CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, Konya’da toplantı yaptı. Toplantının açılış konuşmasını; CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. 

İmamoğlu'nun konuşmasının satırbaşları şu şekilde:  

“Bu hoşgörü toprağı diye tarif ettiğimiz Anadolu’nun her köşesi, ne yazık ki sorunlu bir döneme evrildi. Kendi varoluşlarını toplumu kutuplaştırmaya bağlama konusunda attıkları adımlarla bir hoşgörü iklimi, yerini hor görüye bıraktığı bir memleket olduk. Bugün, hepimizin yaşadığı zor süreçler var. Gerçekten altı çizilecek memleketimizin her köşesinde anlatılacak, gerçekten trajikomik ama aynı zamanda ürkütücü aynı zamanda endişe verici ve memleketimizin demokrasisini ne yazık ki paramparça eden bir süreci hep birlikte yaşıyoruz.

Bugün hepimizin yaşadığı aslında zorluğun altında yatan bir gerçeği daha ifade etmek gerekir ki bana göre Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı birlikteliği, en başarılı yerel yönetim anlayışını ve milletini kucaklayan, milletine hizmet üretme dışında hiçbir emeli olmayan 11 büyükşehir belediye başkanının bulunduğu bu masa… Onun için bu hukuksuz süreci yaşamakta ve ne yazık ki yaşayacak diye de gözüküyor.

Zamanla ülkeyi yönetenler aslında milletimizin temsilcileri olduklarını unuttular. Kendilerini, devletin sahibi olmaya dönük bir sıfata, bir fıtrata büründüler. Öyle ki İstanbul’da bunun örneklerini çokça tespit ediyoruz. Memleketi de İstanbul gibi kendi mülkleri sanmaya başladılar. Burada tüm bu hamleleri millet vicdanında boşa çıkaracak 11 büyükşehir belediye başkanımızla bir arada, buradayız. Türkiye’nin demokrat, hoşgörülü, erdemli, çok çalışkan ve başarılı belediye başkanları… Bizler, Türkiye’nin yarısından fazlasına hizmet vermek için canla başla 7/24 çalışan neferleriz. CHP’nin ve Millet İttifakı’nın başarılı belediye başkanlarıyız.

'TAÇLANMAMIZ ANLAMINA GELEN BİR SÜREÇTİR'

Bugün 14’üncü fiziki ve daha önce yapmış olduğumuz 25 dijital toplantılarımızla 39 kez bir araya gelmiş, 11 belediye başkanıyız. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ile birlikte yaptığımız bu toplantılar, gerçekten özel anlara, sorumlu gündemlere, Türkiye’ye yardımcı olacak, milletimize katkı sunacak ve birçok zamanda da bizim gündemimizde olmaması gereken ve hatta bizim yetki alanımızda olmayan birçok hususa çözüm bulma konusunda ortaya irade koymuş, ortaya düşünce koymuş hatta eyleme geçmiş ve de başarılı olmuş belediye başkanlarıyız. Hepimiz, her birimiz 2019’da seçildiğimiz oydan çok daha fazlasına desteğe sahip belediye başkanları olmamızın altında yatan gerçek ve ruh tamamen budur. Milletimizin bu teveccühüne sahip olmak bizim en büyük gurur vesilemizdir. Bizim, gerçekten taçlanmamız anlamına gelen bir süreçtir.

'BİR ZAMAN TÜNELİ GİBİ...'

Gerçekten doğru işler yapıyoruz. Aslında bugün yaşadığımız saldırılar, bize yapılan müdahaleler, işlerimizin engellenmesi ve bize hükümet tarafından gösterilen tavır, kesinlikle ve kesinlikle yeni başlamamıştır. 2019’da milletimizin bizlere göstermiş olduğu teveccüh itibarıyla aslında hükümet düğmeye basmıştır. Bana getirilen son süreçteki siyasi yasak ve hapis cezasına, belediyelerimize açılan terör ve bir takım sair soruşturmalara dönük süreç temeli bugün değil. Adım adım el yükselterek devletin tüm enstrümanlarıyla üstümüze geldikleri bir gerçek.

Bakın aslında bir zaman tüneli gibi kısa kısa hatırlatmayı yapmak isterim. Daha aday olur olmaz geçmiş dönem belediye başkanlığı yapmış olduğum ilçeye tam 28 dosya ile hemen müfettişlerini görevlendirip bütün bu süreci incelediler. Soruşturma açmak için gayret gösterdiler ve sonuç kocaman bir zaman kaybı oldu. 31 Mart gecesini hatırlayın. Ali Cengiz oyunlarıyla seçimi resmen elimizden çalmaya çalıştılar. Hatta gecenin on bir buçuğunda İstanbul’u kendi afişleriyle kazandık diye donatmaya gayret ettiler. Tabii milletimizle birlikte yılmadık. Sabaha kadar mücadele ettik. 18 gün boyunca sandık başında nöbet tuttuk. 18’inci gün mazbatamızı verdiler. İnanın mazbatayı bile zorla altık. Çünkü, bizi adliye sarayına sokmamak için o kapıdan, bu kapıdan dolaştırarak camların, çerçevelerin kırıldığı… Genel Başkan Yardımcımız Gülizar hanımı buradan anıyorum; elinin kolunun parçalandığı ve 10 gün boyunca hastanede yattığı bir süreçle mazbatamızı bize zorla teslim ettiler. Ardından hepiniz yaşadınız, hepimiz yaşadık, Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına ayıp bir günü, kayıp bir zaman dilimini 6 Mayıs’ta bize yaşattılar. 6 Mayıs’ta seçimi, ne yazık ki iptal ettiler. Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihi açısından bir kara lekedir. Kollarımızı hep birlikte sıvadık. Burada bulunan Genel Başkan Yardımcımız, 11 büyükşehir belediye başkanı olarak bizler dahil Türkiye Cumhuriyetimizin her köşesinden, milletimizin her bireyinden milletçe omuz omuza verdik ve hep birlikte süreci bir demokrasi zaferine dönüştürdük. Ama hazır Seyit Torun başkanım buradayken yine aynı zaman dilimi içerisinde bir Ordu vakası var ki tam evlere şenlik, trajikomik bir durum.

'KAYYUM ATAMA SENARYOSUNU ORTAYA KOYMA GAYRETİ İÇERİSİNDELER'

Tabii daha sonra bizler, seçimi kazandık. Birçok zorunlar, birçok problemler, engellenen işlerimiz, bizlere göre çıkarılan yönergeler, genelgeler, hukuksuz uygulamalar, bu sürecin belki de tarihe geçecek anekdotları. Tabii arzusu tam da Ordu sürecinde ekranda tariflediği bir şekilde gerçek olmayınca bir ‘ahmak davası’ senaryosunu ortaya koydular. Süreçte, bana yapılan hakarete verdiğim cevap üzerinden ve ilk savcısının hiç de önemsemediği bir hazırlığın başladığı bir ortamda, olayın geçtiği günden tam 22 ay sonra dava açıldı. Peki şimdi duracaklar mı? Durmayacaklar. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde hem de pek çok CHP belediyesine, Millet İttifakı belediyesine kayyum atama senaryosunu ortaya koyma gayreti içerisindeler.

Ülkede, muhalefet tarafından yönetilen hiçbir alanı bırakmak niyetinde değiller. Bu kadar gözleri dönmüş bir süreci hep birlikte yaşıyoruz. Yani mesele sadece benden ibaret değil aslında. Ülkeyi götürmek istedikleri ve götürmeye çalıştıkları karanlık bir dönem, despotik bir yönetim uygulama süreci. Bugün bunun karşısında tüm muhalefetin birlik içerisinde, kararlı, cesur bir duruş sergileme zamanı olduğunu biliyoruz. Bu anlamda özellikle İstanbul’da yaşanan dava sonucu, günü ve sonrasında başta Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere altılı masanın tüm liderlerine ve onun dışında bütün muhalefet liderlerine ki beni hemen hemen hepsi aradı. Bu anlamda yanlarımızda olduklarını dile getirdiler. Her birine teşekkür ediyoruz. Tabii bu cesur duruş ve süreç, elbette değerlendirilmeli ve bunun sadece buradan ibaret olmadığı düşünülerek hareket edilmelidir. Bugün elbette konularımızdan birisi de bu olacaktır.

'AYAKTA DURMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Şunu biliyoruz: Memleketin gerçek gündemler var. Ekonomik krizi, adalet krizi, demokrasi krizi ve bunun gibi memleketimizin her köşesinde insanlarımızın yaşadığı sorunlar… Her konuda, her birimiz çok çalışıyoruz. Siyasi partiler olarak çok çalışılıyor. Ama sürece dair bu hukuksuz müdahaleleri de gözden kaçırmamamız gerekir. Bizler Hz. Mevlana’nın işaret ettiği gibi mum olmanın kolay olmadığını, ışık saçmak için yanmak gerektiğini gayet iyi bilen insanlarız. Gerekiyorsa yanacağız ama o umut ışığını asla söndürmeyeceğiz. Her koşulda sonsuz güç vereceğiz birbirimize ve bu konudaki dayanışmamızla tarih yazmaya devam edeceğiz. Hepimiz için hep birlikte mücadele etmekten, kararlı bir şekilde dimdik ayakta durmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bir evladı olmaktan gurur duyduğum CHP’nin tarihi, 100 yıllık bir mücadelenin tarihidir.

Biz belediye başkanları bu ittifakın neler yapabileceğini göstermiş insanlarız. Bizler, 2023’te ortaya konacak olan Millet İttifakı iktidarının aslında sahada öncü olarak gösterdiği, başarılarla desteklediği bir süreç olacaktır. Her birimiz yönettiğimiz şehirlerde Türkiye’yi bekleyen güzel günlerin tohumlarını eken insanlarız. Bu sorumlulukla ve ciddiyetle de çalışmalarımıza devam edeceğiz.”