İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret iddiasıyla, hapis cezası ve siyasi yasak talebiyle yargılandığı davada karar çıktı.

Mahkeme heyeti İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi ve böylece siyasi yasak süreci başladı. Kararın İstinaf ve Yargıtay tarafından onanması halinde İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek. 

"Saraçhane'ye evinize hoş geldiniz" diyen İmamoğlu, "İstanbul sizin. İstanbul 16 milyon İstanbullunun. Hangi çılgın millete ait sürecin önüne set kurabilirmiş, hangi çılgın zincir vurabilirmiş. Hiç kimse vuramaz. Bu akşam birlikteyiz. Yarın çoğalarak daha fazla birlikte olacağız. Şimdi birlik ve beraberliğimizin güzel bir anını bu akşam başlatıyoruz. Yarın çok daha büyüyecek. Genel başkanlarımız burada olacak. Hep birlikte olacağız" ifadelerini kullandıktan sonra sözü İYİ Parti lideri Meral Akşener'e bıraktı.

'ASIL MAHKEME BURADA'

Akşener konuşmasında şunları söyledi:

"Hey gidi Saraçhane, ne çektiniz be. Bundan yıllar evvel burada okuduğu bir şiirle mahkum olan bir büyükşehir belediye başkanı vardı. Yok yok yok, biz yuhlamayız, bir gereğini yaparız. O büyükşehir belediye başkanı buradan sizlere seslenip, 'Bu şarkı burada bitmez' demişti. Doğrudur, o şarkı orada bitti ama bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum bu şarkı da burada bitmeyecek.

(İktidar istifa sloganları) Önce gereğini yapalım. Bugün iktidarda yarından çok korkan bir irade var. İnsanlar korktukları zaman ceza verirler, zulüm yaparlar, haksızlık yaparlar. Onun için bugün Ekrem kardeşim için, Ekrem başkan için verilen bu kararın arkasında bir büyük korku var. Size duyulan, demokrasiye, millet iradesine duyulan korku var. Onlar korkuyor, biz korkmuyoruz. Yaşasın Hürriyet Kahrolsun İstibdat diyoruz.

Yıllar evvel bu meydanda şiir okuduğu için muhtar olamaz denilen, onunla ilgili manşet atılan bir büyükşehir belediye başkanı vardı. Ama velakin bakın o cumhurbaşkanı oldu. Çünkü millet iradesine el uzatılmıştı. O günün korkakları, vesayetçileri... Allah'ım ne büyüksün, kimler kimlerle beraber. Kimler ne hale geldi?

Ne olacak biliyor musunuz? Bugün bu kararı verenler siyah cübbelerini haksızlığa kılıf edenler, verdikleri kararın başında 'Türk milleti adına' diyecekler. Ne yapacaksınız? Sandıkta gereğini yapacaksınız. Hem de o sandıkta hür iradenizle, helal oylarınızla, demokrasiyle diyeceksiniz ki 'Hadi bakalım sizi gönderiyoruz' diyeceksiniz. 'Korkunun ecele faydası yoktur' diyeceksiniz. Asıl acı olanı bunları yaşayanların Ekrem başkanın sizin iradenizle, gücünüzle, millet iradesiyle seçilmiş İstanbul büyükşehir belediye başkanına bir tiyatro neticesinde bu cezanın verilmesi. Benzer cezayı dün nasıl bu millet yırttıysa, bugün verilen o cezayı da yırtacaksınız. Sandıkta yırtacaksınız, demokrasi ile yırtacaksınız."

Akşener'in ardından konuşmasına devam eden İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Bu akşam burada buluşmamızın temel sebebi yaşadığımız büyük hukuksuzluk. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu beni aradı ve yarın Altılı Masa’nın liderleriyle birlikte yine İstanbulluların evinde bir arada olacağız"

'AKLIMIZA GELMEYECEK ŞEYLERİ YAŞIYORUZ'

Biz hayatımızda aklımıza gelmeyecek şeyleri yaşıyoruz Genel Başkanımız bizimle beraber duygularını paylaştı. Genel Başkanım Kılıçdaroğlu beni aradı. Yarın Altılı Masanı'nın liderleri ile birlikte İstanbulluların evinde bir arada olacağız. Zamanını sizinle paylaşacağım. Bu dava, Türkiye'de düştüğü durumun özetidir. Ezan okunurken kalbi temiz insanlarımızın duaları kabul olur. Bugün utanç duyduğumuz bu anı, bu ortamı bize yaşatan bu yargı sürecinin kötü kararını yaşayıp sizleri buraya davet etmeyi elbette istemezdim. Bu dertleşmeyi sizin kararınızın yok sayıldığı bir ortamın bu şekilde bir alışkanlık haline geldiği anda gerçekten bu ülkeyi yaşatmaz hale getirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurduk. O yüzden sizi buraya davet ettim.

'ÇİRKİN BİR İRADENİN SONUCU'

Bu mahkeme, bu dava Türkiye'de adaletin kalmadığını ispatı. Bu dava, ülkeye adalet ve demokrasi gibi en ulvi değerleri getirmek istemeyen insanların yönettiği bir davadır. Hatta, devlet biziz; millet biziz, her şeyin sahibi biziz diyen insanların aymaz, utanmaz bir biçimde süreci etki altına alıp karar verdikleri bir davadır. Keşke bu dava bir hukuk davası olsaydı. Adalet önünde bir yargılanma süreci olsaydı. Bu dava, var olan düzende bozuk düzen diyebileceğimiz bir düzenin davasıdır. Aldıkları her karar, kendi çıkarları için... Milletimizin yaşadığı zorluklar, yoksullaşması, eğitimden adalete birçok sorunun üstünü kapatmak için ortaya koydukları çirkin bir irade sürecinin sonucudur.

'SEÇİMİ VERMEK İSTEMEDİLER, SÖKE SÖKE ALDINIZ'

Çocuklarımızın gelecekle ilgili umudunun kalmadığı bir ortamda, ortada sudan sebeplerle uydurma gerekçelerle dava üreterek hukuku da zedeleyerek hepimizi yaralayan bir süreçtir bugün yaşadığımız dava. Bu bozuk düzeni kuran, bu bozuk düzen sahibi olan o bir avuç insan artık mertçe, dürüstçe, cesurca mücadele etmeyi bırakmışlardır. Kendi düzenlerini korumak için alavere dalavereye başvurarak akla gelmeyen işleri yürürlüğe koyan insanların sürecidir. Bu bozuk düzen, 31 Mart gecesi AA üzerinden o verileri kapatıp, seçimi elimizden almaya cesaret ettikleri gün başlamıştır. İstanbul'da büyük bir irade ortaya koydunuz. Kocaman bir demokrasi tokadı attınız. Seçimi vermek istemediler, söke söke aldınız! 6 Mayıs'ta seçimi iptal ettiler. Tokadı misli misli attınız. Doymadılar, doyamadılar. 

'BU SÖZLER SENİN DEĞİL Mİ' 

Bugünkü davada verdikleri ceza, çirkin bir sonuçtur. Size okuyacağım sözü dinleyin; 'Görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil, böylece yargının işleyişine, adalet ilkelerinin değil, siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol, yanlış bir yoldur. Adalet, gün gelecek yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.'  Ne kadar doğru cümleler değil mi? Yahu, bu kararı aldıran zat, bu sözler senin değil mi?"

'2023'TE HER ŞEY ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK' 

İstanbul'da başardık, Türkiye'de başaracağız. Bu ülkenin adalete, bu ülkenin merhamete ihtiyacı var, bu ülkenin vicdana ihtiyacı var, bu ülkenin umuda ihtiyacı var, umudunuz eksilmesin. Bizim 2023 ideallerimiz var. Aradan 3 buçuk sene geçmiş olabilir. Benim hala gençliğim var. Hala umudumuz yüksek. Milyonlarca kollarını sıvayan, adalete susamış Türk milleti var. 2023'te her şey çok güzel olacak."