Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) grup toplantısında yaptığı açıklamalarda iktidara sert sözlerle yüklendi.

İktidarın dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Karaktersiz insanlar bir devleti yönetemezler..." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Devletten söz ettik, sosyal devletten söz ettik. Devletin organları vardır ve devlet organları eliyle yönetilir. Başında ise seçimle gelen iktidar vardır. İktidar devleti yönetir ama istediği gibi değil. Devletin dini adalettir. Devleti yönetenler eleştirelere açık olmalıdır. İktidar hatasını eleştirilerden öğrenmiş olacaktır. 

Devleti yönetenler harcadıkları her kuruşun hesabını millete vermek zorundadır. Her kuruşun hesabını vermek demek millete saygı duymak demektir. Devleti yöneten siyasil yönetim israftan kaçınmak zorundadır. Devleti yönetenler israf batağında yüzerlerse, bütün dünyada alay konusu olurlar. 

Devlet kinle yönetilmez. Cumartesi Anneleri diyorlar ki eşim yok, oğlum yok bari mezarlarını gösterin ve siz Cumartesi Anneleri'ni yargılıyorsunuz. Hangi devlet anlayışında bu vardır? Hakkını talep eden anneyi zorla mahkemeye çıkarıyorsun, hakkını talep etti diye.

Devleti yönetenler hukukun üstünlüğüne inanmak zorundadırlar. Yargıya müdahale etmemek zorundadırlar. Müdahale ettiğiniz zaman çürüme başlar. Vatandaş hakka hukuka inanmamaya başlar. Adalet çürüyorsa devlet de çürümeye başlar. 

Devleti yönetenler işsizliğin bir felaket olduğunu bilmek zorundadırlar. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsiz insandan bir şey bekleyemezsiniz. Aylardır iş arayan birinin derdini kim bilir? Devleti yönetenler, işsizlik bütün kötülüklerin anası ise işsizlere iş bulmak zorundadır. Bunu yapmadığı zaman toplumsal sorunlar ortaya çıkar. 

AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, sizin içinziden bazılarının çocuklarının önemli görevlerde yer aldığını da biliyorum. AK Parti'ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum, 10 milyon işsiz 10 milyon hanede huzursuzluk var demektir. Saray'da oturanlar farkında mı? Benim içim yanıyor ama onların yanmıyor. 

Sözüm sözdür, iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden biri Borçlar Genel Müdürlüğü'nü kapatmaktır. Yeter artık ya, yeter artık! 

Mısır’la kavga ediyorsun, Suriye’yle kavga ettiniz ne oldu? Türkiye’nin ne çıkarı oldu? Ne kazandı Türkiye. İdlib’de şehitlerimiz oldu hesabını sormaya bile korktular. 

AK Partili kardeşlerime özellikle sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanısın, 33 şehidimiz var vuran Rusya ve sen gidiyorsun Rusya'ya Putin'in kapısında bekliyorsun. Sonra ben 'Türkiye'ye itibar kazandırdım' diyorsun. Ağrıma gidiyor. Sizde hiç karakter yok mu ya. Karaktersiz insanlar devleti yönetemezler. Hele dış politikada. Ne işin var senin Mısır ile kavga ettin kardeşim. Senin Mısır ile birlik olman gerek. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti açıkça söylüyorum, soyuluyor. Bu ülke bir avuç insan tarafından soyuluyor. 

Devleti yöneten kadroların asgari düzeyde kendi tarihlerini bilmeleri lazım. Devleti yöneten kadroların kendi tarihini bilmek zorundadır. Bürokrasiye sağlıklı bir talimat veremez. Eğer Türkiye'de, TBBMM Başkanı Montrö Sözleşmesi'nin ne anlama geldiğini bilmiyorsa o koltukta oturmaz. Oturmamalıdır. Şimdi, "Efendim ben öyle söylemedim", bırakın onları. Bir gece yarısı, bir kararla TBMM iradesine ipotek kondu mu konmadı mı? Kondu. İstanbul Sözleşmesi ne oldu? Ben feshettim diyor. Meclis Başkanı'ndan bir haber var mı?  Cesaret edemiyor. Neden, koltuğunu ona borçlu. AK Parti mitvekilleri ve MHP milletvekilleri, tamamı Türkiye Cumhuriyet Devleti'nde bir kişiye hizmet ediyorlar. 83 milyona değil. Bir kişiden talimat alıyorlar. Saray'ın vekilleri ile milletin vekilleri ayrıdır, biz milletin vekilleriyiz. 

O zorba gidecek, İstanbul Sözleşmesi geri gelecek, hiç kimse endişe etmesin. 

Bahçeli, açklama yapıyor, "Kılıçdaroğlu her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş"... Erdoğan da, "Bay Kemal kalkmış muhtarlara özel kalem müdürü atayacağız diyor, eğer gelirsen atarsın..." Geleceğim ve atayacağım. Devleti yönetenlerin en azından kendi ülkelerinin tarihini bilmelidir. Kiziroğlu'nun ne olduğunu bilirler mi acaba? Muhtar yardımcısı. E ben yardımcı vereceğim. Muhtarı aşağılıyor. Bütün muhtar kardeşlerime sesleniyorum, sizin haklarınızı savunacağım. Onlar duymadı bi daha söyleyeyim, hem yardımcı vereceğim hem de size özel bütçe vereceğim.