TBMM Genel Kurulu'nda, bugün Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve 19 milletvekili tarafından ‘Eczanelerde ilaç bulunamaması ve yüksek ilaç fiyatları gibi sorunların çözümü, giderek büyüyen ilaç krizinin önlenmesi ve doğru ilaç politikalarının oluşturulması’ amacıyla TBMM Başkanlığı'na verilen meclis araştırma önergesinin gündemin ön sırasına çekilmesine ilişkin grup önerisi görüşüldü.

Öneri, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

'UZUN SÜREDEN BERİ ÜLKEMİZDE İLACA ERİŞİMDE HASTALAR SORUN YAŞAMAKTADIRLAR'

İYİ Parti'nin önerisinin gerekçesini İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu açıkladı. Kabukcuoğlu, şunları söyledi:

Uzun süreden beri ülkemizde ilaca erişimde hastalar sorun yaşamaktadırlar. Her alanda olduğu gibi ilaçta da enflasyon, hastaların ilaca ulaşamamasının bir nedenidir. Bir hafta kadar önce ilaca yüzde 36 zam yapıldığı halde ilaçlar yine bulunamaz durumdadır. Burada gerekçe olarak ham madde fiyatındaki yükselme ve ambalaj fiyatlarındaki yükselme ileri sürülmektedir. Birkaç yıl önce orijinal preparat sahibi firmalar, piyasadaki düzensizlik nedeniyle ayrıldılar ve yerine, daha çok Hindistan firmaları yer aldılar ancak onlar da bu fiyat düşüklüğünü gerekçe göstererek ülkemizden ayrılmaktadırlar.

'SGK, ADI OLAN AMA KENDİ PİYASADA OLMAYAN BİRTAKIM İLAÇLAR ÜZERİNDEN FİYATLANDIRMALAR YAPMAKTA'

Eczaneler, ecza depolarından ihtiyaçlarının ancak yüzde 10 kadarını temin edebildiklerini söylüyorlar. Eczacılar ‘Hastalara ‘İlaç yok.’ demekten artık utanır olduk' diyorlar. Hepimizin bildiği, ismi ‘G' ile başlayan bir ağrı kesici ilaç var, içinde parasetamol ve kafein bulunuyor. Bu kaşe, seksen dokuz yıllık bir ilaç. Geçen yıl bunun bir kutusunun fiyatı 3,5 lirayken şu anda 14 lira olmuş durumda. Eczacılar diyorlar ki: ‘Fiyatı söyler söylemez hastalar ellerine ateş almış gibi ilacı geri bırakıyorlar.' SGK, adı olan ama kendi piyasada olmayan birtakım ilaçlar üzerinden fiyatlandırmalar yapmakta ve emsal değer belirlemektedir. Piyasada bulunan ilaçlar emsal gösterilen ilaçtan daha pahalıdır, muadiller daha pahalıdır. Bu durum, hasta katılım bedelini aşırı yükseltmektedir. SGK uygun bir yöntemle ilaç fiyatlarını belirlemeli ve hastalardan katılım payları düşürülmelidir.

'ASIL SORUNUMUZ...'

İlaçla ilgili aktüel haberler daha çok belli sayıda ilaca ulaşamama ve raflarda bulunamamasıyla ilgilidir. Bizim asıl sorunumuz, günümüzde tıbbın hizmetine dünyada sunulan ilaçlara ulaşamamakla ilgilidir. Son on yılda çıkan 10 tane yeni kuşak antibiyotikten sadece 1 tanesi ülkemizde vardır, diğerleri yoktur. Yeni ilaçlar, yeni tedavi ve daha fazla iyileşme demektir. Avrupa İlaç Endüstrileri ve Örgütleri Federasyonu raporuna göre, hastalarımıza ilaç sunuş bakımından Avrupa’da çok kötü durumdayız. Örneğin, 2014-2020 yılları arasında Avrupa Birliği 279 tane ilaca onay vermiş. Avrupa Birliğinde ilaca erişim ortalama 150 iken bu ilaçların sadece 65 tanesi ülkemizde bulunabiliyor. Ülkemiz, dünyada var olan ilaçların yüzde 71’ini hastalarına sunamıyor, hiç sunmuyor. 65 kalem ilacın yüzde 5 kadarına kısıtlı erişim var, yüzde 6 kadarına ise hastalar ceplerinden ödeme yapmak suretiyle ulaşabiliyorlar.

Merkezi onaydan sonra hastaların ilaca ulaşma süresinde 35 Avrupa ülkesi arasında en uzun süreye sahip ülkeyiz; bin sekiz gün. Onkoloji ilaçlarına ulaşım Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 55’ken ülkemizde sadece yüzde 20’dir. Bu yüzde 20’lik erişimin dörtte 1 kadarı Sosyal Güvenlik Kurumunun ödemesi dışındadır, hastalar bunları kendi ceplerinden alıyorlar. 2019 yılında 2021 yılına göre daha fazla ilaca ulaşabiliyorduk. Çocuklarını açlıktan öldüren hükümet, çocuklarını eğitemeyen hükümet, çocuklarına sahip çıkamayan hükümet, çocuklarına protein vermeyip karbonhidratla besleyerek bodur ve obez yapan hükümet, insanlarına en yeni ilaç tedavisini sunabilir mi? Onu da geçin, Avrupa Topluluğundaki ilaçların yüzde 29’unu bile hastalarına seri şekilde sunamayan hükümetten ne bekleyebiliriz? Yazık bu ülkeye, yazık bu millete.

'İLAÇ, CİDDİ BİR KONUDUR, GÖZÜKENDEN ÇOK DAHA FAZLA SORUNU BARINDIRIYOR'

Yirmi yıldaki vergi gelirleri, iç borçlanma, dış borçlanma ve özelleştirmeler sonucunda Türkiye’de 3,5 trilyon dolar bu hükümetin elinden para geçti, bunun sadece yüzde 10’unu ancak yatırıma dönüştürebildi. Ak Partili vicdan sahibi değerli milletvekilleri, bin 700 yataklı Elazığ devlet hastanelerini yıkıp bin yataklı şehir hastanesi yapmak veya bin 400 yataklı Eskişehir Devlet Hastanesini yıkıp bin yataklı şehir hastanesi yapmak, günümüzde hasta olan insanların tedavi bedellerini çocuklarına ödetmek marifet değildir. Marifet, en yeni tedavi imkânlarını memleketine getirmek ve bunları hastalarının kullanımına sunmaktır. İlaç, ciddi bir konudur, gözükenden çok daha fazla sorunu barındırıyor.”

'İLAÇLAR TEK TEK YOK OLMA, YOKA GİRMEYE BAŞLIYOR'

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer ise şunları kaydetti:

İlaçlar tek tek yok olma, yoka girmeye başlıyor; bu yokluk âdeta bir kıtlığa dönüşüyor, yine görmezden geliyorsunuz, sanki kör bir kuyuya sesleniyoruz. Arkasından bu, daha da derinleşen bir kriz oluyor, Bakan çıkıp diyor ki: “İlaçla ilgili herhangi bir sıkıntı yok.” Oysa vatandaşlar eczane eczane dolaşıp ilaçlarını bulamıyorlar; çocuklar ateşler içerisinde antibiyotik ve ateş düşürücüye ulaşamıyorlar; tedaviler yarım kalıyor.

Ne zamanki bütçede Sayın Bakana piyasada olmayan ilaçların listesini gösteriyoruz, bu durumun varlığını, bu sorunun varlığını kabul ediyor. Peki, Sayın Bakan hemen akabinde ilaçlara zam yaptığı haberini duyurdu. Peki, niye bugüne kadar beklediniz; neden bizim meslek örgütünün aylardır yaptığı uyarılara kulak tıkadınız, vatandaşa aylarca eziyet çektirdiniz? Tabii, beceriksiz yönetiminiz nedeniyle ilaçta yaşanan kıtlık, ilaç yokluğu âdeta her sene geleneksel hâle geldi. Bunun çözümü olarak ilk önce zam yapmayı uygun gördünüz, oysa zam da çözüm olmayacak, bunu şu anda görüyoruz çünkü hâlâ bir ilaç yokluğu söz konusu. Asıl temeli, ilaçta yaşanan asıl yokluğun sebebi beceriksiz ekonomi politikanız.”

'BU SİSTEMDE DENGE VE DENETİM DİYE BİR ŞEY KALMAMIŞ DURUMDA'

TBMM Genel Kurulu'nda bugün; CHP'nin, SGK'daki yolsuzların önüne geçilmesi ve gelir-gider adaletsizliğinin nedenleri için daha önce verdiği Meclis Araştırma Önergesi'nin gündeme alınması önerisi görüşüldü.

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Genel Kurul'da şunları söyledi:

Bu iktidar, iktidara geldiği dönemde ‘3Y’ ile mücadelesini hep dile getirdi. Bugün ise bu ‘3Y' diye bahsedilen yoksulluk halka tam anlamıyla kader olmuş durumda. Yasaklara baktığımızda, muhalefeti yasaklarla esir etmiş durumda. Ancak yoksulluk da iktidara kalmış, iktidar da yolsuzluğu zimmetine almış durumda. Bunun gerekçelerini şöyle ifade edelim. Bir kere, bu sistemde denge ve denetim diye bir şey kalmamış durumda. İktidar yanlılarına, iktidar yanlılığı olanlara yani bakanına, yürütmeye, yürütmenin başındaki cumhurbaşkanına sadece sorumluluğu sandıkta… Ancak bakanlarına yetki vermiş ama sorumluluk vermemiştir.”

'SGK’DE BİR BUÇUK YILDIR BİR YOLSUZLUK VAR'

SGK'da usulsüzlükler olduğunu ifade eden Bulut, “Sosyal Güvenlik Kurumu'nun diğer kurumlardan farklı bir tarafı var, o da emekçilerin alın terinden kestikleri primlerle bütçesini oluşturması. Bu bütçeye madenciler, iş kazalarında, iş cinayetlerinde en çok cinayete uğrayan kesim olan madenciler, tersane işçileri, son dönemde çokça insanın çalıştığı, mesai kavramının olmadığı çağrı merkezi çalışanları, bunların alın teriyle biriktirilen ve onun bütçesiyle oluşturulan SGK’de bir buçuk yıldır bir yolsuzluk var. Geçen yıl eylül ayında bir gazete haberiyle bu yolsuzluk çıktı; o yolsuzluk dosyasında, gazete haberinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı'nın ve 21 üst düzey bürokratın bu soruşturmanın içerisinde olduğu söylenildi” diye konuştu.

'BÖYLESİ BİR YOLSUZLUK SORUŞTURMASINDA BU MECLİS'İN GÖREV ALMASI LAZIM'

Bulut, “Bizim sorguladığımız bu yolsuzluk dosyasındaki parada sizin de emeğiniz var, sizin de katkınız var çünkü işçilerin verdiği primler kadar buradaki milletvekillerinin de burada prim ödemişliği var. O yüzden de kendi denetleme yetkisini yandaş gazetecilere devreden, soru önergelerine cevap vermeyen; böylesi bir yolsuzluk soruşturmasında bu Meclis'in görev alması lazım. Eğer şayet, bu soruşturma dosyasına; sizler araştırma önergesine ‘evet' demezsiniz, bu hırsızlıkta, bu yolsuzlukta sizlerin de payı olacaktır diyorum” dedi ve tüm vekillere çağrı yaptı.

'SGK’NİN 2021 YILI FAALİYET SONUCU EKSİ 45 MİLYAR 303 MİLYON LİRA OLARAK GERÇEKLEŞMİŞ'

İYİ Parti Grubu adına Erzurum Milletvekili Naci Cinisli konuşma yaptı. Cinisli, “SGK’nin 2021 yılı faaliyet sonucu eksi 45 milyar 303 milyon lira olarak gerçekleşmiş. 2021 yılı sonu itibarıyla gelir gider farkından kaynaklanan finansman açığını kapatmak üzere 17 milyar 108 milyon lira tutarında ilave bir hazine yardımı daha yapılmış. SGK’nin 2021 yılı bütçe gelirleri içerisinde bulunan 69 milyar 563 milyon liralık hazine yardımı üzerine bu tutar eklenince hazineden yardım adı altında alınan toplam tutar 86 milyar 671 milyon liraya çıkıyor. Gelir gider dengesi arasındaki açığın kapanması için hazine yıllardır SGK’yi fonluyor” eleştirisini yaptı.

'ŞAİBELER VE CEZASIZLIK POLİTİKASI HÂLÂ DEVAM EDİYOR'

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da CHP'nin önergesi üzerine; “Bakan Vedat Bilgin, (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı) bütçe görüşmelerinde SGK yolsuzluğuna ilişkin SGK’yi çalıp çırparak zarara uğratan, yolsuzluk yapan kişiler ve firmalar olduğunu açıkça kabul etmiştir ancak şaibeler ve cezasızlık politikası hâlâ devam ediyor. Bazı ilaç ve tıbbi cihaz ödemelerinde SGK’nin 1 milyar TL’ye yakın zarara uğratıldığı görülüyor. Bu kişiler kimlerdir? Arkalarında hangi siyasi destekle bu hırsızlığı yapabilmektedir, bütün açıklığıyla ortaya koyulması lazım. Usulsüzlük, yolsuzluk, hırsızlık yapan, emekçilerin parasını çalan firmaların hangileri olduğu derhâl açıklanmalıdır. Yolsuzluk, usulsüzlük yapan firmalara dair basında Süleyman Soylu bağlantısı ortaya çıkmış, Vedat Bilgin böyle bir bağlantının olmadığını geçen bütçe tartışmalarında bize söylemiştir ancak şeffaf, bağımsız, tarafsız bir yargı süreciyle ancak biz bunu, açıkça hakikatin ne olduğunu öğrenebiliriz” diye konuştu.

'CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN LİDERLİĞİNDE…'

CHP Grubu'nun önergesi üzerine son sözü AK Parti Grubu adına Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu aldı. Durmuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla yürüttüğümüz hizmet ve eser siyasetimizin en önemli halkalarından biri olan sosyal güvenlik sisteminde yapmış olduğumuz devrim niteliğindeki reformlar sayesinde artık her bir vatandaşımız; işçi, memur, esnaf ayrımı yapılmaksızın SGK çatısı altında tüm imkânlardan eşit ve en üst seviyede yararlanmaktadır. AK Parti hükûmetleri döneminde gerçekleştirilen değişim sayesinde mali açıdan daha güçlü hâle gelen sosyal güvenlik sistemimizin bütçe üzerindeki yükü azalmış, vatandaşlarımızın taleplerinde doğrudan ve en hızlı verecek bir iletişim ağı kurulmuştur” dedi.

CHP'nin SGK'daki yolsuzlukların önüne geçilmesi için verdiği Meclis Araştırması önergesi AK Parti ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi.(ANKA)