Sanıkların SEGBİS'le katıldığı duruşmada, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, ablası Mavuş Ocak ile partililer ve avukatlar hazır bulundu.

Hakim, sanıkların "görevi ihmalden" cezalandırılması ihtimaline karşın bu yönde de savunmalarını yapmasını istedi. Ali Lapanta, valilik makamınca oluşturulan il kriz yönetiminde bulunduğunu savunmasının ekinde gönderdiği belgede yer aldığını öne sürdü. Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığında kış şartlarına uygun teçhizatın olmadığını söyleyen Lapanta, kendisine yöneltilen, "Sizin sevk ettiğinizde var mıydı" sorusu üzerine komando birliklerinde bu malzemelerin bulunduğunu söyledi.

“Arama kurtarma ve enkazı orada korumak gibi bir görevimiz de yoktur” diyen sanık Ali Arıduru ise, helikopter uçuşlarıyla ilgili tüm sorumluluğun kaptan pilotta olduğunu söyleyerek, "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bilgisi yoktur, böyle bir sorumluluğu da yoktur. Bu görev mahalli idare amirlerindedir. Elimizden geleni yaptığımıza vicdanen inanıyoruz" dedi.

Kendisine atılı suçlamaların teknik konular olduğunu söyleyen sanık Orhan Birdal ise iddiaların mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade ederek, "İlk uçuş planları, ilgili yerlere çekilmiş, iniş kalkış saatleri ilgili yerlere çekilmiş, atılı suçtan bahsedilmesi mümkün değil. Alınan bilirkişi raporları da bunu teyit etmektedir. Hakkımda isnat edilen görevi kötüye kullanma veya görevi ihmal suçlamalarını reddediyorum" dedi.

Sanık Mazlum Koçoğlu ise, "Ne yapmışım da görevimi kötüye kullanmışım, bu sorunun cevabını iddianamede bulamadım" diyerek suçsuz olduğunu söyledi.

SAVCI MÜTAALASINI AÇIKLADI

Duruşma savcısı, esasa ilişkin mütalaasında arama çalışmalarına yönelik sanıkların atılı suçu işlediklerini belirtti.

Sanıklar Lapanta ile Koçoğlu'nun olay tarihinde askeri personel olduklarını ancak eylemlerinin askeri olmadığını, askeri ceza kapsamında değil de genel hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden cumhuriyet savcısı, Ali Lapanta'nın arama kurtarmaya ilişkin komutayı fiilen üstlendiğini, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) gelen haritayı öğrendiğini ancak buna rağmen ilgili bölgede arama yaptırmadığını kaydetti.

Sanık Koçoğlu'nun da harekat merkezinin emir komutasını aldığı, enkazın bulunduğu yere ilişkin bilgileri öğrenmesine rağmen bu doğrultuda arama kurtarma yaptırmadığını belirten savcı, arama kurtarma faaliyetlerinde en büyük eksikliğin koordinasyon olduğunu, bu koordinasyonda da dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü sanık Ali Arıduru'nun sorumluluğunun bulunduğunu kaydetti.

Helikopterin kalktığı hava meydanları ve yol güzergahlarının hava durumları konusunda pilotu ikaz ettirmediği, uçuş bilgi merkezindeki yetkililerin İsmail Güneş ile telefonla görüşmüş olmasına rağmen ELT cihazının portatif anteninin takılması gerektiğini söylememesi nedeniyle kaza yeri tespit edilemediği için dönemin Devlet Hava Meydanları Genel Müdürü olan sanık Orhan Birdal'ın sorumlu bulunduğunu kaydeden savcı, sanıkların "görevi kötüye kullanma" suçunu "zincirleme" işledikleri gerekçesiyle 7,5'ar aydan 3,5'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti.

Adana Jandarma Bölge Komutanlığı'nın karargahından sorumlu bulunduğu ifade eden Mazlum Koçoğlu, esasa ilişkin savunmasında mütalaayı reddettiğini, suçlamaları kabul etmediğini belirtti.

Diğer sanıkların esasa ilişkin savunma için süre talep etmesi üzerine duruşma 15 Şubat'a ertelendi.