten Öztrak, “TVF, İsveçli Telia şirketine ait yüzde 24’lük payı 530 milyon dolara satın alarak hâkim ortak konumuna gelmiştir. Dolayısıyla TVF, Ziraat Bankası teminatında bulunan yüzde 13,77’lik payı, kredi borcuna mukabil devir almamış görünmektedir. Mevcut durumda Turkcell hisselerinin yüzde 26,2’si TVF Bilgi Teknolojileri İletişim Hizmetleri Yat. San. ve Tic. A.Ş.’de; yüzde 19,8’i Rus şirket LetterOne’a ait IMTIS Holdings S.A.R.L.’de görünmektedir. Bu durumda Ziraat Bankasının kredi borcunun nasıl kapatıldığı tam olarak anlaşılamamıştır” ifadelerini kullandı.

Öztrak, Bakan Elvan’a şu soruları yöneltti: 

Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş, “1 milyar 636 milyon dolarlık kredi ile doğrudan veya dolaylı taraflılığımız bulunmuyor” derken, Ziraat Bankası söz konusu kredinin Çukurova grubuna Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş’deki ortaklığının sürdürülmesi için kullandırıldığını ifade etmektedir. Sayıştay Raporu ise bu kredinin vergi cenneti, British Virgin Adaları’nda kurulan bir şirkete kullandırıldığını raporlamaktadır. Tarafların beyanları arasındaki tutarsızlıklar dikkat çekicidir. Ziraat Bankası bu krediyi kime, ne amaçla ve ne karşılığında kullandırmıştır?

Sayıştay raporunda bahsedilen 1 milyar 636 milyon dolarlık kredi borcu, Turkcell’in TVF’ye geçtiği Ekim 2020 tarihinde Ziraat Bankasına ödendiyse, bu borcu kim, nasıl ödemiştir?

Bu borç kapatıldıysa Ziraat Bankası Genel Müdürü Sayın Hüseyin Aydın’ın Turkcell İletişim A.Ş’deki Yönetim Kurulu Üyeliği hala neden devam etmektedir?

İsveçli eski ortak Türkcell İletişim A.Ş ’deki yüzde 24’lük payını Varlık Fonu’na 530 milyon dolara satarken, Ziraat Bankası 1 milyar 636 milyon dolarlık kredi için aynı şirketin yüzde 13,77’lik payını teminata almıştır. Hisselerin satışında ve teminatlanmasında bu kadar farklı değerlemeler yapılmasının nedeni nedir? Bu kadar fark normal midir?

Ziraat Bankası kamuoyuna yaptığı açıklamada “kredi verilirken, çok uluslu ortaklık yapısına sahip şirketin, çeşitli ülkelerle devam eden karmaşık dava süreçlerin çözülmesiyle krediyi geri ödemesi için gerekli akışın sağlanabileceğinin öngörüldüğünü” ifade etmiştir. Ziraat Bankası 2014’de, 2020’de gerçekleşecek bir işlem için, böyle bir öngörüde nasıl bulunabilmiştir?