İYİ Parti Genel Baykanı Meral Akşener’in Başdanışmanı, İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ın yaptığı açıklamaları sordu. 

Aytun Çıray, Meclis Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, “2013-2015 yılları arasında ‘çözüm süreci’ adı altında PKK Terör Örgütü ile bir müzakere süreci yürütüldü. Söz konusu süreç o dönemde milletimizin desteğini kazanmaya yönelik bir propaganda ve beyin yıkama kampanyası şeklinde yaşandı. Bu süreçte HDP Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan gibi milletvekillerinin önemli roller üstlendiklerini biliyoruz” dedi ve şöyle devam etti: 

“Görev yaptığım ‘FETÖ Araştırma Komisyonu’nda zamanın MİT Müsteşarı Sayın Emre Taner’in anlatımlarından anlıyoruz ki, HDP milletvekilleri bütün girişimlerini Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ilgili bakanların ve kurumlarının bilgisi ve onayı dahilinde yapmışlardır.”

HENDEKLERİN KAZILMASININ ŞARTLARINI İKTİDAR HAZIRLADI

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Çıray, buradan Türk Milletinin çıkarması gereken çok hayati bir sonuç olduğunu belirterek, “Bu da terör örgütüne Güneydoğu’da yerleşim merkezlerinde hendekler ve tüneller kazıp, şehitler vermemize yol açan koşulları dönemin iktidarının göz göre göre hazırlamış olduğudur” dedi. Çıray, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ın açıklamalarının, ustalıkla unutturulmaya çalışılan bu hakikati, Milletimizin bir daha asla unutmayacak şekilde hatırlamasının vesilesi olması bakımından büyük önem taşıdığını vurguladı. 
Çıray açıklamasını şöyle noktaladı: “Ancak burada hayati değer taşıyan nokta, iktidardaki zihniyetin gerçekleri saptırmaya ve muhalefete çözüm sürecinin lekesini yapıştırma çalışmalarının ne kadar beyhude olduğunun ortaya çıkmış olmasıdır. Biz İYİ Parti olarak hiçbir zaman ve hiçbir koşulda AKP zihniyetinin yaptığı şekilde Türk Milletine çok ağır manevi ve maddi bedeller ödeten iş birliklerine asla gitmeyiz. Türk Milleti, gerçeklerin önünde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğunu bu çerçevede bir kere daha ibretle görmüştür ve bunların hesabını göreceği seçim gününü sabırsızlıkla beklemektedir.” 

İşte Aytun Çıray’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan Meclis Başkanlığı vasıtasıyla yazılı olarak cevaplandırmasını talep ettiği sorular: 

KANDİL GÖRÜŞMELERİNİN TUTANAKLARINI AÇIKLAMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Pervin Buldan’ın 2015 yılında terör örgütü tarafından rehine olarak alıkonan üç askeri “bizzat benim de içinde yer aldığım girişimler sonucunda Lice Kaymakamlığına getirdik,” şeklindeki ifadesinin doğruluğunu teyit ediyor musunuz? Ediyorsanız terör örgütü tarafından beş altı yıldır rehine olarak alıkonan askerlerimiz konusunda neden benzeri bir girişim için harekete geçmediniz?
Pervin Buldan, açıklamalarında kamuoyuna kendilerinin PKK terör örgütüyle iş birliğinin kanıtı olarak sunulan Kandil fotoğraflarının, dönemin Başbakanının bilgisi dahilinde yürütülen toplantılara ait olduğunu ve bu toplantıların sonuçlarını devlete ve hükümete sunduklarını belirtmektedir. Bu doğru mudur? Doğruysa söz konusu sonuç kayıtları ve tutanaklar hangi kurumumuzun arşivindedir?  Bunları kamuoyuna açıklayıp Milletimizle paylaşmayı düşünüyor musunuz?
Çözüm sürecinin Türk Milletinin ağır bedeller ödemesine yol açan hatalarından kim ya da kimler sorumludur? Bu hatalar ve sorumluları konusunda harekete geçmeyi düşünüyor musunuz?

KANDİL’E HDP HEYETİNİ KORUMA AMAÇLI İHA UÇURULDU MU?

Pervin Buldan, Kandil görüşmeleri sırasında havada İHA’lar gördüklerini ve sonra İnsansız Hava Araçlarının kendilerinin güvenliğini sağlamak için uçuruldukları bilgisini aldıklarını belirtmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerine ait araçların, PKK terör örgütünün merkez üssünün üzerinde içlerinde Buldan’ın olduğu heyeti korumak için uçurulduğu doğru mudur? Doğruysa bu hadise kaç kez gerçekleştirilmiş ve kimin emriyle yapılmıştır?

Pervin Buldan, 28 Şubat 2015 tarihinde, dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan oluşan AK Parti heyetiyle Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken isimlerinden müteşekkil HDP heyeti arasında varılan ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nda oturma düzeninin dahi dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenip dikte edildiğini açıklamıştır. Verilen bu bilgi doğru mudur?

Çözüm sürecinin sonuçlanması halinde HDP’lilere vaatlerde bulunuldu mu? Bulunulduysa bu vaatler neydi?