HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutulduğu Edirne Cezaevi'nden Deutsche Welle Türkçe'den Bülent Mumay'ın sorularını yanıtladı. Bülent Arınç'ın "Demirtaş ve Kavala, serbest bırakılmalı" sözlerini değerlendiren Demirtaş, "Bülent Arınç’ın açıklamalarının nedenini bilmem mümkün değil. Ancak geç kalmış olsa da ahlaki, vicdani ve adaletli bir yaklaşım olduğunu da belirtmem gerekir" dedi.

İşte Demirtaş’ın açıklamaları: 

* Ekonomik, siyasi ve sosyokültürel açıdan ciddi krizler yaşanıyor ve gidişatın düzeleceğine dair de hiçbir somut gelişme görünmüyor. Maalesef Türkiye’de her şey çok daha kötüye gidiyor. Toplumun içinde bulunduğu durum derin bir umutsuzluk ve mutsuzluk hali. Burada, umudu var etmek ve çözüm üretmekle sorumlu olan muhalefettir. Ben, muhalefetin bir araya gelerek güçlü bir alternatif oluşturacağına ve umudu somut hale getireceğine inanıyorum. Durum ne kadar kötü olursa olsun demokrasiye inananlar el ele verip bu kriz halinden çıkmayı başaracaktır.

* İyi Parti’ye bir desteğimiz olmadı ancak diğer muhalif güçlere, demokrasinin gelişmesi amacıyla sunulan desteğin doğru olduğunu düşünüyorum.

"ERDOĞAN AÇISINDAN DURUM GİDEREK ZORLAŞIYOR"

* HDP’nin şiddetle, silahla hiçbir bağlantısı yoktur, olamaz. Kürt sorununun barışçıl çözümü için Türkiye’deki diğer siyasi partilerden farklı bir siyasi perspektif ortaya koymak hiçbir şekilde HDP’nin şiddeti savunduğu anlamına gelmez. HDP’de görev alan herkes, barışçıl siyaseti savunduğu için HDP’dedir. Bununla birlikte, HDP’nin de bu barışçıl ve demokratik siyaset misyonunu daha güçlü bir şekilde ve sık sık vurgulamasında fayda var.

* Erdoğan açısından siyasi durumun giderek zorlaştığı görülüyor. Mevcut gelişmeler, erken seçimi giderek zorunlu kılıyor. Çünkü sürdürülebilir bir krizden söz etmiyoruz. Yapısal ve giderek derinleşen ciddi bir kriz hali yaşıyoruz. Bu kaos ortamında, iktidarın bütün gücü uzun süre elinde tutabileceğini düşünmüyorum. Zaten bu nedenle, tek çıkış yolu olarak erken seçimin ihtimal dahilinde olduğunu düşünüyorum.

"BENİMLE İLGİLİ SÜREÇ SİYASİ BİR KARARDIR"

* Siyaseti niyetler üzerinden okuyamayız. Ancak somut adım ve gelişmelere göre değerlendirme yapabiliriz. Hükümetin geçmiş pratiklerine baktığımızda, demokratikleşme kapasitesinin son derece zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Fakat toplumun acil sorunlarının çözümü için doğru ve inandırıcı adımlar atılırsa buna da kimse karşı çıkmaz. Erdoğan’ın gerçekçi olup olmadığını vaatlerinden değil, somut adımlarından anlayabiliriz. Bunu da hep birlikte göreceğiz.

* Benimle ilgili süreç hukuktan tümüyle uzak, siyasi bir karardır. Zaten bunu Erdoğan dahil, tüm hükümet sözcüleri de açıkça ifade ediyorlar. Hakkımda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi, ciddi ihlal kararları vermiş olmasına rağmen halen cezaevinde tutulmamın nedeni, siyasi husumetin devam ediyor olmasıdır.

"REFORM MESELELERİ İLKELER ÜZERİNDEN TARTIŞILMALI"

* Bülent Arınç’ın açıklamalarının nedenini bilmem mümkün değil. Ancak geç kalmış olsa da ahlaki, vicdani ve adaletli bir yaklaşım olduğunu da belirtmem gerekir. Fakat yine de demokrasi ve reform meseleleri kişiler üzerinden değil, ilkeler üzerinden tartışılmalıdır. Çünkü özgürlük ve insan hakları toplumun tamamının acil ihtiyacı ve beklentisidir. Umarım muhalefetin de desteği alınarak gerçekçi ve somut adımlar atılır. Çünkü bu tür meseleler geniş kesimlerle ortaklaşmayı, aynı zamanda da ciddiyet ve samimiyeti gerektirir. Hükümette bu kapasitenin olup olmadığını yakın zamanda göreceğiz. Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç, Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından istifa ettiğini duyurdu. Saray'a bağlı İletişim Başkanlığı da istifaya ilişkin açıklama yaptı.

* İçeride de olsam dışarıda da olsam siyasi mücadelemi mutlaka sürdürürüm. Ancak bunu hangi pozisyonda yürütebileceğimi dönemin koşullarına göre belirleyebilirim.