Ümit Özdağ TBMM'de yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

"AFFETMEYECEĞİM"

* O kişi Sadece bana ve rahmetli babama Muzaffer Özdağ'a küfür ettiği için İYİ Parti'nin ikinci bölge koordinatörlüğüne getirdi. Bu atamayı yapanları görevden alınması için yaptığım talebi görmemezlikten gelenleri hiç affetmeyeceğim. 

Değerli basın mensupları;

* İYİ Parti içerisinde liyakatsiz ve kötü bir yönetim tarzı olduğuna dair değişik eleştirilerde bulunmuştum. Bakın, daha disiplin sürecinin nasıl işletilmesi gerektiğini bile bilmeyen ve avukat olmasına rağmen usul bakımından bozulacak bir davaya öncülük eden Genel Sekreter Uğur Boyraz, maalesef bu görev de 2015 yılında AKP'den aday adayı olarak başvurusu dışında hiçbir siyasi tecrübesi olmayan bu kişi, maalesef partinin en kritik makamlardan birisinde, genel sekreter olarak oturuyor. 

* Dün katıldığı bir televizyon programında şu ifadeleri kullandı. Benim açmış olduğum davanın sonuçlanmasıyla ilgili olarak 100 içerisinde mahkeme bir karar verdi. Tabii bu anlamda Türk yargısının daha önce birinci yargı reformu paketiyle devam eden yargı reformu paketleriyle bu Türk yargısının sürati mutluluk verici bir gelişme. 

* Değerli basın mensupları Uğur Poyraz şunu söylemek istiyor; Taraflı davranarak çok hızlı davrandı. Hızlı bir karar verdi ve burada bir siyasi müdahale var. Oysa bu büyük bir yalan. Bu büyük bir yalan. Yargı bu konuda siyasi partiler kanunu, 57. maddesine göre 30 günde bir karar vermek zorunda ve 28 günde karar verdi. Yani yargının hızlı çalışması söz konusu, taraflı davranması söz konusu değil. 

* Bunu televizyonda söyleyeceğine Uğur Poyraz, bu dosyada vekaleti vardı, kamuoyunu bu şekilde aldatıcı, yalan ifadelerle manipüle edeceğine dosyadaki vekaletine dayanıp yanında çalışan genç çocukları yollayacağına, avukat olarak kendisi gelip o dosyanın arkasında dursaydı. Ama bir dava açmayı, ihraç davası açmayı bilmediği için mahkeme süresinin bitiminden iki gün önce ihracı iptal etti.

TEŞEKKÜR ETMEK İÇİN MUĞLA'YA GİDECEĞİM

* İhraç kararıyla ilgili söyleyeceğim son şey; 81 il başkanı içerisinde bir tek Muğla İl Başkanı sayın İncilay Gezgin Şekerdağ hanımefendi konuyu mahkemeye intikal ettirmiştir. Mahkemenin sonucunu bekleyeceğim ve Sayın Özdağ'ın ihraç edilmesi için imza vermeyeceğim dedi. Gerçekten bütün baskılara direndi. Kendisiyle hiçbir tanışıklığım yok daha önceden. Hukuka uygun, vicdanına uygun davrandı. Ben de, haftalar öncesinden bu mahkeme sonuçlanınca, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Muğla'ya giderek kendisine teşekkür edeceğimi ifade etmiştim. Bu basın toplantısından hemen sonra Muğla'ya yola çıkacağım.

45 KİŞİ İSTİFA ETTİRİLDİ

* Dünden itibaren bana yönelik olarak basın yoluyla, tehditler sürüyor. Eğer gidersem Muğla'da gereken yapılacakmış. Bu arada Muğla il teşkilatına baskılar yapılarak dün gece 45 kişi istifa ettirildi. İl başkanı biraz önce bana mesajla, iki sivil polisin gelip kendisini evinden alıp partiye götüreceğini bildirdi.

* Bir mahkemenin. aldığı karara herkes saygı duymalı. Ben bu basın toplantısını İYİ Parti İstanbul Milletvekili olarak yapıyorum. Mahkeme kararını alır almaz, İYİ Parti grubuna bu basın toplantısını yapacağıma dair bilgi verdim ve basın toplantısını öyle düzenledim.

* Ve İYİ Parti milletvekili olarak Muğla İl Başkanımızı bugün ziyaret edeceğim. Benim tavsiyem herkesin hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi içine sindirmesidir. İYİ Parti, hukukun üstünlüğü ve demokrasi mücadelesinin sonunda kurulmuştur.

"KASABA POLİTİKACILIĞI"

* Değerli basın mensupları, ilginç bir gelişmeyi de gördüm ben, yaşadık. Televizyonda CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay'a bir soru soruldu. Mahkemenin benim ihracımı iptal etmesiyle ilgili olarak, Engin Altay da İYİ Parti içine Erdoğan tarafından atılmış bir fitne olduğu cevabını verdi. Doğrusu çok şaşırdım. Sayın Grup Başkan Vekili Engin Altay acaba İYİ Parti tüzüğünü okudu mu? Tüzüğü okuduktan sonra acaba ihraç kararını ve ihraç kararının içindeki belgeleri okudu mu? Sanıyorum bu iki soruya vereceği cevap Engin Altay'ın hayırdır. Ama üçüncü bir belge daha. Ona vereceği cevabın yüzde 500 bin hayır olduğunu biliyorum. Mahkemenin kararı. Onu okudu mu? Hayır... Peki bu belgeyi okumadan böyle bir açıklama yapmak nedir? En basit ifadeyle kasaba politikacılığıdır. CHP Başkan Vekili Engin Altay, diğerlerine kayyum atanan HDP'li terör örgütüyle bağlantılı belediye başkanlarının hukukunu savunuyor..

* Yine Meclis'te genel kurulda yaptığı konuşmalarda HDP'li milletvekillerinin hukukunu da savunuyor da, Türk milliyetçisi Atatürkçü, Ümit Özdağ'ın hukukunu savunmuyor. Aksini bilmediği halde, siyasi iftirayla infaz ediyor.

"TEBİYESİZ SUÇLAMA"

* Ancak bir ikinci hukuk hususu var ki daha da vahim. Engin Altay beni AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın fitne aracı gibi gösteriyor. Böyle bir terbiyesiz suçlama Engin Altay'ın ne hakkıdır? Ne de haklıdır! Kendisine Türk milleti önünde en derin ve içten teessüflerimi bildiriyorum.

* Engin Altay, Ümit Özdağ'a yapılan ve yapılabilecek en büyük hakareti yapmıştı. 16 Nisan kirli referandum gecesi, ben Türk halkının oylarının hesabını YSK'nın önünde ve YSK başkanının odasında YSK Başkanı'ndan sorarken, ne Engin Alkay oradaydı, ne de arkadaşlarından bir tanesi de oradaydı.

* Bu son süreçte CHP'nin bazı kadrolarında kendilerini İYİ Parti'nin hamisi ve koruyucusu zanneden bir tavır ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde CHP'nin Çanakkale'de bir Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ın dile getirdiği, "İYİ Parti'nin varlığı CHP sayesinde" şeklinde bir lafa muhatap. CHP cumhuriyetimizin kurucusu değerli bir siyasi partidir. Seçmen tabanının çok büyük bir bölümü Atatürk'e büyük bir sevgi bağıyla, samimiyetle bağlı, vatanseverlerden oluşmaktadır. Ancak İYİ Parti, varlığını ne CHP'ye borçludur ne de CHP'nin korumasına muhtaçtır. İYİ Parti Türk milliyetçilerinin, Türk vatanseverlerinin mücadelesi sonucunda kurulmuş bir siyasi partidir.