İstanbul Aydın Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda Rusça Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde 11 yıldır kürsü başkanlığı yapan Prof. Dr. Ataol Behramoğlu’nun işine son verildi. Behramoğlu, Cumhuriyet’teki köşesinde işine son verilmesiyle ilgili olarak bir yazı kaleme aldı.

AK Parti iktidarına ağır eleştiriler gerçekleştirdiğini ifade eden Behramoğlu, “Sadat adlı bir kuruluş adına yapılan “silahla aldığımızı sandıkta vermeyiz” açıklamasına sosyal medyada karşılık vermemin söz konusu siyasal iktidarda tepkiye neden olduğu ve bu tepkinin üniversite yönetimine yansıtılmış olması, bir olasılıkla da üniversite yönetiminin içinde bulunduğumuz koşullarda böyle bir kaygıya kapılmış olmasıdır” açıklamasında bulundu.

Behramoğlu’nun yazsının ilgili kısmı şöyle:

“Bağlı olduğum üniversiteden ayrıldığımı bir TV programında ilk kez açıklarken bu üniversitenin zarar görmemesi için adını özellikle belirtmemiştim. Sosyal medyadaki paylaşımları görünce zaten yazmayı tasarladığım bu veda yazısını yazmak kaçınılmaz oldu.

İstanbul Üniversitesi Slav Dilleri ve Edebiyatları kürsüsü başkanı olarak emekliliğinden sonra Rus Dili ve Edebiyatı profesörü olarak birkaç yıl Beykent Üniversitesi’nde görev yaptım. Sözleşmelerimizin gerekçe gösterilmeksizin uzatılmamasıyla başkaca akademisyen arkadaşlarla birlikte bu üniversiteden ayrıldık. Bir süre sonra, yaklaşık 11 yıl önce, Aydın Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Rusça Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde kürsü başkanı olarak göreve başladım.

Bu süre içinde hiçbir baskı görmeksizin, görevimle ilgili olarak herhangi bir eleştiriyle karşılaşmaksızın görevimi sürdürdüm. Tersine üniversitemle her zaman karşılıklı bir sevgi ve saygı ilişkisi içinde olduk. Bugün de kendi payıma aynı duygular içindeyim. Üniversite yönetiminin de benimle ilgili olarak benzer duygular taşıdığını biliyorum. Öğretim üyeliği ya da herhangi bir görev hiç kuşkusuz sonsuza kadar devam etmez. Fakat üniversitemizden ayrılışımın kendi isteğim ve irademle olmasını dilerdim. Ne yazık ki öyle olmadı. Tahminim büyük olasılıkla, mayıs ayında son iki kitabımla ilgili bir toplantıda siyasi iktidar konusunda ağır eleştirilerimin ve yanı sıra da Sadat adlı bir kuruluş adına yapılan “silahla aldığımızı sandıkta vermeyiz” açıklamasına sosyal medyada karşılık vermemin söz konusu siyasal iktidarda tepkiye neden olduğu ve bu tepkinin üniversite yönetimine yansıtılmış olması, bir olasılıkla da üniversite yönetiminin içinde bulunduğumuz koşullarda böyle bir kaygıya kapılmış olmasıdır.”

SADAT KURUCUSUNUN O PAYLAŞIMI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Mayıs’ta ani bir kararla SADAT’ın genel merkezine gitmişti. SADAT önünde açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu, “Seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliğini sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu burasıdır ve Saray’dır” açıklamasını yapmıştı.

CHP Liderinin seçim güvenliğine dair açıklama yaptığı SADAT’ın kurucularından Ersan Ergür, Twitter hesabından ‘sandık’ paylaşımında bulunmuştu. Ergür, “Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz” demişti. Ergür bir süre sonra da paylaşımını silmişti. SADAT Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Ergün’ün paylaşımı şöyleydi:

“Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz… Etmeyeceğiz! Vatan sağ olsun…

Ataol Behramoğlu’nun yazısında bahsettiği paylaşımda şunları dile getirmişti.

“Bunlardan kurtulamazsak vatan elden gidiyor.

'Kanla aldığımızı sandıkta vermeyeceğiz' diyor. Kanla sen mi aldın ey Atatürk düşmanı, Cumhuriyet düşmanı, Türkiye düşmanı, halk düşmanı alçak!

Kanımız gerekiyorsa ,yurdumuza helal olsun! Canımızı siz vatan ve Cumhuriyet düşmanları gibi palavradan değil, seve seve veririz, Nice şehit, yurtsever aydınımız bunun kanıtıdır.”