Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman'a tehditler savurduğu yetmiyormuş gibi bir de "Cesetleri camilere sokulmamalı" diyerek Diyanet'e çağrıda bulunan, öğretim görevlisi Ebubekir Sifil' en güzel cevap cemevi başkanlarından geldi.

Yılmaz Özdil de bugünkü köşesinde Cumhuriyet gazetesinin cemevi başkanlarıyla yaptığı söyleşiye yer vererek, şu ifadeleri kaleme aldı;

Yılmaz Özdil: Fikri takip

Üniversitede öğretim görevlisi olan Ebubekir Sifil denilen arkadaş, değerli Cüneyt Akman'la benim hakkımda tehdit savurarak, Diyanet'e çağrıda bulunmuştu, “cesetlerimizin camiye sokulmamasını, cenaze namazlarımızın kılınmamasını” istemişti.

Ben de gayet müsterih olduğumu belirterek, “camiye almazsan cemevinden kaldırırlar” demiştim.

Bu karanlık çağ zihniyetinin tehdidini başından beri afişe eden Cumhuriyet gazetesi, gazeteciliğin temel ilkeleri gereği fikri takip yaptı, cemevi başkanlarına “siz ne düşünüyorsunuz?” diye sordu.

Karacaahmet Sultan Dergahı Cemevi Başkanı Muharrem Ercan: “Yılmaz Özdil için söylenen o sözler kabul edilebilir değil. Yılmaz Özdil'e Allah uzun ömürler versin.

Bizim felsefemizde insan ayrımı yok. Biz insanların dili, dini, mezhebi, kimliğine bakmıyoruz. Öyle olursa zaten biz Alevi olamayız. Rahmetli İlhan Selçuk, Turhan

Selçuk ve Fikret Otyam gibi bu ülkenindeğerleri de Alevi olmamalarına karşın son yolculuklarına cemevlerinden uğurlandı. Bize gelen kimseyi geri çevirmeyiz.”

Garip Dede Dergahı ve Cemevi Başkanı Celal Fırat: “Sözler çok acı. Camiye almayız demek çok yanlış. İbadethaneler kimsenin babasının malı değil. Biz Aleviler, ırkı, kökeni, dini ya da mezhebi ne olursa olsun ona ‘can' diye bakarız. Toplumsal meselelere aktif ve objektif gözle bakan ve daha çok şey yazacak olan Yılmaz Özdil'e Allah uzun ömürler versin. Tabii ki hepimiz faniyiz ve bir gün sıramız gelecek. Kendisinden böyle bir talep gelirse, cemevlerimizin kapıları sonuna kadar açık.

Öyle bir dönem yaşıyoruz ki, vefatettiğinde bile cenazenin nereden kaldırılacağına karar vermek isteyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunları daha da duyacak gibiyiz. Sevginin, hoşgörünün egemen olmasını istiyoruz.”

Okmeydanı Cemevi Başkanı Zeynel Şahin: “Açıklama çok çirkin ve ahlaksızca. Kimse kimin cenazesinin nereden kalkacağına karışamaz, öyle bir hakkı da yok. Bir kişi cenazesinin nereden kaldırılmasını istiyorsa ve inancı neyse ona göre kaldırılır. Çok sayıda Sünni dostlarımızın da vasiyeti üzerine cemevinden kalkan cenazeleri oldu. Kendini bize emanet eden herkese kapılarımız açık.”

Sivas Hafik Karlı Köyü Cemevi Başkanı Turan Aykanat: “Yılmaz Özdil'in düşüncelerinden dolayı cenazesini camiye almayalım çıkışı, tam bir cahillik. Bir insanın inancına müdahale etmeye kimsenin hakkı yoktur. Atatürkçü ve yurtsever bir aydın olan Yılmaz Özdil'in cemevlerini işaret etmesi de, bize olan saygısının göstergesi. Kendisi cenazesinin cemevinden kaldırılmasını vasiyet ederse, Türkiye'nin her noktasındaki cemevlerimiz o görevini yerine getirir. Bu kutuplaştırıcı dil terk edilmeli ve inanan ya da inanmayanlara saygı gösterilmeli.”

Varlığıyla onur duyduğumuz Alevi yurttaşlarımıza ve insani/dini/ahlaki ders niteliğinde açıklamalar yapan, değerli cemevi başkanlarımıza yürekten teşekkür ederim.
Ruhumu ferahlatan imbat'ınız o ki, sizlerle aynı topraklarda aynı havayı solumak bile güç veriyor, mücadele azmimizi tazeliyor.

Beri yandan…

İmam hatip lisesi ve ilahiyat fakültesi mezunu olan, 1977'de Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışmaya başlayan, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Kolları'nı kuran, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Merkezi'nin başkanlığını yapan ve şu anda Sözcü gazetesi yazarı olan değerli Ayşe Sucu ise, Diyanet'e şu çağrıda bulundu…

“Son yıllarda farklı fikir ortaya koyan ilahiyatçılara ve düşünürlere yönelik çirkin saldırının dozu arttı.

Her kalem, bu engizisyon kurallarını benimsemiş zihniyetin infazından nasibini alıyor.

İki haftadır Prof. Dr. Mustafa Öztürk'e yapılanlar ve şimdi, köşe arkadaşım usta gazeteci Yılmaz Özdil ile Cüneyt Akman'a yapılanlar, toplumun sinir uçlarını zorluyor.

Bir insanı rencide etmeye, hedef göstermeye kimsenin hakkı yoktur.

Hukuk devletiyiz.

Bir hukuk devletinde herhangi bir vatandaşın yasal haklarını kullanmasını engellemeye çalışmak devlet kanunlarına muhalefettir.

Dinen de yanlıştır.

Tekfirde yetki aşımı vardır; kimse kendini Tanrı yerine koyamaz.

Kişinin imanına Allah karar verir.

Hz. Peygamber, “itham tam isabetli değilse sahibine döner” der.

İmam-ı Azam da bu hassasiyeti dikkate alarak “Biz ehli kıbleden hiçbir ferdi tekfir etmeyiz” der.

Selefi-Harici-yobaz zihniyetin tekfirci tutumu karşında Diyanet'in sessiz kalması ise işin en acı tarafıdır.

Diyanet, hemen bir bildiri yayınlamalı ve tüm çevreleri üsluba davet etmelidir.

Ezcümle, kimse kimsenin kalbini bilemez, kalpleri ancak kalplerin sahibi Allah
bilir.”

Budur.

Meteorolojinin tüm yurtta sağanak yağış raporu verdiği gün, sırf Chp'li belediyeleri karalamak için organize edilen yağmur duasına elbette katılmayacağız.

Ancak…

Türkiye Cumhuriyeti'nin üstüne adeta kabus gibi çöken yobaz/zırcahil atmosferinin bir an önce dağılması için gece gündüz duacıyız