Ege Denizi'nde meydana gelen 5,4'lük depremin Marmara'yı etkileyebileceğini söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, “Yunanistan'da olan depremde faydan açığa çıkan dalgalar Marmara'ya doğru gelip stres değişimine neden olur. Bu stres değişimi ise Marmara'da deprem olmayı kolaylaştırıyor. Bir anlamda bardağı taşıran son damla gibi" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin olduğu bölgede son günlerde art arda depremler yaşanmaya başladı. Yunanistan Halkidiki Yarımadasında 5,4'lük depremi, Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesinde ise AFAD'ın verilerine göre 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Art arda gelen depremleri Marmara bölgesi için değerlendiren yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür DHA'ya şunları söyledi:

Yunanistan'da olan deprem Marmara için çok şey ifade ediyor. Ancak bugün Kayseri'de olan deprem Marmara için pek fazla bir şey ifade etmiyor. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan'da olan deprem 5, 4 büyüklüğünde oldu. Bu deprem orta derecede bir depremdi. Fakat depremin olduğu yer bizim 1999 depremlerinin olduğu Kuzey Anadolu Fay Zonu içerisinde yer alıyor. Yani deprem ana karaya yakın ama Kuzey Ege çukurluğu içinde oldu. Bu çukurluk Yunanistan'dan başlar Ganos fayına kadar devam eder. Oradan da Marmara'ya girer. Dolayısıyla Yunanistan'da depremi Kuzey Anadolu fayının en batı ucunda oldu. Bu durum bizler için önemli çünkü biz Marmara'da da bir deprem bekliyoruz. Bu deprem de Marmara'ya yakın.

Prof. Dr. Görür, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yunanistan'da olan deprem aynı fay zonu içinde olduğu için o faydan açığa çıkan dalgalar Marmara'ya doğru gelip stres değişimine neden olur. Bu stres değişimi ise Marmara'da deprem olmasını kolaylaştırıyor. Bir anlamda bardağı taşıran son damla gibi. Örneğin, Marmara'da 12 Ağustos 1999 depremi olduktan 3 ay sonra Yunanistan'da 6 üzerinde bir deprem oldu ve Yunanistan'da çok sayıda insan öldü. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan'da olan depremse 1999 yılında Marmara'da olan depremin meydana geldiği fay hattı üzerinde oldu." 

Kayseri'de meydana gelen depreme de değinen Prof. Dr. Görür, “Kayseri'de meydana gelen deprem Ecemiş fayında oldu. Bu Ecemiş fayının en önemli özelliği ise nükleer santralın bulunduğu Akkuyu'nun yakınlarına kadar uzanmasıdır" diye konuştu. 

"Deprem odaklı bir kentsel dönüşüm demek kentin bütün bileşenlerini depreme hazır hale getirmek demektir" diyen Prof. Dr. Görür, “Kentin bileşeni dediğimiz zamanda halkı, alt yapıyı, yapı stokunu, çevreyi ve ekonomiyi saymak lazım. Yani siz bir kentte kentsel dönüşüm yapacaksanız bu saydığım 5 parametreyi deprem için güvenli hale getirmelisiniz. Sadece yapı stoku yaparak kentsel dönüşüm yapıyorum diyemezsiniz. Türkiye'de genellikle bu yapılıyor. Ben bu duruma müteahhitlik projesi gözüyle bakıyorum" ifadelerini kullandı.