Kaçakçılar çeşitlidir: İnsan kaçakçıları, tarihi eser kaçakçıları, akaryakıt kaçakçıları, canlı hayvan et kaçakçıları, döviz altın kaçakçıları, sigara kaçakçıları…
Kaçakçılar genelde yasadışı yollardan ve gümrüklerden kaçakçılık yaparlar. Türkiye’nin gümrük kapıları şunlardır: Gürbulak, Türkgözü, Aktaş, Sarp, Kapıköy, İpsala, Habur, Dilucu, Pazarkule, Hamzabeyli, Derecik, Kargamış, Yayladağı, Cilvegözü, Öncü Pınar, Çobanbey, Dereköy, Şenyurt, Akçakale, Ceylanpınar, Gülyazı, Borualan ve Zeytindalı… Bunlar Türkiye’nin Yurt dışına açılan sınır kapılarıdır.
İnsan Kaçakçıları, genellikle yasadışı yollardan ve çoğunlukla İran sınırından getirdikleri İran, Afgan ve Iraklı insanları önce Ağrı, Hakkari, Van, Iğdır’a getirirler. Sonra bunları otobüs, minibüs, kamyon ve tır bagajlarında, ağırlıklı olarak İstanbul, İzmir ve Çanakkale’ye getirirler. İzmir’de ise ağırlıklı olarak Çankaya, Basmane bölgelerinde bulunan oteller ve evlere yerleştirirler. İstanbul’da da genelde Fatih, Sultanbeyli ve diğer ilçelere yerleştirilirler. İzmir’de olanlar buradan genelde geceleri Urla, Karaburun, Kuşadası, Didim ve kıyısı olan diğer ilçelere götürülürler. Çanakkale’de olanlar, Ayvacık, Küçükkuyu Edremit’te olurlar genelde. İstanbul’da olanlar, buradan Edirne sınır hattındaki ilçe ve köylere götürülür; kaçak sınır geçişi yapılır. Bir kısmı da tır dorselerinde geçirilir. Eski tekne ve gemilerle de son zamanlarda geçiş olmakta. Yine başta uluslararası çalışan otobüslerin de ‘Gürcistan ve Nahçıvan’dan kaçak geçiş yaptırıyor’ duyumları alınmıştır. Bu iş uluslararası ve yerli işbirlikçi şebekeler tarafından organize ediliyor ve çok iyi paralar kazanılıyor. Türkiye genelde burada transfer ülke konumundadır.
AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI
Bu da kaçakçılığın değişik boyutudur. Bir kısmı her gün uluslararası taksicilik yapan kişiler arabaların depolarını büyüterek gittikleri, Gürcistan, Nahçıvan, İran, Irak’tan depolarını doldurarak dönerler. Yine uluslararası çalışan otobüs, kamyon ve tırlar da aynı yöntemle büyüttükleri depolarla akaryakıt getiriyorlar. Bir de açıkta seyreden kuru yük gemilerinden yakıt alır bunu alan küçük tekneler, kaçak yollardan kıyılarda depolara boşaltırlar. Bu değişik yollarla her gün yüzbinlerce ton kaçak akaryakıt ülkemize gelir. Yine özellikle İran sınırına yakın köylerde katırlara bidon bağlanarak kaçak akaryakıt getirilir. Öyle ki İran’daki bir köyden bir sınır köyümüzü ikame petrol boru hattı döşenmişti!
SİGARA KAÇAKÇILARI
Genellikle Gürcistan, İran, Suriye, Nahçıvan’dan kaçak tütün ve sigara getirirler.
ET VE HAYVAN KAÇAKLIĞI
Türkiye’de et fiyatların pahalı olması nedeniyle özellikle darp sınır kapısından geçerek Gürcistan’dan vücutlarına et sarıp gelen kaçakçılar olmaya başlamıştır.
Hayvan kaçakçılığı, ağırlık küçükbaş hayvanlarda oluyor. İran’dan getirilen koyunların kuyruklarına esrar eroin bile bağlandığı olmuştur.
DÖVİZ ALTIN KAÇAKÇILIĞI
Genelde İran ve Suriye’den getirilen ayarı düşük altınların iç piyasa ya sürülmesi ile olur.
TARİHİ ESER KAÇAKÇILIĞI
Ülkemiz bir tarihi eser cennetidir… Bu yüzden tarihi eser arayanlar ve yurt dışından getirenler bunları değişik yollardan yurt dışına satar veya el altından koleksiyonculara satarlar. Öyle ki uşak müzesinden değeri biçilemeyen Karun Hazineleri yerine taklidi koyularak kaçırılmış. Durumun açığa çıkması sonucu müze müdürü açığa alınmış, trilyonlar ödenerek eser geri alınmıştır. Bu konuda geçmişte Asil Nadir’in eşi Ayşegül Tecimer ünlüdür.
UYUŞTURUCU KAÇAKÇILARI
Türkiye’nin bu konuda da ünlü baronlar ve kaçakçılar var. Meşhur Türk Baron Urfi Çetinkaya’dır. 1949 Malatya doğumludur. Sigara kaçakçılığı ile işe başlamış, sonra silah, mermi, gümrük kaçakçılığı, yapmış. 1988 yılında Akdeniz’de Lucky’s isimli gemisinde büyük bir operasyonla yakalanarak trilyonluk mal varlığına el konmuştur.
Hurşit Han Türk Escobar: (Mela) Hoca lakaplarıyla bilinen Han, 2001 yılında yakalandı. Han, Pakistan’dan başlayarak İran, Dubai, Hollanda’ya uzanan uyuşturucu trafiğini yönetiyordu.
Cemal Nayır: Urfi Çetinkaya’nın ortağıydı. O da Urfi gibi operasyon da belinden vurularak tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur.
Ayrıca Cumhur Yakut da Baronlar listesindeydi. O da kaçarken vuruldu tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
Bunlardan başkan Van’da polis karakolunu basıp polisleri tokatlayan AKP’den vekil seçilen Mustafa Bayram, Sarallar, Şirinler, Şahinler de bu işlerle uğraşan namlı ailelerdir.
Türk Polis ve Jandarması, özellikle son yıllarda uyuşturucu ile başarı ile mücadele veriyor. Türkiye, genellikle Lice, Yüksekova, Başkale, Diyarbakır, Van, İstanbul ve Mersin’de çok yüklü miktarlarda uyuşturucular ele geçmiştir.
Türkiye Uyuşturucu konusunda transfer ülke konumundadır. Eskiden, Doğudan yapılan uyuşturucu trafiği Karadeniz’e kaymış durumdadır. Türkiye’den genelde Avrupa’ya uyuşturucu merkezi olan Hollanda ve Almanya’ya gönderilir.
Hollanda’da yaşayan oğlumun söylediğine göre ruhsatlı uyuşturucu cafeler mevcutmuş. Bizde malesef uyuşturucu kullanımı lise seviyesinin altına iniyor. Terörden daha tehlikeli olan bu duruma bütün aileler, Çocuklarımız bu tuzağa düşmesin diye devletimizin yanında olmalıyız.
Üzüntüm bu her türlü kaçakçılığı yapanların geç yakalanması. Öyle ki İstanbul’dan Kars’a en az 15 yerde kontrol noktası varken insan kaçakçıları nasıl kolay adam kaçırıyor sorgulanması gerekir? Gümrükler otomasyon sistemine geçmesi ve kameraların çoğalması kaçakçılığı azaltsa da otobüslerin zulasında parayla adam kaçırılması ilginçtir.
Sonuç olarak; kaçakçıların kazandığı her para vergi dışıdır. Bizlerden çıkıyor! Her zaman olduğu gibi layıkıyla görev başında olan tüm güvenlik güçlerimizin Allah yar ve yardımcısı olsun.