İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin, Yunus Emre, Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal ile Eski Kültür Bakanı ve SODEV Onursal Başkanı Ercan Karakaş'ın da yer aldığı Cumhuriyet Halk Partisi Yurt Dışı Örgütlenme Çalıştayı, İstanbul'da düzenlendi.. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çalıştayda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, "Biz pek çok sorun yaşadık ama artık sorunlarımızdan arınmak istiyoruz. Geleceğe güvenle bakmak istiyoruz. Hiç kimsenin inancından, kimliğinden, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye istiyoruz. Eski klasik söylemlerin çok dışında uygar dünyanın bir parçası olmak için mücadele eden bir CHP var. Uzun yıllardır iktidar olmayan bir CHP, iktidara en yakın dönemdedir" ifadelerini kullandı. 'BURSA'YI KAYBETMEMİZİN KABAHATİ DE BİZDE' Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde: "Bugün içinde bulunduğumuz şartlar her birimizin daha fazla düşünmesini, tartışmasını, yeni yollar yöntemler bulma konusunda çalışmasını zorunlu kılan bir süreç. Bu süreçte, içeride biz çalışıyoruz. Eksiğimiz, artımız olabilir. Dışarda sizler çalışıyorsunuz ama biz dünya siyaset tarihine bir şeyler bırakmak istiyoruz. Dünya tarihine bırakacağımız miras, otoriter yönetimi demokratik yöntemlerle değiştirmek olacak." Sorunları sadece dillendiren değil, sorunların nasıl çözüleceğini de ifade eden bir partiyiz. Biz pek çok sorun yaşadık ama artık sorunlarımızdan arınmak istiyoruz. Geleceğe güvenle bakmak istiyoruz. Hiç kimsenin inancından, kimliğinden, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye istiyoruz. Eski klasik söylemlerin çok dışında uygar dünyanın bir parçası olmak için mücadele eden bir CHP var. Uzun yıllardır iktidar olmayan bir CHP, iktidara en yakın dönemdedir. Oyu alamıyorsak, klasik bir söylemle 'Onlar bize oy vermiyorlar' bunu kabul etmiyorum. Niçin bize oy vermiyorlar? Asıl üzerinde düşünmemiz gereken nokta bu. Çuvaldızı kendimize batırmak zorundayız. Eğer biz güven vermiyorsak niye bize oy versinler. Siyaseti bireysel çıkarlar üzerine inşa ediyorsak niye bize oy versinler? Lafı ağzına tıkıyorsak niye bize oy versinler? Yaşadığı sorunların çözümü için çaba harcamıyorsak niye bize oy versinler? Biz büyük kentleri alacağımızı söylediğimizde kimse bize inanmıyordu. Biz yeni siyaset anlayışımızla bu kapıları araladık. Bu yeni siyaset anlayışının meyvelerini de görüyoruz. Bugün Türkiye'de nüfusun yarısından fazlasını CHP'li belediye başkanları yönetiyor. Yanıldığımız bir yer var Bursa. Bursa'yı kaybetmemizin kabahati de bize ait, Bursalılara değil. Verdiğimiz mücadele bir hak, demokrasi mücadelesi. Örgütlendik, güzel ama halkın bölgede seçmenlerle çok sıcak ve samimi ilişki kurmak zorundasınız. Sorunlarını dinlemek, çözümlerini çok iyi anlatmak zorundasınız. Yurt dışından gelen kardeşlerimiz var. Aslında çok çalışkan bir halkız. Yaratıcı bir zekamız var. Sorunların nasıl çözüleceğini de biliyoruz, kafa yoruyoruz. Sadece parti içinde değil akademik, bürokratik dünyadan da akıl alıyoruz. Çağdaş bir CHP. Sorunları bilen ama sağlıklı çözümler yürüten bir CHP var artık. 2013-2022 ilk kez yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın kendilerini temsil etmek üzere Yurt Dışı Seçim Çevresi oluşturulması gerekiyor diye telaffuz eden ve kanun teklifi veren bir partiyiz. Amacımız şu, yurt dışında yaşayan vatandaşlar Türkiye’de yaşayan bir temsilci aracılığıyla dillendirmesinler. Bir kanun teklifi verdik, her dönem bunda ısrar ediyoruz." '6 MİLYON VATANDAŞIMIZ VAR YURT DIŞINDA' "Sorunların nasıl yönetileceğini biliyoruz, kafa yoruyoruz. 6 milyon vatandaşımız var yurt dışında. Neden sizin bir temsilciniz TBMM'ye gelip sizin sorunlarınızı anlatmasın? Sorunu yaşayan sizsiniz, çözümü bilen sizsiniz. Sizin gelip anlatmanız lazım. Buna benzer pek çok sorun var. Biz yurt dışında çalışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kendi ülkelerinin sorunlarına yabancı olmadıklarını çok iyi biliyoruz. Cep telefonundan aracınıza kadar çok sorununuz var. Bu sorunların nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Biz yurtdışında çalışan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’nin sorunlarına yabancı olmadıklarını çok iyi biliyoruz ama Türkiye’de yaşayanlar sizlerin sorunlarını bilmiyorlar. Çünkü insanlarımız zaten burada bir sorunlar yumağı içinde. O nedenle işbirliği yapmamız gerekiyor. Sizler CHP’yi temsil ediyorsunuz bulunduğunuz ülkelerde. Eğer kucağınızı ne kadar geniş açarsanız emin olun o kadar büyüyeceksiniz. ‘Küçük olsun benim olsun’ anlayışı ile yola çıkarsanız sizde kaybedersiniz, bizde kaybederiz. İnanç, kimlik üzerinden siyaset yapmayacağız. Gittiğiniz yerlerde lütfen bunu tekrar edin. Şöyle bir beklenti var bizim siyasetimizde CHP dışında. Efendim Avrupa Birliği bir fasıl açsın biz onu yerine getirelim. İlla talimat mı almanız lazım? Emir mi almanız lazım? AB’de hangi demokratik standartlar varsa hepsini yapalım ve dönüp AB’ye ‘Zaten biz hepsini yaptık’ diyelim. Biz üçüncü sınıf demokrasiyi hak eden bir ülke değiliz. Birinci sınıf demokrasiyi hak eden bir ülkeyiz. Birilerinin dayatmasıyla değil, kendi irademizle demokrasiyi getirmeliyiz. Biz bunları yapacağız kararlıyız. İlk iktidarımızda göreceksiniz, Avrupa Birliği'nin öngördüğü bütün demokratik kuralları kendi ülkemize getireceğiz." 'TÜRKİYE SORUNLAR YUMAĞI İLE KARŞI KARŞIYA, BUNA ÇOKLU ORGAN YETMEZLİĞİ DİYORUM' "Türkiye bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülkedir. Cumhuriyet'i kurduktan sonra bütün mazlum ülkelerin Cumhuriyet'i kurduklarını görürsünüz. Biz demokrasimizi birinci sınıf hale getirdikten sonra o ülkeler bize öykünelecekler. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. İşin, özeti hepimize çok iş düşüyor. Kısır tartışmalardan kesinlikle uzak duracağız. Eleştiri kültürünü, bizi eleştirmek isteyenleri sabırla dinleyeceğiz. Sağlıklı eleştiri kadar değerli bir şey yoktur. Geldiğimiz nokta şudur, her sorunu biliyoruz ama her sorunun nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Bugün bizim çözümlerimizi iktidar olmadığımız halde iktidar sahipleri çözmek istiyorlar çünkü onlar çözümü bilmiyorlar. Bir sorunlar yumağı ile Türkiye karşı karşıya. Buna çoklu organ yetmezliği diyorum. İktidara geldiğimizde -ki halkın iradesi ile geleceğiz- göreceksiniz Türkiye kısa zamanda toparlanacak, farklı bir ufuk açacak. Bütün dünyaya, mazlum ülkelere örnek olacak."