Programa BTP’nin kurucu lideri Prof. Dr. Haydar Baş’ı anarak başlayan Hüseyin Baş, 14 Nisan’ın Haydar Baş’ın ikinci vefat yıl dönümü olduğunu hatırlattı ve “Bizim partimiz bir fikir, düşünce partisidir, bir okul adeta. Buradan çok insan yetişti, Türkiye siyasetine katıldı. Bu fikrin, siyasetin mimarı merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ı, 14 Nisan günü Türkiye'nin bütün illerinde aynı anda düzenlenecek salon programlarıyla anacağız. O'nu hem anacağız hem anlatacağız” dedi.

'TÜRKİYE'DE TAHT OYUNLARI OYNANIYOR'

Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına ilişkin sorulara da cevap veren BTP Lideri, yaşananları bir dönemin dünyaca ünlü dizisi Game Of Thrones’e (Taht Oyunları)  benzetti.
Baş, “Türkiye'de taht oyunları mesabesinde bir süreç işliyor. Kim aday olacak, nasıl olacak? Millet İttifakı'nın adayını merak ediyoruz ama Cumhur İttifakı'nın adayı da en az Millet İttifakı'nın adayı kadar önem arz ediyor. Bunun konuşulmadığı bir yerde, diğer tarafın adayı konuşuluyor. Spekülasyonlar üzerinden Cumhurbaşkanı belirlenmez. Cumhurbaşkanı önemli bir kavram, hele de başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı Türkiye'nin bütün yetki merkezi” dedi.

'ERDOĞAN'IN 3. KEZ ADAYLIK HAKKI VARSA BEN DE ADAYIM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasaya göre 3. kez aday olmasının mümkün olmadığını da ifade eden BTP lideri şöyle devam etti; “Tabi anayasa ne kadar dinleniyor, bunu zaman içinde gördük ama anayasaya göre bu olamıyor. Eğer Cumhurbaşkanımız üçüncü kez aday olacaksa ben de YSK'ya gidip Cumhurbaşkanı adaylığımı açıklayacağım. Benim de önümde bir engel var. Anayasamıza göre 40 yaşının altındakiler Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Ben de 40 yaşının altında bu ülkenin yüzde 60 ile aynı yaş ortalamasının içinde olan bir insanım. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız 3. kez aday olabiliyorsa ben de YSK'ya başvuru yapacağım.”

'MERKEZ BANKASININ KASASI NASIL BOŞALDI'

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş programda ekonomi üzerine de değerlendirmeler yaptı.

Baş şunları söyledi; “Merkez Bankası tam takır kuru bakır. Bu kadar dövize ihtiyaç olunan bir ortamda dövizi durduramıyorum. Dolayısıyla benim cari açık vermemem lazım. Bizim SEKA diye bir fabrikamız vardı. Bunları özelleştirdiler, arkasından da tek tek kapatıldı ve biz bugün 3 milyar dolarlık kağıt ithal ettik. Ben eğer SEKA'ya bugün sahip olsaydım, kendi kağıdımı üretseydim 3 milyar dolar cebimde olacaktı. Biz her yıl 2,5 milyar dolarlık buğday, 4 milyar dolarlık pamuk, 1,5 milyar dolarlık soya fasulyesi ithal ediyoruz. Sadece 11-12 milyar dolar kendi katma değerimizi oluşturabileceğimiz ürünleri yurt dışından ithal ediyoruz. Niye? Özelleştirme adı atında, AB uyum yasaları adı altında, tahditler adı altında çiftçiyi bitirdiler, Cumhuriyetin kazanımı olan üreten fabrikaları bitirdiler. Her şeyi ithal ediyoruz ve ' paramız var ki ithal ediyoruz' diyorlar. Sonra döviz patlıyor ve sonra da kur korumalı mevduat deniyor enflasyon patlıyor.”

SARAY'A METAVERSE GÖNDERMESİ...

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumunu ve yöneticilerin meseleye bakışını metaverse göndermesi yaparak açıklayan Baş şöyle konuştu; “Türkiye'de bu kadar yoksulluk varken bir gözlük takıyoruz ve bir sarayın içindeyiz ve bu sarayın içinde öyle bir hayat yaşıyoruz ki, zannediyoruz Türkiye'nin her yeri böyle. Hepimiz zengin, hepimiz iyiyiz. Bugün bizi yönetenlerin yaşadığı hayat ve bize gösterdiği şey metaversenin ta kendisi…”