Alçı yazısında, "Türk devleti dört siyasal ideolojinin işbirliğiyle sosyal tabanı da çok kuvvetli bir rejime yöneldi. Bu artık açık bir devlet politikası. Bu dört ideolojinin en başındaki ve tartışmasız en güçlüsü Türk milliyetçiliği. Sonra muhafazakarlık ardından laik-ulusalcılık ve son sırada da İslamcılık geliyor. Aslında bu dört politik ideolojiden birinin güdümünde olan ama kendilerini "Erdoğan karşıtı" hisseden vatandaşların ve onlara tekabül eden "muhalif" kesimin aydınlarının ve siyasetçilerinin de rejim tarafından çok rahat şekilde yönetildiğini görmek mümkün" ifadelerini kullandı.

'MUHALİF OLAMAZSINIZ, OLAMIYORSUNUZ'

T24'te yer alan habere göre Habertürk yazarı Alçı, şu cümleleri kullandı: 

"Sevgili muhalif okurlarım daha somut ifade edeyim... Siz Türk milliyetçisi, ulusalcı ya da muhafazakar ya da İslamcı çizgideyseniz istediğiniz kadar gerçek anlamda "Erdoğan karşıtı" olun yine de bu rejimin muhalifi olamazsınız, olamıyorsunuz. Sadece mevcut kimi yaşananlardan şikayet ediyorsunuz ama yeni bir siyaset öneremiyorsunuz. Muhalif partilerin ve muhalif medyanın büyük çoğunluğunun içine girdiği siyasetsizlik girdabının sebebi de bu. Türk tarihinde siyasal ve entelektüel açıdan böyle karmaşık bir dönem yaşanmadı. Türkçe literatürde yaygın olan "At izi, it izine karışmış" deyimi -kaba bir tabir olsa da- ben de mevcut fotoğrafı anlatmak için kullanmak zorundayım. Bugün rejimin gerçek muhaliflerinin en fazla yüzde 20 olduğunu belirtmeliyim. Zaten muhalefet ne kadar anket sonuçları açıklarsa açıklasın mevcut düzenin özgüveni buradan kaynaklanıyor. Rejimin yeni resmi ideolojisinin kapsayabileceği sosyal tabanın -gerektiği zamanlarda- yüzde 80'lere kadar genişleyebileceğini biliyor devlet. Bu özgüven o yüzden var."