Kılıçdaroğlu, Sözcü gazetesi yazarı Ruhat Mengi'nin sorularını yanıtladı  . 

CHP liderinin sorulara verdiği yanıtlardan bazıları şöyle oldu:

- Seçim Yasası'nda yapılan değişikliğin 4 maddesini CHP Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Yeni Seçim Yasası 6'lı masanın hep birlikte seçime gitmesini de engelleyecek, nitekim Deva Partisi seçime ayrı gireceğini söyledi. Bunlar sonucu etkiler mi?

Hayır, geçen seçimlerde de partiler ayrı ayrı girdiler, biz de ayrı girdik. Bizim havuz medyası olarak tanımladığımız medya “6'lı masa dağıldı, dağılacak” algısı yaratmaya çalışıyor, oysa hiçbir sorun yok. 6'lı masa olarak biz sadece seçimi düşünmüyoruz; siyasi ahlak kanununu, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını, seçim güvenliğini düşünüyoruz, tedbirler alıyoruz, çalışma grupları oluşturduk. İktidar olduğumuz gün hangi kararları derhal alacağımızı biliyoruz.

- Muhalefet partilerinin içinde dünya çapında ünlü ekonomistler var, diyorlar ki “biz kısa sürede ekonomiyi düzeltip, enflasyonu düşürebiliriz.” Peki iktidar neden ekonomiyi düzeltmiyor ve bu kadar rahatlık içinde,  garantisi mi var?

İktidar dediğiniz bir kişi. Bu bir kişinin etrafında ekonomi bilen insan yok. Etrafındakiler “yahu bu yanlıştır” dediği anda Erdoğan'dan fırça yer ve Erdoğan onu Saray”da tutmaz. Erdoğan ne düşünüyorsa “ben doğruyu düşünüyorum” diyor. Bir kişi egosunun esiri olduğu andan itibaren artık devleti yönetemez. Kalkıp Merkez Bankası'na açıkça müdahale ediyorsanız, “faizi indir” talimatı veriyorsanız, indirilen faizler aslında bankaların işine geliyorsa ve bankalar yüzde 14'le faiz alıp, Hazine'ye yüzde 25'le borç para veriyorlarsa ve kârları yüzde 100'ün üstünde bir artış gösteriyorsa… Türkiye'nin felakete gittiğini hepimiz görüyoruz. “Faizi düşürdüm” diyor ama faizleri ne kadar artırdığının farkında bile değil.

- “Bu ekonomi beni götürür” diye düşünmüyor mu peki?

Hayır, bu izlediği politikalarla ekonominin düzeleceğine inanıyor. Ama bu politikalarla faturanın geniş halk kitlelerine çıktığını kimse ona anlatamıyor. Biz anlatıyoruz, ona da tahammül edemiyor, “Bu muhalefettir, mutlaka aksini söylüyor” diye düşünüyor. Bizi dinlemiyorsa akademik çevreleri dinlesin, iş çevrelerini dinlesin.

- Mülteciler için “Ya cevap ver ya hesap ver” diye afiş astınız. Erdoğan “mülteciler gitmeyecek” demişken, bir hafta içinde fikir değiştirdi. Sizce neden?

Sınırlar yol geçen hanı. Sadece Suriyeliler için söylemiyorum. Uyuşturucu baronu varsa insan kaçakçılığı baronu da var, yani parayla giriyorlar Türkiye'ye. Parayı, rüşveti veriyorsunuz, insanları Van'a getiriyorsunuz, Van'da otobüslere bindiriyorsunuz, gönderiyorsunuz. Hani “sınır namustur” falan yazıyor, onların hepsi hikaye. Uyuşturucu baronları, insan kaçakçılığı baronları, siyasi otoriteden güç almadan ve siyasi otoritenin koruması olmadan bunları yapamazlar, onun için “hesap ver” diyoruz. Listeler gönderiyorlar bunları vatandaşlığa alın diye. Ben çok basit bir soru soruyorum. Kaç kişi aldınız, neden bunları vatandaşlığa alıyorsunuz? Bu soruya cevap vermek istemiyorlar. Biz daha önce bütün illerde “sınır, hudut namustur” diye pankart açtık. Bütün sınırlarda var bu zaten. Türkiye Cumhuriyeti devleti koymuş oraya.

- Şunu merak ediyorum, “neye hazırlanıyorsun” sorusunu neden sordunuz?

Göçmenleri sığınmacıları vatandaş yapıp acaba biz buradan oy devşirebilir miyiz? İçeride vatandaş oyu bize vermeyecek, acaba dışarıdan ithal ettiğimiz vatandaşlar bize oy verebilir mi, bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyorlar.

- Son olarak “kavga edeceğiz” dediniz. Ülkeyi kaçak sığınmacılarla dolduranlarla, beş paraya vatandaşlık verenlerle… Seçimi kazanacaksanız neden kavga edeceksiniz?

Toplumun dikkatini çekmek istedim, kazanacağız. Seçimi kazandıktan sonra adalet için de kavga yapacağız. Devleti kinle, öfkeyle yönetmeyeceğiz. Tam tersine devleti adaletle yöneteceğiz.