Alçı, yazısında 2003 - 2006 yılları arasında NATO'nun Afganistan Kıdemli Temsilcisi olarak Kabil'de görev yapan eski CHP Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ile yaptığı görüşmeyi aktardı. 

T24'ün haberine göre Alçı, gece saatlerinde eski Dışişleri Bakanı Rengin Dadfar Spanta'nın Hikmet Çetin'i aradığını ve  “Sevgili dostum, hayatım tehlikede. Yanımda Dışişleri Bakanı Muhammed Hanif Atmar da var. (Atmar Taliban’dan kaçan Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’nin Dışişleri Bakanı-na) Buradan kaçmazsak büyük ihtimalle öleceğiz. Doha uçağına binmiştik, Taliban kalkış izni vermedi, uçaktan indirdiler. Senden ricam kalkan Türk uçaklarına binmemizdir. Tek kurtuluşumuz bu. Bize yardım eder misin?” dediğini aktardı. 

Hikmet Çetin ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yaptığı görüşmeyi belirterek şunları kaydetti:

"Hulusi Paşa konuyla derhal ilgileniyor ve Kabil askeri havaalanının komutanını arayarak gerekli izni alıyor. Saat gece yarısı ikiyi gösterdiğinde Afganistan’ın iki dışişleri bakanı Rengin Dadfar Spanta ve Muhammed Hanif Atmar Kabil askeri havaalanına giriş yapıyorlar. Hikmet Çetin’in telefonu ve Hulusi Akar’ın inisiyatifi ile Afganistan Hükümetinin bu önemli isimleri alanda biraz bekledikten sonra Türkiye’ye doğru havalanmaya hazırlanan uçaklara bindiriliyor ve Afganistan’dan çıkıyorlar.

Bu hikayeyi Sayın Hikmet Çetin’den dinlerken deneyimli siyasetçi hala olayın etkisindeydi. “Sabaha kadar uyuyamadım Nagehan hanım, bu insanların hayatları tehlikedeydi ve bir şey yapamazsam kendimi hiç affetmeyecektim. Neyse ki hem Dışişleri Bakanlığı hemen ilgilendi hem de Hulusi Paşa derhal inisiyatif alarak uçuşu organize etti.”

Türkiye, Taliban’ın açık hedefi olan iki üst düzey Afganistanlı siyasetçiyi Kabil’den çıkarıp İstanbul’a getirdi.

Spanta Türkiye’deki arkadaşlarıyla birkaç gün hasret giderdikten sonra ailesinin yanına Almanya’ya gidecek. Eşref Gani’nin Umman’da olduğu söyleniyor. Dışişleri Bakanı Atmar da Gani’nin yanına Umman’a mı gider, üçüncü bir ülkeye mi uçar, İstanbul’da mı kalır, bu soruların cevaplarını henüz bilmiyorum…"