İçişleri Bakanı Soylu, Ankara’da 107. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı'nda Gara operasyonuna ilişkin konuştu. 

Bakan Soylu, PKK’nın ‘alelade bir terör örgütü’ olmadığını vurgulayarak, “Bunu çiçek böcek görenlere tavsiyem şu katliam listesinin bir parçasını alıp okusunlar. Sonra da dişlerimizi sıktık diye bizi devlet adabı konusunda eleştirenler düşüncelerini tekrar ortaya koysun” dedi.

Soylu, HDP’nin PKK’yı hiç kınamadığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Kalpleri mini minnacıktır onların. Ürkerler ve korkarlar… Kızılay'da bir polis kimlik sorduğunda en ufak eksikliği, kötü niyeti olmasa bile kötü niyetliler tarafından TBMM dahil oralara iletilen meseleler karşısında bu kadar oluyor, bu kadar olay oluyor birinin kılı kıpırdamıyor. Soruşturma yapalım, komisyon kuralım demiyorlar. Daha doğrusu diyemiyorlar. Kimisi ortaklıklarından korkuyor, 2023 seçiminde acaba bir tane oy kaybederim, Kandil'i küstürürüm de.” 

Soylu’nun konuşmasında satır başları şöyle:

EKONOMİK OLARAK YOĞUN BAKIMDA TÜRKİYE İSTİYORLAR: Tarih zaman zaman insanlığın karşısına çıkardığı birbirine benzer fotoğraflarla aslında bir şey söyler. Hepiniz bilirsiniz 150 yıl önce Düyûn-ı Umumiye diye bir kurum vardı. Ne yazık ki IMF’den de 9-10 yıl önce kurtulabildik. Bir asır önce de bu millete Sevr’i dayadılar, bu topraklar bunu kabul etmediler. Bugün de Sevilla haritası denen bir ucubeyle geldiler, bu toprak bunu da kabul etmedi. Bizi sürekli dar alanlara çekmeye muhtaç bir hale getirmeye çalışıyorlar. Ekonomik olarak yoğun bakımda her an dokunduklarında yıkabilecekleri bir Türkiye istiyorlar. Kendi insanına mahcup, tarihimize, medeniyetimize, kültürümüze, değerlerimize uzak bir Türkiye istiyorlar. Etrafında olan bitene sağır bir Türkiye istiyorlar. Bu politikadan asla vazgeçmediler.

HEP ACI, DERTLE BÜYÜDÜK: 1984'ten bugüne 6.021 sivil vatandaşı katletti PKK. Birileri rahatsız olsun, bunu her yerde söyleyeceğim. 1987'de yine 3 koldan saldırdıkları 30 sivil vatandaşımızı katlettikleri Pınarcık Köyü katliamı var. Bu nasıl vahşet diye kendi kendimize dövünüp dururduk. Bunu bir insan yapmış olamaz. Bunu yapanlar hayvanlardan aşağı mahluklardır. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Aşağılık mahluklardır. Hep bu acılarla, dertlerle, fotoğraflarla büyüdük.

SOL ÖRGÜTLERİ KINAYAN VAR MI?: Hesabı herkes açık açık konuşsun. Bize karşı farklı bir davranışları olur ölçüsüyle hareket ediyor. Herkesi yakar. Bu dünyada da öteki dünyada da. Geçen hafta Gara'da 13 masum insanın kafasına kurşun sıktılar. 6 yıldır ellerinde işkence ettiler. Birilerinin dediği gibi misafir etmediler. Doğrudan işkence ettiler, sonunda da öldürdüler. Üniversitelerde slogan atan devrim devrim diye kafa ütüleyen bayatlamış sol örgütlerden bir tane kınama var mı? Yoktur. Olmaz da olamayacak da. Teröriste terörist diyoruz. Dediğimiz zaman bizi eleştiriyorlar. Öcalan için özgürlük yapan, eylem yapan insana biz ne diyelim. Geçenlerde sırf yalakalık olsun diye yine vekiller sözde tecrit kalksın özgürlük gelsin diye açıklama yapmaya kalktılar. Yapabilirler mi? Yaptırır mıyız? Buna müsaade eder miyiz? O siyasi partiye tepki verdiğimizde bunu diyemezsiniz, 6 milyon insanı temsil ediyor diyorlar. O temsil ettiğin insandan bazıları 537 gündür kapında bekliyor. Hakaret edeceğinize ilgilenseydiniz"

CHP’YE ‘MIŞ GİBİ” ELEŞTİRİSİ: Lafa geldi mi dil pabuç, bizim itiraz ettiğimiz konu şudur. Terör örgütü olduğu açık, suç açık.. Terörist olmak suçtur. Ama kabahatli biziz. -Mış gibi yapılacak, söylenmeyecek, siyasi nezaketi beklenecek, yok efendim devlet adabı beklenecek. Kimse kusura bakmasın enayilik bir devlet adabı değildir. Hele bu devletin adabı hiç değildir. Biz olayın hemen ardından sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla iki sayın genel başkana gittik. Olayı tüm çerçevesiyle kendimize ait hususları tüm samimiyetimizle, tüm olan bitenin ayrıntısıyla kaçırıldıkları andan katledildikleri ana kadar olan süreci namusumuzla, onurumuzla, devlet adabıyla ifade ettik.

SANKİ DETAYLARI ANLATMAMIŞ GİBİ: Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizim ardımızdan sanki bu detayları anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürüvermesi, sorumlunun sayın Cumhurbaşkanımızı olduğunu söylemesi PKK'yı aklamaktan, üstünden yük almaktan, bu acı olayı bir siyaset malzemesi haline dönüştürmekten başka bir şey değildir. Çok üzüldüğümüzü, yaralandığımızı, anlattıktan sonra metnin bir parçasının bile değişmemiş olduğunu dinlerken üzülerek müşahede ettik. Yaşın büyük olması hata yapılmayacağı anlamını taşımaz. Gelmişiz, anlatmışız, ‘ne kadar sorunuz varsa buyurun cevaplamaya hazırız’ demişiz. Ondan sonra sayın Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak PKK'yı aklamaktır.

EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIKLARIMDAN BİRİYDİ: PKK'nın karşısında hep birlikte bir cephe olabilmek fırsatını kaçırdık. Bu tarihi bir fırsattı. Bu kalleşliğe hep birlikte fatura ödettirebilmek fırsatını kaçırdık. Böyle yapılmamalıydı. O grup toplantısını dinlediğim an yaşadığım hayal kırıklığı hayatımda yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarımdan biriydi. Üzüntülüyüm, sadece söyleyeceğim bu. Terör örgütünün yapmak istediği açıktır. 6.021 sivil insanı niçin katletti. Bunun cevabı var mı? Var. 'Ya benimsin ya kara toprağın.' 'Ya bana tabi olursun ya sana canınla bedelini ödetirim.' Burada yıllarca bu politikayı güttüler. Korkutma, ürkütme, hayatıyla korkutma ve kendine tabi etme. Dönem dönem yaptıkları katliamın sebebi de budur.

ERDOĞAN LİDERLİĞİNDE YENİDEN AYAĞA KALDIRDIK: Kendi içine kapanmış, meseleyi kendi sınırları içinde karşılayan bir Türkiye yoktur. Eskiden ilgi alanlarımız vardı. Bugün bu ilgi alanlarını ta Libya'ya kadar etki alanı haline getirdik. Oyunu bozacak kudrete, liderliğe sahip bir Türkiye tablosu vardır. Terör, uyuşturucu, göç artı Batı'nın da sorunu. Bizi yıllardır bir alana hapsetmeye çalıştılar. Biz 21. yüzyılda Erdoğan'ın liderliğinde yeniden ayağa kalkarak bu zinciri kırdık. Virüs salgını herkese karnesini vermiştir. Koskoca ülkelerin nasıl maske korsanlığı yaptıklarını, AB ülkelerinin birbirlerini nasıl suçladıklarını gördük. Kasada paraları var, ama hiçbir işe yaramıyor.