Altaylı, "Senden dolayı öyle olmaz koçum" başlıklı bugünkü yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Eğitim karşıtı, çağ dışı birileri elbette üniversitelere, eğitim kurumlarına dil uzatabilir. Beklenir. Gördük de böyle şeyler bu ülkede. Ama ilk kez böylesini görüyoruz.

Adının önüne her nasılsa profesör unvanı koyabilmiş, yani üniversitede ders verme, eğitim verme yetkisine sahip olmuş bir “şuursuz” kendi çalıştığı müesseseyi  “fuhuş evi” yani genelev veya randevuevi olarak görüyor ve hiç utanıp sıkılmadan bunu bir televizyon kanalında haykırıyor.

Programdaki diğer konukların “Yapma hocam” uyarılarına rağmen milyonlarca öğrenciyi karalamaktan da vazgeçmiyor. Dahası utanmadan Cumhurbaşkanı’nın da aynı fikirde olduğu söyleyerek.

Bu “Herifin” üniversiteleri fuhuş evi zannetmesine neden olan şey muhtemelen kendisi ile ilgili görüşleridir. “Ben orada çalışıyorsam orası fuhuş evidir” diye düşünmüş olabilir. Bu YÖK’ün bu sözde profesörü kendisine yakışan bir işyerinde çalışmak üzere üniversiteden sepetlemesini bekliyorum."