Pervin Buldan'ın konuşmasından başlıklar şöyle: 

*Sınırlar yeryüzüne açılmış yaralardır.  Denizlerde ve karada mülteciler için güvenli geçiş yolları acilen açılmalı ve iltica hakkı tanınmalıdır. 

*Türkiye tarihinin en büyük siyasi kumpas davalarından biri olan Kobani yalanları davasının ilk duruşması Sincan’da başladı.  Desteğini sunan herkese teşekkür ediyoruz. Dünkü duruşmanın kendisi de hukuksuzluklarla doluydu.

*Yalanlarla açılan dava hukuksuzlukla başladı. Taraflı olduğunu saklamayan bir mahkeme başkanı heyetinin özellikle tam bir suçluluk psikolojisini, gerçeklerin açığa çıkmasından duyulan korkuyu bir kez daha gösterdi. Sanık sandalyesinde olan HDP değildir, asıl bu kumpasın sahipleri sanık sandalyesindedir.  HDP bu kumpas davasında yargılanan değil yargılayan olacaktır.

*HDP bu davada hesap veren değil hesap soran olacaktır. Arkadaşlarımız duruşma süresince tüm gerçekleri ortaya koyacaktır.  Bu hukuki değil siyasi bir davadır.

*Aynı kapatma davasında olduğu gibi Kobani davası da temelsizdir ve çökmeye mahkûmdur.

*DAİŞ 7 yıl önce Kobani’ye saldırı başlattı ve büyük bir soykırım planladı.  Bütün dünya Kobani için ayaktaydı, Türkiye’de de demokratik, barışçıl protestolar çok daha önce başlamıştı.  Tek talep vardı: Kobani’ye insani yardım koridorunun açılması ve DAİŞ katliamının durdurulmasıydı. Provokasyonun başlangıcı dönemin başbakanı Erdoğan’ın 7 Ekim’de Antep’te müjde verircesine yaptığı “Kobani düştü, düşüyor” açıklaması olmuştur.  Aynı gün Muş Varto’da protestolar esnasında polisin Hakan Buksur adlı genci vurarak öldürmesi provokasyonları büyütmüştür.  Paramiliter güçler organize biçimde sokaklara salınmış ve halkın demokratik tepkileri kanla bastırılmaya çalışılmıştır.  Bir kez daha o dönemde hayatını kaybedenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.

*O süreçte heyetimiz bu provokasyonların durdurulması için İçişleri Bakanlığı’nda 48 saat boyunca görüşme gerçekleştirilmiştir. Biz İmralı heyeti olarak İçişleri Bakanlığı’nda bu provokasyonların önüne geçmek için mesai harcadık.  O dönemde İçişleri Bakanı, ‘Güvenlik güçleri içinde kontrol edemediğimiz gruplar var’ demiştir bize.  Aradan 7 yıl geçmesine rağmen o kontrol edilemeyen güçlerle ilgili soruşturma açılmadı.

*Kobani katliamlarının siyasi ayağının ortaya çıkmasından mı korkulmaktadır?  Biz bu soruları elbette ki sormaya devam edeceğiz.  Kobani gerçeklerinin üzerini asla ve asla kapatamayacaklar.  Cesaret ve kararlıkla şunu söylüyoruz: Bu davada hakikatin karşısında yalanlar yargılanacak ve tarih önünde mahkûm olacaklardır.