Gündeme dair yazılı basın açıklaması yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan çarpıcı tespitlerde bulundu ve iktidara sert sözlerle yüklendi.

İşte Türkkan'ın açıklamasından öne çıkan bölümler: 
*
Türkiye, her geçen gün sözde demokrasi diye anılacak şekilde üçüncü dünya ülkesine dönüşüyor. Örneklerini Diktatör İdi Amin’in Uganda’sında görebileceğiniz görüntülere üzülerek şahit oluyoruz. Ne diyordu Eski Diktatör İdi Amin: “İfade özgürlüğü var ama ifade ettikten sonra olacakları garanti edemem” Türkiye’de yaşananlar İdi Amin gibi diktatörlerin icraatlarına benziyor.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, evinin önünde silahlı ve sopalı beş kişi tarafından saldırıya uğradı. Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu aracına binerken, Avukat Afşin Hatipoğlu bürosuna girerken saldırıya uğradı. Tek adam düzenine geçtikten sonra tüm bu yaşananlar sınır tanımadan devam ediyor.

*Sayın Meral Akşener’in evinin önünde, üstelik de bir kadına karşı toplanan o aciz ve meczup kalabalığı hepiniz hatırlıyorsunuz. Bunların beraat ettiklerini de biliyorsunuz değil mi? Bunlar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de oluyor. Hatta acizliklerine Sayın Akşener’i hapisle tehdit ederek devam ettiler. Yetmedi, iffetine, namusuna dil uzattılar.
Çubuk’ta Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı yaşananları hatırlayın. Amaçlarına giden yolda bir inek hırsızını nasıl meşrulaştırdıklarını hepimiz gördük.

*Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasetçi ve gazetecilere yapılan saldırılara karşı sessizliğini muhafaza ediyor.  Bütün bu eylemlerin aslında Ak Parti’ye yönelik, kendisini de zora sokacak işler olduğunun farkında mıdır sizce? 
Muhalefetin can tehdidi yaşadığı, basının susturulduğu ve yargının bağımlı kılındığı bir ülkede sözde demokrasi, sonuç değildir, bilinçli bir tercihtir. Bu düzen, sözde demokrasidir. 

KENDİLERİNİN İNANMADIĞI DEĞERLERİN İÇİNİ BOŞALTMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY YAPTIKLARI YOK

*2021 yılı reform yılı olacak dediler. Reformlar önce beyinde başlar. Yani inandığınız şeyi yapabilirsiniz. Demokrasiye, hukuka, ifade özgürlüğüne, yargının bağımsızlığına ve insan haklarına inanmıyorsanız reform falan yapamazsınız.  Bu kavramlar Ak Parti’nin içselleştirdiği konular değil. Tek adam dışında içselleştirdikleri hiçbir şey yok. Kendilerinin inanmadığı değerlerin içini boşaltmaktan başka bir şey yaptıkları da yok.

2021, REFORMLAR DEĞİL AMA GEÇİM DERDİ YILI OLACAK

*Yoksulluk giderek artıyor. Milletin gerçek gündemi ekonomi. İktidar boş konularla gündemi istediği kadar meşgul etsin. Her önüne gelene terörist demek, muhalefeti sokak terörüyle korkutmaya çalışmak karın doyurmuyor.
İktidar yalan söylemek konusunda Trump’la yarışa dursun. Millet artık iktidarın yalanlarına kanmıyor. Vatandaş evde tenceresini kaynatamıyor. 1 liralık ekmek için metrelerce kuyruğa giriyor. İktidar ve küçük ortağı; vatandaşa çözüm sunmayı bırakın, 1 liralık ekmeğe bile el uzatacak kadar alçalıyor. 

*Çarşı – Pazar yangın yerine dönmüş. Türkiye, OECD ülkeleri arasında gıda fiyatlarında yüzde 20’yi aşan artışla zam şampiyonu. 50 yıl önce yaşanan tüp kuyruklarını anlatarak iktidar olanların, 18 yılın sonunda Türkiye’de insanları ucuz ekmek, ucuz sebze ve meyve kuyruklarına mahkum ettiğini görüyoruz.
Bu fotoğrafa iyi bakın. Burası Kayseri. Eksi 4 derecede ayazdaki kuyruğa bakın. İnsanlar ucuz elma alabilmek için sonunu göremediğiniz kuyruğa giriyorlar. Diyanet üzerinden “akşam pazarı fetvası” çıkarana kadar, pazardan artanları toplayan insanlara çare olun. Çare olmazsanız eğer 2021 yılında Türkiye’de yoksulluk 2 katına çıkacak. Yoksul insan sayısı 20 milyona dayanacak. 

2021 YILINDA GIDAYA ERİŞMEKTE ZORLUK ÇEKECEĞİZ

*Türkiye 2021 yılında gıdaya ulaşmada zorluk yaşayacak. İki konu var bununla alakalı bir; öncelikle Türkiye’nin ithalata dayalı bir tarım politikasına ihtiyacı var. İnsanlar beslenmek için ülkeye gıda ithalatı yapmak zorunda başta yağ olmak üzere, hububat ürünleri olmak üzere. 128 milyar Merkez Bankası’ndaki döviz buharlaştıktan sonra ithalatta problem yaşayacağız. İkinci olarak, pandemiden sonra bütün dünya ülkeleri gıda ithalatı konusunda ciddi önlemler aldı. Örneğin Rusya yaklaşık 11 aydır yağ ihracatına müsaade etmiyor. Türkiye gıda ithalatı konusunda ciddi sorunlar yaşayacak. Gıdaya erişimde bütün dünya zorluk çekecek ama Türkiye çok daha fazla hissedecek.  
Bir yandan yüksek enflasyon ve hızla artan hayat pahalılığı, diğer yandan pandemiyle birlikte hızla artan işsizlik. Toplum büyük bir çöküşün eşiğinde.  Hepimiz her hafta bir intihar haberiyle sarsılıyoruz.  Yoksulluk intiharları giderek artıyor. İnsanımız iş ve aş diyerek canına kıyıyor. 

*18 yıllık Ak Parti iktidarı gençlerimizin de umudunu ve geleceğini çalıyor. Gençlerimiz iktidar yüzünden ülkelerine olan inançlarını giderek kaybediyor. Bu iktidar 20’li yaşlarında gencecik çocukların yaşama sevincini söndürüyor. Bir bakıyorsunuz KPSS Türkiye birincisi ya da ikincisi mülakatta eleniyor. Onun yerine mülakat puanı yüksek olan liyakat sahibi olmayan bir arkadaşımız geliyor. Yandaşlar tüm köşeleri kapmanın derdinde. Nepotizm zirve yapıyor. Yılarca dirseklerini çürüten, sınavdan sınava koşturulan diplomalı gençler, diplomasızların terfi ettiğini gördükçe çaresizliğe bürünüyor.
Bakın en son örnek; Çanakkale’de 28 yaşındaki işsiz genç Abdullah Kiriş “Artık kuracak bir hayalim de, hayattan bir beklentim de kalmadı” diyerek, intihar girişiminde bulundu. Bu gençlere umut olmak için, bu gençlere gelecek kurmak için siyaset yapmıyorsak, dükkanı kapatıp gidelim. Ne oldu da bu gençler bu kadar umutsuzluğa mahkum oldular? 18 yılın sonunda ülkenin geldiği nokta bu maalesef. 2021 yılı bütçesinde gençlere yer yok ama o yandaşlar bütçenin her sayfasından çıkıyor.

BUNUN ADI SOYGUNDA REFORM 

*Bütçedeki tahmini cari açık 250 Milyar lirayı aşarken, yandaşları doyurmanın sırası mı?  2021 bütçesinde müteahhitlere ayrılan aslan payı derhal iptal edilmeli. Şehir hastaneleri için yandaşlara bu sene için 10 milyar kira ödemesi yapılacak. Hani devletin cebinden tek kuruş çıkmayacaktı? Karayolları bu sene geçmeyen araç geçiş garantileri için 15 Milyar lira ödeyecek. Bunun adı soygunda reform. 

*Bu sene bari; yemeyin, yedirmeyin, çalmayın, çaldırmayın; Elhamdülillah demesini öğrenin. Ya yeni saraylara ne demeli? Saray yaptırmanın sırası mı? Millet perişan haldeyken kimler hangi vicdanla Marmaris ve Ahlat’daki saraylarda oturabilir.  Millet 1 liralık ekmek için karda kışta kuyruklarda sürünürken, iki yeni sarayın maliyeti 740 milyon TL. Ama vatandaşa gelince para yok, kasa boş. Saray yaptır yandaşlara yedir elhamdülillah demeden sofradan kalk tabi kasa boş olur.