Tarih sadece egemenlerin, padişahların, kralların, paşaların, hanedanların tarihi değil. Ya da Türk-İslam sentezcilerin, Neo-Osmanlıcıların anlattığı palavralardaki asr-ı saadet dönemleri yaşanmadı. TRT’nin uyduruk dizilerindeki gibi değil “ecdadımız”. Günümüzde boyun eğmeyenler, yere bakmayanlar olduğu gibi tarih boyunca da gerek Anadolu’da gerekse diğer coğrafyalarda itiraz eden, direnen, insan onurunun ve hakça bir yaşamın mücadelesini verenler vardı. Yani ‘başka bir ecdadımız’ vardı. 


Su Yayınları tarafından yayınlanan Ragıp İncesağır’ın kaleme aldığı “Ecdadımız” adlı kitap,  Aristonikos’tan Karbaias’a, Baba İlyas’tan Pir Sultan’a, Amazonlar’dan Kadıncık Ana’ya, Hacı Bektaş’tan Köroğlu’na, Anadolu tarihinde baskıya uğrayanların tarihine odaklanıyor. Yazara ait kolaj-illüstrasyonların yanı sıra minyatürler, gravürler, resimlerle hatta barkodlarla verilmiş müziklerle dönem, olaylar ve kişiler ete kemiğe bürünüyor.
Kitapta ecdad kavramı kanla, soyla değil bu topraklardaki direniş geleneğinin sürekliliği içinde yeniden tanımlanıyor. Türkmen bilgeleri kadar, Roma’ya başkaldıran Bergamalı kölelerin lideri Aristonikos da var kitapta, Selanik’e el koyup emekçi konseyi ile yöneten Zealotlar da, Muaviye’ye bayrak açan Ebuzer de var, Emevi devletini yıkan isyanın lideri Ebu Müslim de. 
İncesağır, kitabında tarihe resmi görüş açısında değil de halkın penceresinden, daha doğru bir ifadeyle sınıfsal açıdan bakıyor. Gerçek ecdadımızın kimler olduğunu açıklıkla gösteriyor. Bunu, Anadolu ve Ortadoğu halklarının toplumsal mücadele tarihinin kısa ve özlü bir panoramasını çizerek yapıyor. 
Yazarın kitapta ifade ettiği gibi “geçmiş sadece hazin yenilgilerle değil, özgür bir geleceği tasarlamak için ilham ve ışıkla dolu.”