Mithat Sancar şunları söyledi: 

*Bundan 33 yıl önce Halepçe’de insanlar havada hoş bir koku, tatlı bir elma kokusu aldılar ve nefesleri kesildi. Çoğunluğu kadın ve çocuk 5 bin insan acımasızca katledildi.

*Halepçe’de özürlü doğum oranı Hiroşima’nın 4-5 katına ulaştı.

*İnsanlığa karşı işlenen bir suçtur bu. Bu bir soykırımdır. Uluslararası güçlerin bu tanımlamayı kabul etmeyişini ibretle izliyoruz. 

*Uluslararası camiaya tekrar çağrı yapıyoruz: Halepçe, soykırım olarak tanınsın. O gün yaşanan acı bugün tazeliğini koruyor.

HALEPÇE KATLİAMI

İran-Irak Savaşı sırasında dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı isyanı bastırma operasyonunun bir parçası olarak biliniyor.

Kanlı Cuma olarak da bilinen bu zehirli gaz saldırısı Irak'ta Kürt halkına yapılmış bir soykırım olarak kabul ediliyor.

Saldırıda 3 bin 200 ile 5 bin arasında kişi öldürüldü ve 10 bin ile 7 bin arası sivil yaralandı.

Saldırıdan sonra komplikasyonlar, çeşitli hastalıklar meydana geldi ve yapılan doğumlar sağlıklı neticelenemedi.

Bu saldırı o bölgelerde Kürt halkına, sivil nüfusa karşı yapılmış en büyük kimyasal saldırı olarak bilinir.

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi 1 Mart 2010 tarihinde soykırım eylemi olarak Halepçe Katliamı'nı tanıdı ve karar Kürdistan Bölgesel Hükûmeti tarafından memnuniyetle karşılandı. 

Saldırı bazı ülkelerde parlamentolar tarafından insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanıp, kınandı.