CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gündemiyle ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi. 

Oğuz Kaan Salıcı, ekonomik krizin vatandaşlara etkisine dikkat çekerek CHP'nin Kara Kış Fonu önerisini yineledi.

Salıcı, "Önümüz kış, simide muhtaç bırakılan vatandaşımız kışı nasıl geçirecek bunu düşünmesi lazım iktidarın. Akaryakıta gelen zamların sonucunda Türkiye artık insanların araba kullanamayacak duruma geldiği bir ülke olma haline geliyor. İcra Mahkemesi önünde bekleyen vatandaşlarımızın sayısının arttığını görüyoruz. Erdoğan kendi saray düzenini devam ettirmek için vatandaşı yoksulluğa terk ediyor. Bunun hesabını sandıkta vereceksiniz" dedi.

'TÜRKİYE AĞIR BİR KUR ŞOKU YAŞIYOR'

Oğuz Kaan Salıcı'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bugün TÜİK, Kasım ayı ekonomik güven endeksini açıkladı. Bu ay 99.3 puan olarak gerçekleşti. Ekonomide bir süredir kötümser bir hava esiyor. Bu ülkede her şeyden ben sorumluyum diyenler bu havanın da sorumlusu.

Türkiye ağır bir kur şoku yaşıyor. Erdoğan'ın açıklamalarıyla bizzat kendisinin çıkardığı bu döviz krizi nedeniyle paramız sadece dolar karşısında değil tüm birimler karşısında değerini kaybediyor.

'NACİ AĞBAL'IN GÖREVDEN ALINMASINI DIŞ GÜÇLER Mİ TAVSİYE ETTİ?'

Halkımız yoksulluğu hayatın her alanında yaşıyor. Saray iktidarı yine suçluyu dışarda arıyor, aynaya bakmıyor. Kim mandacı? Kim faiz baronu? Mandacı arıyorsak Saray'ın beceriksiz ekonomi yönetimine bakmak lazım.

Bu kriz, ülkenin bu ucube başkanlık sistemine geçtiği anayasa referandumundan sonra başladı. Dövizdeki önlemez yükseliş Erdoğan'ın 21 Mart 2021'de Naci Ağbal'ı bir gece yarısı kararnamesi ile görevden almasıyla devam etti. Şimdi soruyoruz.

Naci Ağbal'ın görevden alınmasını size dış güçler mi tavsiye etti? Merkez Bankası Başkanı değişti. Yeni başkan politika faizini düşürdü, dolar tekrar zıpladı. Merkez Bankası'nın başkasının değiştirilmesini size dış güçler mi telkin ediyor?

Bugün sayın Erdoğan yine uçakta konuşmuş. Sabah gördüğümüz döviz kuru ile Erdoğan konuştuktan sonraki döviz kuru değişmiş. Bu sefer talimatı kimden aldın sayın Erdoğan? Seni dış güçler mi konuşturuyor?

'BUNLARIN TÜMÜNÜ UYGULAYAN BAKAN SENİN DAMADIN DEĞİL Mİ'

Erdoğan bile bile yaptığı bu açıklamalarla doları krizini alevlendiriyor. Erdoğan, Saray'ından yangını izliyor. Bunun hesabı sandıkta sorulacak. Faize ezdirmeyeceğiz dedikleri vatandaş dövize ve enflasyona ezdiriliyor.

Bir süredir iktidar yeni bir ekonomik model denemeye başlamış. Biz 20 senedir aklınız neredeydi diye sormak zorundayız. Damat Berat Albayrak, ekonominin başındayken 128 milyarı kurları kontrol altında tutmak için satıldığı söyleniyordu. Dolar yükselmesin diye kamu bankalarından bu dövizleri satmadınız mı? 10 lira olacak diyenleri, dolar 13 lira olunca yargılamaya kalktılar. Bunların tümünü uygulayan bakan senin bakanın senin damadın değil miydi? Bunları da mı sana dış güçler söyledi?

'TAM BİR DELİ GÖMLEĞİ'

Düşük kur politikasını siz uygulamıştınız. Yeni ekonomi paketiniz tam bir deli gömleği.

Geçen hafta piyasalarda öyle yangın vardı ki kurdaki oynaklıktan dolayı piyasada fiyat oluşamadı. Ekonomi tam anlamıyla durdu, vadeli piyasalar çalışmaz oldu. Çek senet devre dışı kaldı. Elinizde nakitle mal alamaz duruma geldi. Satış yapan esnaf yerine yenisini koyabilecek mi belli değil. Böyle bir ortamda sen faizi düşürsen kaç yazar?

Resmi Gazete'de yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın vergi, usul genel tebliğine göre yeniden değerleme oranı yüzde 36,2 olarak belirlendi. Harçlar, haraca döndü. Saray iktidarı yine itibardan tasarruf etmemek için faturayı vatandaşa kesti. Vatandaşımız yeni yılın ilk gününü yeni zamlarla karşılayacak.

Asgari ücret zamları için görüşmeler başlayacak ancak memura, emekliye verilecek zam daha cüzdana girmeden eridi gitti. Resmi enflasyon 19 küsürken harçlara neden 36,2 zam yapıyorsunuz? Erdoğan'ın bunu düşürme yetkisi var. Yeniden değerleme oranını düşür ki, vatandaşa nefes alacak bir alan kalsın.

Son olarak FETÖ darbesinin arkasında olduklarını söyledikleri Birleşik Arap Emirlikleri'nin veliahttı kırmızı halı ile karşılandı. 15 Temmuz'da gazi ve şehit yakınları için toplanan bağışların üzerine çöktünüz. O paraları gazi ve şehitlerin ailelerine dağıtmadınız şimdi de 15 Temmuz'un sorumlusu, finansörü dediğiniz BAE velihattı ile yakın ilişkiler kuruyorsunuz. Sizin dininiz, imanınız para mı?

Cumhuriyet tarihi boyunca edindiğimiz bütün malımız pazara çıkmış, yabancılara yok pahasına satılıyor.

Memleketi öyle yoksul, sıkıntılı hale getirdiniz sonra utanmadan vekilleriniz çıkıyor soğan ekmek yemekten bahsediyor. Kiloyla domates almayıp, tane tane almaktan bahseden vekillerin demeçleriyle karşı karşıya kalıyoruz. O vekillere sesleniyorum. Size 2 bin 825 lira verelim asgari ücretle ay sonunu çıkarın bakalım oluyor muymuş?

Önümüz kış, simide muhtaç bırakılan vatandaşımız kışı nasıl geçirecek bunu düşünmesi lazım iktidarın. Akaryakıta gelen zamların sonucunda Türkiye artık insanların araba kullanamayacak duruma geldiği bir ülke olma haline geliyor. İcra Mahkemesi önünde bekleyen vatandaşlarımızın sayısının arttığını görüyoruz. Erdoğan kendi saray düzenini devam ettirmek için vatandaşı yoksulluğa terk ediyor. Bunun hesabını sandıkta vereceksiniz.

Doğalgaz, kömür fiyatları yükseliyor. Elektriğe peş peşe zam geliyor. Vatandaş tekrardan soba yakmaya başladı. Tonu 600 lira olan odunun kilosu bin küsür liraya çıktı. Bu vatandaş nasıl ısınacak? Bu vatandaş artık yarım simitle nasıl dolayacak?

İktidara krizden çıkış için çözüm önerilerini iletelim istedik. CHP üzerine düşen görevi bir muhalefet partisi olarak çözüm önerini ortaya koyarak yaptı. Gelin bu kara kışta açıkta kalan vatandaşa kucak açalım, Kara Kış Fonu oluşturulsun önerisine sırtınızı çevirmeyin. İtibardan tasarruf yapsalar, Kara Kış Fonu'na aktarsalar bu kış milyonlarca yoksul rahat bir kış geçirir. CHP'li belediyeler bu kara kışı geçirmek için gereken desteği vermeye şimdiden başladılar. Afganistan'a çağrı yapıyor, bizim halkımız ne olacak?

Süleyman Soylu'nun SBK Holding'in uçağına binerken çekildiği bir fotoğraf yayınlandı. Demokratik bir ülkede olsaydı, sadece bu durum onun istifasıyla sonuçlanırdı. Normal bir ülkede 10 kez istifa etmesini gerektirecek gerekçeler olan İçişleri Bakanına 11. gerekçe de ortaya çıkmış oldu.

2002'de hükümet ortaklarına bile danışmadan 'Erken seçim' demişti sayın Bahçeli. 2002'de erken seçim istediği için biz ona hain demiyoruz. Biz böyle bir dili kullanmıyoruz.

Sizin yasaklarınıza, kurduğunuz korku imparatorluğuna rağmen vatandaşımız 4 Aralık'ta meydanları doldurarak size kırmızı kart gösterecek.