İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendiriyor.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Erdoğan 3 yıl önce 'ver yetkiyi gör etkiyi' demişti. Bize faizle nasıl mücadele edilir gösterecekti. Bugün medyanın bütün kontrolü onun yetkisinde hatta bağımsız olması gereken Merkez Bankası bile onun kontrolünde. Yani yetkiler onda, etki ortada. Dolar 10 liraya konuşuyor. İşte size partili Cumhurbaşklanlığı ile uçan Türkiye, İşte Erdoğan'ın 3 yılda etkisi.

Kendisi bir de adeta dolaptaki yazlıklarla, kışlıkları değiştiriyormuş gibi Merkez Bankası Başkanı değiştirmeyi son zamanlarda alışkanlık haline getirdi. Normalde görev süreleri 4 yıl olan başkanlar, sayın Erdoğan sayesinde mevsimlik işçi oldular. Geçtiğimiz hafta faiz indirimine mesafeli duran kurul üyelerine de el attı. Milletimizi dizginlenemeyen bir dolar yükselişi ile baş başa bıraktı. Sayın Erdoğan, sen bildiğini okumaya, sorumsuzca konuşmaya, sorunları halının altına süpürmeye devam ettikçe dolar artıyor.

Senin seyrettiğin gibi Merkez Bankası Başkanı da seyrediyor. Bu arkadaş bir de çıkmış 125 milyar dolar rezervimiz var diyor. Madem o kadar rezervin var, müdahale etsene. Edemez. Çünkü rezervler Merkez Bankası'nın değil. Bu parayı çatır çatır yediler, şimdi de ödünç aldıkları döviz için alacaklılar kapıda bekliyor. Şu an Merkez Bankası'nın net rezervi -43 milyar dolar.

Sayın Erdoğan, partili cumhurbaşkanı olarak göreve geldiğinden bu yana ülkemizin dış borcu tam 2 trilyon lira arttı. Peki bu borç nasıl ödenecek? Ürün, gıda, doğal gaz ve elektrik, giyim kuşam fiyatları artacak öyle ödenecek. Onların cebinden kuruş çıkmayacak. Lüks hayatları sürecek, faturayı millet olarak ödeyeceğiz. Milletçe bize bu faturayı kesen de ödeten de bizzat sayın Erdoğan'dır. 2018'de aldığı yetkiyle sefa süren de milletimizin güvenini boşa çıkartan da sayın Erdoğan'dır. Artık milletin yakasından düşme vakti geldi çattı. Haydi sayın Erdoğan vakit tamam. Çırpınmanın, çamura yatmanın alemi yok. Artık vakit hesap, sandık, seçim vakti.

Kendisi Suriye'de şahsının politikalarını uyguluyor. Bedelini milletimiz cebiyle, mehmetçiğimiz ise canıyla ödüyor. Suriye'de iç savaş ilk başladığında Erdoğan Şam'da cuma namazı kılma hayallerinin peşine düştü. ABD'nin desteği ile gerçekleştirebileceğini düşündü. Şam yönetimini tamamen karşısına aldı. Kardeşi Esad'ı anında Katil Esed yaptı. İstikrarlaşan Suriye'yi PKK'nın eline bıraktı.

Rusya, bizzat Suriye'ye asker çıkarınca Erdoğan da bu sefer dümeni Rusya'ya kırdı. Rusya'yla iyi ilişkiler kurmak için taviz üstüne taviz verdi. Bugün başımıza bela olan S-400'ler 2.5 milyar dolar peşin para karşılığında satın alındı.

Elimizde dekoratif roketlerimiz, F-35'lerin ise posterleri kaldı.

2020 yılının Şubat ayında İdlib'te 33 evladımız şehit oldu. Yani Soçi Mutabakatına uymayan Rusya ve Esad oldu. Görüşme talep eden yine biz olduk. Moskova'da kazanan Rusya ve Esad oldu geri adım atan yine biz olduk. Sayın Erdoğan şu ana kadar aldığın bütün kararlar ülkemizi bu noktaya getirdi.

Geçtiğimiz günlerde kankan Putin'le yaptığın görüşmede Rusya'nın hava sahasını bize açacağının garantisini aldın mı? Dış politika giderlerinden sonra her seferinde verdiğin tavizlerden yola çıkarak seni şimdiden uyarmak istiyorum. Bu milletin parasını daha fazla sokağa atamazsın. Eğer Afrin'de kalmak için her iki senede bir Putin'e 2.5 milyar dolar ödeyeceksen sana ev sahibi değil, kiracı denir. Ya Esad'la masaya otur ya da bölgedeki Mehmetçiğimizi korumak için tedbirleri bir an önce al. Sakın ha Putin'e o haracı ödemeyi aklından bile geçirme.

Bu hafta Tokat ve Bursa'daydık. Derdini dökerken sinir krizi geçiren Zile'li bir anne. 'Üç çocuğum atanamadı, eşim iş kazasında parmaklarını kaybetti. Biz şimdi ne yapacağız?' diyor.

Çocuklarını okutmak için ayıkladığı cevizlerden elleri çatlayan Bursalı bir kadın çiftçi kardeşim, 'Biz insanca yaşamayı hak etmiyor muyuz? Benim emekli maaşım 2 bin lira onlara çay parası. Yazık günah değil mi bize?' diyor.

Çiftçi artık dayanacak gücümüz kalmadı diyor. Ayıptır günahtır.

Orhangazi'li bir esnaf kardeşim, 'Burası Diyanet'in yeri kiralarda çok zorlandık. 17 gün dükkanımızı açamasak da kiramızı ödemeye çalıştık. Bir gün geciktiğinde faiz konuluyor. Diyanette bile faiz var. Dinimizde haram ama yine de faiz işletiyorlar' dedi. Diyanetin haline bakar mısınız? Allah hepsini ıslah etsin.