HDP grup toplantısı 'kapatılma' tartışmalarının altında yapıldı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin  Buldan çözüm sürecindeki 'İktidar-BDP(HDP) ilişkilerine kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

BULDAN'IN GRUP KONUŞMASI

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şu şekilde:

*Gare'yi konuşmaya devam edeceğiz, çok önemli bir kırılma noktası. 

*Halk adına iktidardan hesap sormaya devam edeceğiz. İktidar olmanın sorumluluğu insanları ölü olarak değil canlı getirmektir.

*Gare’den kaçıyorlar, çünkü suçlular. İktidar Gare meselesinde çok açık ve net suçludur.

*Amaçlarının Gare’de o insanları kurtarmak olmadığı ayan beyan ortadır. Amaçları bu olsaydı yöntem bu olmazdı. Operasyon değil diyalog yolu mutlaka seçilmeliydi. Bu yol geçmiş dönemlerde 335 insanın diyalog yoluyla Türkiye’ye getirildiğini, ailelerini teslim edildi.

2015 YILINI ANLATTI

*2015’te bizzat benim de içerisinde yer aldığım Lice’de 3 uzman çavuş, İmralı heyetinin girişimleri sonucu o insanları alıkonulan insanları aldık, Lice Kaymakamlığı’na getirdik. O insanlar bizlere teşekkür etti.

*13 insanın getirilmesi için de hükümete bu çağrıyı defalarca yaptığımızı söylememize rağmen dikkate almadılar. Hedefleri Gare’den kullanabilecekleri siyasi bir hikaye çıkarmaktı. Gare’ye kendi iktidarlarını kurtarmak için gittiler. Gare’den bir müjdeyle dönmeyi umuyorlardı, 13 insanı siyasi hesaplarını ne yazık ki feda ettiler. Gare gerçeği budur. Siyasi amaçlarını gerçekleştiremeyince dört koldan HDP’den saldırmaya başladı Bu iktidar varlığını HDP’nin yokluğuna bağlamış durumda. Kontrolü ve şuuru aybeden bir AKP iktidarıyla karşı karşıya olduğumuzu söylemek isterim. 

"HÜKÜMETİN ONANIYLA KANDİL'E GİDİYORDUK"

*Bunların bir fotoğrafçı bakanları var; çözüm sürecindeki fotoğraflarımız üzerinden algı yaratma telaşında.  Bizim milletvekilimiz Gare’ye gitmemiştir. O tarihte nerede olduğu bellidir. Bu kara propagandanın altında nasıl kalacaklarını düşünmüyorlar mı? Bizim milletvekillerimizin Gare’de ne işi var? Erbil’e zaman zaman vekillerimiz gider gelirler.

*Fotoğrafları gösteren Erdoğan’ın açıkça göz dikmiştir. Savaşınızı HDP üzerinden yürütmeyin. Aynı bakan heyetimizin çözüm sürecinde devletin ve iktidarın bilgisi, onayı ve ricası dahilinde gerçekleştirdiği ziyaretin fotoğraflarını gösterdi. Bunun adı algı yaratma çabası. O fotoğrafları keşke önce kendi genel başkanına gösterseydin. Erdoğan o süreci çok net bildiği için keşke önce ona gösterseydi.

*Biz çözüm sürecini 3 ayak üzerinden götürdük. birinci ayak İmralı, ikinci Ayak Kandil, üçüncü ayak da hükümet ve devlet kanalıydı. O süreçte İmralı’da sayın Öcalan’la yaptığımız her görüşme devletin ve hükümetin bilgisi ve onayı dahilinde yapılmıştır. İmralı ziyaretinden sonra devlet ve hükümetin onayıyla Kandil’e gidiyorduk. Görüşmenin sonucu devlet ve hükümete aktarıyorduk. Devlet heyeti ise bu bilgileri biz İmralı’ya gitmeden önce kendisi gidiyor, bu bilgileri götürüyor, Sayın Öcalan’la görüşmeleri gerçekleştiriyor, arkasından bizi İmralı’ya gönderiyordu

*Sonra çözüm heyeti İmralı’ya gidiyordu, sayın Öcalan devlet heyetiyle görüşmenin çerçevesini bize aktarıyor, devlet heyetiyle görüşme yaptıktan sonra devletin bilgisi ve onayı dahilinde oradaki PKK yetkililerine anlatıyorduk.

*Bir defasında Kandil’de görüşme gerçekleştirdiğimiz sırada yukarıda 2 İHA tepemizde dolaşıyordu. Bir hareket gördüğü anda bulunduğu yeri bombalar. Ağaçların altına girdik, daha sonra toplantımızı gerçekleştirdik. Ankara’da devlet ve hükümet yetkilileri ile görüşme gerçekleştirdik. Üzerimizden İHA’lar geçti dedik, sizin güvenliğiniz için oradaydı dediler.

*Bütün bunlar devletin kayıtlarında mevcuttur. Her yaptığımız görüşmeler kayıtlarda mevcuttur. Ben ne bir fazlasını ne bir eksiğini anlatmıyorum. Soylu efendi iyi dinlesin bunları.

*Kandil fotoğrafları PKK’den silahları bırakacaklarına dair mektupları aldığımız ziyaretler aittir. Çözüm sürecinde bizlere, partimize, heyetimize neler vaat edildiğini, hangi sözler verildi, çözüm süreci başarıya ulaşırsa nelerin yapılacağına dair bizlere vaat edilenleri yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz.