KKTC'de kim değil ne kazandı?

Abone Ol

Aslında, seçimleri kimin değil neyin kazandığı önemlidir. Kazanan da kaybeden de kişi veya partilerden ziyade onların yapacaklarıdır, yaptıklarıdır, ortaya koyduğu düşünceleridir, idealleridir, halka hissettirdikleridir, vaat ettikleridir, vizyonudur, verdiği güven duygusudur, inandırıcılığıdır.  KKTC’de bambaşka yöne bakan düşünceler yarıştı bu seçimde, aslında Mustafa Akıncı ile Ersin Tatar yarışmadı. Bu yüzden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kaderi bir kez daha çizildi. 
 
Ne Kazandı; 

Mavi Vatan olarak kalma hayali,
Türkiye devleti ile aynı yöne ve hedefe bakma düşüncesi,
Türkiye ile birlik ve beraberlik içinde olma isteği, sözde, eylemde birliktelik, 
Egemenlik haklarından taviz vermeme düşüncesi,
Dış politikada Türkiye ile uyumluluk,
Oyuna gelmemek,
Akdeniz’de Türkiye’nin ve Mavi Vatan’ın çıkarlarını koruma,   
En önemlisi KKTC’inde yaşayan Türk vatandaşları. 

 
Ne Kaybetti;

Yavru Vatan kavramının uzağında olma arzusu,
Türkiye karşıtlığı, 
Egemenlik haklarından taviz verme isteği, 
Tek başına hareket etme isteği,
Türkiye’yi kötüleme,
Tarihten ve yaşananlardan ders çıkarmamak, yarı cahillik. 

Netice olarak kazanan taraf belli oldu. Ancak gerçek demokrasilerde çoğunluk azınlığın düşüncesini yok saymaz, onu önemser, dinler, anlar, kendine de bir pay ve sorumluluk çıkarır.  KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarına bakıldığında, oranlar birbirine yakın, büyük bir fark yok. Bu nedenle çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a çok iş düşüyor.  
 
“VALİ OLMUŞ AMA İNSAN OLAMAMIŞ” SÖZÜ BOŞUNA DEĞİL

Türkiye’de valiler sık sık gündeme geliyor. Ancak yaptıkları ile değil daha çok davranış biçimleriyle. Aldıkları eğitimlere hakim değilim ancak daha fazla iletişim eğitimine ihtiyaç duydukları ortada. 
Toplumda baba gibi şefkatli valiler de var kaba saba, elinde kırbaçla dolanmaya eğilimli valiler de? Sen hangisinden olmak istersin? 

Dönerci ustası Ali Arıca’yı fırçalayan Denizli Valisi Ali Fuat Atik mi? Yoksa "Efsane Vali" denilen bir Recep Yazıcıoğlu mu?

Vatandaşa fırça atan Uşak Valisi Funda Kocabıyık mı? Yoksa halk insanı olarak bilinen vali Süleyman Kamçı mı?

Bu kararı, devlet değil o şehrin halkı veriyor.
 
İSTANBUL’U İSTANBULLULARA SORALIM 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, vatandaşı önemseyen, ruhunu okşayan ve muhatap alan güzel bir uygulama başlattı. Taksim, Bakırköy Meydanı ve Salacak kıyı bandı projelerinin tasarımlarını halkoyuna sundu. Elbette diğer belediyeler de bu tarz uygulamalar yapıyordur. Bu çalışma, 20 yıllık bir İstabullu olarak ruhumu okşadı, yazma ihtiyacı duydum ve bana şunları hatırlattı;

• İstanbullulara şehir ile ilgili kararlarda çok az şey sorulduğunu,
• Bu tarz uygulamalara daha fazla ihtiyaç olduğunu,
• İstanbullunun duygularının, zevklerinin görmezden gelindiğini, 
• Her katılımın devamında bir sahiplenmeye dönüşeceğini, 
• Topluma, ortak duyguya güvenilmesi gerektiğini, 
• Seçilmiş olmanın vatandaşa sormayacağı anlamına gelmediğini,
• Şehirlerin ruhunun orda yaşayanların ruhuyla örülmesi gerektiğini.

Taksim medyanı her daim tartışmalara açık bir konu olmuştur. Tüm tartışmaları halkın beğenisiyle çözmek akıllıca, modern şehircilik anlayışıyla örtüşen bir anlayış.

Tepeden inme insanlar gibi tepeden inme şehirler de maalesef insan ruhunu yansıtmıyor.  

Kitap: Gamze Arslan-Kanayak 

Yarıladığım bir öykü kitabı. Ancak yazmak için bitirmeyi beklemek istemedim. Öyküyü; insanı yaşamla, kendisiyle yüzleşme aracına dönüştürmüş bir kitap. Kadınlarımız var, insan hakları var, insan dertleri var, kısacası biz varız bu kitapta. Sevdim. 

Film: Mademe

Çok keyif alarak izledim bu filmi. Güldüm ama bir o kadar sorguladım da. İnsan sınırlarını ne kadar kaldırabilir veya zorlayabilir? Aşk sınırlarımızın neresinde hayat buluyor, yeşeriyor?