CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kurmaylarıyla birlikte partisinin genel merkezinden gazetecilere yaptığı açıklamalar şöyle;

*Yeni yılın ilk günlerinde sert tartışmalar olduysa da bütün vatandaşlarımıza şunu söylemek isterim. Hiçbir zaman haksızlığın yanında olmadım. Mağdurun hakkını korumak bize düşer. Çünkü mağdur vatandaş sesini çıkarttığında ya savcı çağırıyor ya da sosyal medyada linç ediliyor. Bu mağdurların hakkını biz savunacağız. Savunduğumuzda bize çok sayıda haksız eleştiri de geliyor ama vatandaşlarımızın ferasetine, sağduyusuna güveniyorum. Kim doğruyu söylüyor, en iyi bilen vatandaşımızdır. Farklı partilere oy verebilirler ama şu gerçek, siyasette her ortamda doğruyu söylemek önemli bir konudur. Siyasetçinin samimi olması lazım. Devleti yönetenlerin samimi olması, vatandaşları bölmemesi lazım. Ayrıştırmaması lazım. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var. Nereye dokunsanız sorun yumağı ile karşı karşıyasınız.

*Mutfaklarda yangın var. İnsanlar gerçekten de perişan. Böyle bir ortamda, kısır tartışmaların içine girmek yerine, vatandaşların var olan sorunlarını çözmeye siyaset kurumunun kilitlenmesi gerekmez mi? Her soruna çözüm ürettik ve her sorun için hükümetin önüne çözüm koyduk. Eksik ya da yanlış bulabilirler ama onlar da çözüm koysunlar. Çözemiyorlarsa demeliler ki biz Türkiye’yi yönetemiyoruz.

*Bunu söyleyemiyorlar ama yönetemedikleri gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye yönetilmiyor. Bakınız ekonomide aldıkları kararlar, taban tabana ters. Bir dönem geliyor faizi düşürelim, bir dönem faizi artıralım. Döviz yükselsin, döviz düşsün. Ekonomiyi neden dövizle faiz arasında bir eksene oturttular. Bu ülkenin büyümeye, istihdama, üretime ihtiyacı yok mu? Bunlar unutulan kavramlar.

*İşsizlik gerçekten yakıyor. Torpili olan iş buluyor. Torpili olmayan isterse KPSS’den 95 alsın, 100 alsın eleniyor torpili olmadığı için. Devlet yönetiminde torpil olur mu? Devlet liyakat üzerine inşa edilmez mi? Liyakat, ahlak kavramını neden, hangi gerekçeyle unuttuk. Bütün bunlar 2021’de önümüzdeki sorunlar. 20’den 21’e sorunları devraldık. Artık yeter diyoruz, çözüm üretin. 18 yılda Türkiye Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale geldi. Bu soruma Erdoğan asla girmiyor, yanıt vermiyor. Soruyorum, 18 yıldır ülkeyi yönetiyorsun. 19. Yıla girdik. Nasıl olur da 83 milyon vatandaşı Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettin. Dünyanın en yüksek faizini ödüyoruz, neden? Almanya’ya bakın, negatif faizle borçlanıyor. Yani borç verenler, ayrıca para veriyorlar. Parayı işlettiği için. Biz de faiz ödüyoruz. Neden? Bütün bunların tartışılması lazım… Bütün bu işler halktan yana mı, halktan yana mı yoksa bir avuç tefeciden yana mı davranacak ülkeyi yönetenler? Halktan yana yönetseler işsizlik olmazdı, tefecilerin kucağına oturmazdı hükümet, kimse adalet sorunu var mı diye sormazdı. Sokaktaki çocuk bile adalet sorunu olduğunu biliyor.

TÜRBAN TARTIŞMALARI

*2021’de de Türkiye’nin bütün sorunlarına çözüm üreteceğiz. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Sorunu çözecek olan insanın kimliği önemlidir. Sorunu çözecek insan halk gibi yaşamalıdır. İşsizlik varsa odaklanmalıdır. Adalet, adalet, adalet diyecektir. İsrafa izin vermeyecektir. 13 uçakla gezmeyecektir. 3 bin korumayla gezmeyecektir. Yazıktır, günahtır, israf haramdır, karşı çıkacaktır. Vatandaşları arasında ayrım yapmayacaktır. Hiçbir kadına vitrin süsü demeyecektir. Kendi vatandaşına hakaret etmeyecektir. Her türlü eleştiriyi saygıyla karşılayacaktır. Demokrasiye inanacaktır. Demokrasinin erdemini, bütün İslam dünyasına da anlatacaktır. Bu topraklar bir çocuk yatağa aç giriyorsa, o gece uyumayacaktır.

*Sorunu çözecek insanın nitelikleri budur. Vatandaşlara sesleniyorum, bu vatandaşlara sahip insanlara oy veriniz, yanında durunuz. Sorunu vatandaş yaşıyor. Sorunu çözecek insan konteynırlardan, Pazar artıklarından insanlar geçinirken, 18 yılda nasıl bu ülkeyi bu hale getirdim diye soru soracaktır. Hiçbiri yok. Tamamen yapay gündemlerle Türkiye tartışıyor. Liyakatin, farklı düşüncenin ne kadar önemli olduğunu, yararlanır mıyım diye düşünmesi, bilmesi gerekir. Biz 2021’de sorunu çözecek insanların siyasette yükselmelerini istiyoruz. Vatandaşın da artık yeter demesini bekliyoruz. Bu kadar acı, bu kadar göz yaşı, hak ettiğimiz acı ve göz yaşı değil. Her alanda ciddi sorunlarımız var. Biz bunları aşmaya kararlıyız, aşacağız. Birlikte aşacağız. Bu ülkenin insanlarıyla aşacağız.

*20 Temmuz’dan sonra Türkiye bir sivil darbenin zaten içindedir. Biz hiçbir darbeyi savunmadık. Demokrasinin bu noktaya gelmesinin temelinde darbeler vardır. Darbelere karşı çıkmak hepimizin ortak görevidir. Ama biz hem askeri, hem sivil darbelere karşıyız. 12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa, 20 Temmuz’dan sonra bunlar da yaptılar. 15 Temmuz’u fırsat bilip OHAL ilan ettiler, anayasayı değiştirdiler. Erdoğan’ı eleştirmeye kaç kişi cesaret ediyor, Evren’i kaç kişi eleştirebiliyordu. O zaman da parlamento askıya alınmıştı, şimdi de buna yakın bir tablo var. Hem sivil, hem askeri darbeye karşıyız.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ TARTIŞMALARI

*Türkiye, sivil darbenin içindedir. YÖK, 12 Eylül darbe hukukun sonucudur. Bugün devam ediyor. 12 Eylül darbecilerinin yasal düzenlemeleri hala yürürlükte. O dönem rektör nasıl atanıyorsa, bugün de aynı şekilde atanıyor. İstediğini Erdoğan rektör atıyor, tek şartı var, partili olması lazım, Erdoğan’ı alkışlaması lazım. Görevi bu. Bu niteliklere sahipse rahatlıkla rektör atanabilir. Akademik özerklik çok önemli. Bilim üretilen yerlerde akademik özerklik vardır. Özgürce düşünülen yerlerde vardır. Akademisyenlerin bildiri yayımlaması sonucu o akademisyenler üniversiteden atılıyorsa, Türkiye’de bir darbe yaşandığını gösterir. Bir üniversitenin bir bilimsel özerkliğinin, yönetsel ve mali özerkliğinin olması lazım. Bunlar varsa üniversite diyoruz, yoksa üniversite demek zor. Darbe döneminin o kelepçeden daha güzel fotoğrafı olabilir mi? 20 Temmuz darbesinin fotoğrafı. Erdoğan, yoktur diyecek ama onunla her yerde her ortamda tartışmaya hazırım. Tabi cesaret edebilirse.

ERDOĞAN-EVREN KIYASLAMASI

*Erdoğan, iktidara geldiğinde üniversiteler seçiyordu rektörleri. Üç adaydan birini cumhurbaşkanı seçiyordu. Ne oldu 20 Temmuz’dan sonra, seçim kaldırıldı. 12 Eylül darbesi ile 20 Temmuz darbesi arasında hiçbir fark yok.

TÜİK ELEŞTİRİSİ

*Tayyip'i üzmeyen istatistik kurumuna talimat veriliyor, enflasyonu o oranda açıklıyor. Bakanlardan biri yüzde 5’e indirebiliriz demiş. E kolay, talimat verilecek, öyle açıklanacak. Merkez Bankası Başkanı’nı dediğimi yapmadı diye görevden alıyorsanız, TÜİK’i de alırsınız. Gerçek enflasyon, yüzde 36,7. Uzmanların açıkladığı. TÜİK’in açıkladığı yüzde 14,6. Vatandaşın yüzde 51,4’ü, yüzde 30’un üzerinde diyor. Bilim insanlarının rakamıyla, vatandaşınki aynı. Farklı olan TÜİK’in rakamı. Ezilen sınıflar biraz daha ezilecek, görünen tablo o. Fatura oraya çıkacak. Önümüzdeki dönemde vergi açısından da bütün yük sırtlarında kalacak.

FİKRİ SAĞLAR'IN SÖZLERİ

*Gereksiz bir tartışma, herhangi bir değerlendirmem de yok. Türkiye’nin gündeminde olmayan bir tartışmayı Türkiye’nin gündemine getirmenin hiçbir mantığı yok.

BAŞBUĞ'UN YORUMU

*Erdoğan’ın CHP’yi hedefe koyup eleştirmesini anlıyorum. Çünkü söyleyecek bir şeyi yok. Gündem yaratamıyor, birisini düşmanlaştırması lazım, onun için de CHP’yi eleştirecek. BU acizliğini, yönetemediğini, sorunların altında kaldığını gösteriyor. İstediği kadar saldırsın. Çünkü kendisinden sonra CHP’nin geleceğini görüyor. Korkuyor Erdoğan. CHP’den korkuyor. Çünkü CHP iktidara geldiğinde devletin nasıl yönetileceğini sadece 83 milyon değil, bütün dünya görecek. İsrafla, yolsuzlukla nasıl mücadele edilir. Bunları görecek. İstediği kadar eleştirebilir. Gece de muhtemelen rüyasında en çok beni görüyordur. Sayın Sağlar’ın açıklamaları bizim partimize zarar vermez. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. Erdoğan, bunu sindiremiyor. CHP, sokaktaki vatandaşın partisidir. Erdoğan’ın dokunamadığı bütün kesimlere CHP dokunuyor. Taşeron işçilerin sorununu biz çözdük. Asgari ücreti belediye olarak onlardan fazla veriyoruz. CHP’li belediyeler, Erdoğan’ın dışarıdan aldığı borcun faizinden daha düşük faizle borç alıyor. Erdoğan, bunların dillendirilmesini istemiyor. CHP artık 2021 yılının en güven veren partisidir. Söylediği her söz, eleştirileri doğrudur. Çözüm konusundaki görüşü yüzde 100 doğrudur. Erdoğan, apartman görevlilerinin, orman köylülerinin durumunu bilemez. Biz biliriz. Onlar devleti arpalığa çevirdiler. Milyonlar işsiz var, Erdoğan’a yakın olan ise 5 maaş alıyor. Nasıl 5 maaş alıyorsun? Tabi, bunları dillendiren partiyi suçlayacak. Aşı tartışması, aşı gelirse oluruz. Karşı çıkmak doğru değil. Kararı doktorlar verir.