Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi Genel Merkezi'nde yaptığı haftalık basın toplantısında konuştu. Ülkemizdeki kadına yönelik şiddet konusunda dikkat çeken Karamollaoğlu, “Bunu düzeltmenin yolunu aramak mecburiyetindeyiz biz. Zaten yasak bu. Hangi inançta kadına şiddet kabul görmüş ki. Ama tedbirler alınırken yanlış yollara gidiliyor. Aileyi korumadan kadına şiddeti koruyamazsınız, önleyemezsiniz şiddeti” şeklinde konuştu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"HIYANETİN İŞARETİ"

Fikir insanlarına şiddet uygulanmasının altında ne yatıyor bunu anlamak mümkün değil. Hele de saldırıları anlamak mümkün değil. Bu sadece bir gafletin işareti değil. Bu bir hıyanetin işaretidir aynı zamanda. Bu ülkede fikir ve düşünce hürriyetini, tahakküm altına almaktan daha büyük bir kötülük olmaz. Fikir ve düşünce hürriyetinin bir ülkede kamil manada yaşanır olduğunun işareti, iktidarda bulunanların aleyhine birtakım ifadeler kullanıldığında şiddete başvurmadan, insanların kendi fikirlerinden dolayı sıkıntıya düşeceklerini akıllarına bile getirmemelidirler. Bu inanç olmalı.

GÜLTEKİN'İN FİKİRLERİNE İTİBAR ETMEMEME RAĞMEN, SALDIRIYI KINIYORUM

Son günlerde Levent Gültekin’e bir saldırı gerçekleştirildi. Levent Gültekin’in son zamanlardaki değerlendirmelerinin hiç birisine katılmıyorum. Tam tersi hakikaten insanı derinden yaralayacak tarzda, bir zamanlar yakın olduğu Erbakan hocamızla ilgili söylediği sözlerin hepsini al çöpe at. Benim kanaatim bu. Ama böyle bir fikri gündeme getirdiği için kendisine bir saldırı yapılıyorsa, o saldırının da karşısında olduğumu herkesin bilmesini isterim. Herkes fikrini söylemek de serbesttir. O fikri, kullandığı ifadelerle, karşı tarafı rencide edecek tarzda ifade ederse onu da tasvip etmem. Ama bunun cevabı sopa ile verilmemelidir. Saldırıyla verilmemelidir. Korkutarak verilmemelidir. Çünkü; fikir ve düşünce hürriyeti benim muhaliflerime tanınmazsa, yarın benim de fikir ve düşünce hürriyetime saldırılar gerçekleştirilebilir. Ben bunu idrak edecek noktadayım. Başkaları da idrak etmektedirler. Düşünemeyenler, düşünme yetkisi yeteneği olmayanlar ancak saldırı ile problem çözmeye kalkarlar. Bundan dolayıdır ki; Gültekin’in fikir ve düşüncelerine hiç itibar etmememe rağmen ona yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum.

KADINA ŞİDDET

Biz artık ülkemizde kadına şiddetin olağan bir hal olarak görülmesini istemiyoruz. Annelerimizin eşlerimizin, kızlarımızın güvende ve geleceğinden emin bir şekilde yaşaması için çalışma ve eğitim hayatı başta olmak üzere tüm alanlarda gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Sadece kanun yaparak, sadece hukuki düzenlemelerle bu konunun üstesinden gelmek mümkün değil. Kanunlar çıkardık. İstanbul Sözleşmesini kabul etti Türkiye. Ne oldu kadına şiddet on misli arttı. Biz sadece kanunlar çıkararak değil, toplumda gerekli adımları atarak, eğitimde mutlaka bu konu gündeme alınmalı ve işlenmeli. Çocuklar zihinlerinde böyle bir yanlışlığa tevessül etmemeleri gerektiğini anlayarak özümseyerek yetişmeliler. Televizyon programlarında dışarda bu konu, bu şekilde işlenmeli. Siz her televizyon programında, kadına şiddeti güncel hadiseymiş gibi gösterir, arkasından da ‘bak bu ne kadar kötü bir şey, anladın mı’ dersen, başına bir bela gelir senin. Bunu düzeltmenin yolunu aramak mecburiyetindeyiz biz. Sadece yasak koymak… Zaten yasak bu. Hangi inançta kadına şiddet kabul görmüş ki. Ama tedbirler alınırken yanlış yollara gidiliyor. Aileyi korumadan kadına şiddeti koruyamazsınız, önleyemezsiniz şiddeti.