Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

Adaleti sağlayacağız. Yürüyüşü düşünürken hep duygulanırım .Demek ki adalet duygusu bu kadar güçlü toplumun vicdanında. Beraber yürüdük. Kainat adına yürüdük. 

İki su getirdim. Biri Ergene Nehri'nden içilecek su, diğeri bizim kirlettiğimiz su. Kim bu hale getirdi? Doğanın da adaleti var. Ergene'nin suyu içilecek halde diye toplantı yapıyorlar. Buyrun için. 

Dün çekilen fotoğraf. Bu halde. Eskiden bu suda balıklar vardı, insanlar çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi?

Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olanlar toplumun vicdanıdır. 

İnançlıysanız neden peygamberimizin söylediği gibi "Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır." demiyorsunuz. Hz. Ali, "Devletin dini adalettir." diyor.

Ergene Havzası 53 belediyenin havzasını kapsıyor. Fotoğraflar acı. Cezalar yetersiz, ağır cezalar getirin ki nehir kirlenmesin diye öneri getiriliyor. Gelmedi. Niçin? Yürütme organı TBMM'yi dinlemiyor ki. 

Kimyasal arıtma yapılması istemiyor. Yapılmıyor. Yürütme organı kim Erdoğan. Tekirdağ'a gittiğinde ise dünyanın en büyük yalanını söylüyor: "İçilecek su."

Bu suda yüzen balıkların, sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Adalet diyoruz güzel de gereğini yapmıyoruz. 

Marmara'da önce toplu balık ölümleri oldu. İki gün gazeteler yazdı, unutuldu. Arkasında kırmızıya büründü. Arkasından yeşile döndü. Gazetelerde gördük, unutuldu gitti. Deniz anası. Unuttuk gitti. Marmara Denizi'nde 124 tür balık vardı. Kalmadı. Marmara Denizi'ni çökertme havuzu gibi gördüler. Bütün kirlilikler buraya aktı. Doğayı seviyorlarsa deşarjı durdurmaları lazım. 

Dün Didim Belediye Başkanımıza 5 kişi sopalarla saldırdı. Kim biliyor musunuz? Didim'de yapılan iki tane kule var. Didim'e ihanet edilmesini istemiyor bizim belediye başkanımız. Yasa dışı yapılan yerlerin tamamını yıkacağım diyor. Sen misin yıkmak isteyen. Önce sabah gazeteci nasıl sabahsa bir sabah bir akşam var dimi onlarda, bir de Takvim var, CNN Türk var. Kanal 24 var. Böyle bir sürü var. Hepsi devletten besleniyor. Önce belediye başkanımıza iftira attılar. Sen gazetecisin kardeşim. Didim belediye başkanı tutuklandı diye yalan attılar. Öyle bir şey yok. Savcıyı tahrik ediyorlar tutuklansın diye. Peki gazete özür diledi mi? Ahlaklı adam özür dilemez mi ? Dilemediler. Bunu söylüyorum ki bakalım yarın ne yazacaklar. Bir şey yazacakları yok bunu da ben gayet iyi biliyorum. Bu belediye başkanımız direndi, yıkım ihalesi açtı, kimse korkudan giremedi. Sonunda bir cesur adamı buldular. Ve dün akşam saldırıya uğradı. Belediye başkanımızın sağlığı yerinde. Mücadelesini yapsın Didimliler için. Didim çok güzel bir yer. Eskiden bazı sorunları vardı o sorunları çözme konusunda da belediye başkanımız bütün iradesini ortaya koydu. Kendisine teşekkür ederiz.

Onlar bizim üzerimize mafyalarıyla, çeteleriyle, yer altı dünyasının beslemeleriyle gelebilirler. Sanıyorlar ki biz CHP'lilere geri adım attırırız. Yav siz CHP'yi bilmiyor musunuz Kuvayi Milliye ruhunun bu topraklarda olduğunu bilmiyor musunuz kardeşim! Sizin feriştahınız gelse bize geri adım attıramaz. Birilerinden para alıyorsunuz saldırıyorsunuz sonra. Parayla tutulan adamlarda insanlık yoktur. Onlar kendi vicdanlarını ve beyinlerini paraya teslim etmiş insanlardır. O binaları, ruhsatı olamayan katlarını yıkacağız. Gerekirse bütün milletvekilleri olarak ellerimizde balyozla gidip onların tamamını yıkacağız. Niçin biliyor musunuz? Adalet nasıl gerçekleştirilirmiş göstereceğiz onlara.

Kul hakkı yiyen hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermesin, haram oya ihtiyacımız yok!"