Bana en çok çekindiğin hayvan hangisi diye sorsalar düşünmeden yılan derim. Yılan; bir aslan, kurt ve ayı kadar heybetli olmasa da sürüngen hali ürükütücü ve daha korkutucu görünüme sahip bende.

Kobra da bunlardan biri çok korktuğumuz duyunca ya da görünce irkildiğimiz bir yılan cinsi.
Genelde Asya ve Afrika'nın çöllerinde ve tropik bölgelerinde yaşarlar. Kobranın uzunluğu genellikle 1,2 metre ile 6 metre arasında değişir. 
Zehirli dişleri önde ve ısırdığı zaman artık yaşam şansınız çok azdır. 
Zehri sinir sistemine yöneliktir, öldürücü ya da felç edicidir.

1740-1947 yılları arasında İngiltere'nin sömürgesi olan Hindistan, kobraların çok yaşadığı ülkelerin başında gelir. 

Bu dönemde İngiliz hükümeti, Hindistan yönetimini elinde tuttuğu sürede kobralardan çok çeker; çok kayıp verir ve kobralara karşı savaş başlatır.

Ne var ki İngilizler yılanlarla yaşamayı bilmedikleri için ve haşır neşir oldukça daha çok İngiliz kobra zehiriyle tanışır ve ölür ya da felç kalır. 
Bunu fark eden "zeki" bir İngiliz;
"Neden biz uğraşıyoruz? Kobra kafası getiren Hintliye ödül verelim olsun bitsin" der. 

Bunun üzerine kampanya başlatılır. 
Başlarda gerçekten kobraların sayısı azalır; ancak zor koşullara muhteşem uyumları ile bilinen Hintliler “Madem bunlar her ölü yılana para veriyor o zaman biz bu kobraları besleyelim üretelim. Hem kim koşacak kobra peşinde?" derler.

Bu fikirle yola çıkan Hintliler başlarlar kobra çiftlikleri kurmaya ve yılanları üretirler işleri daha iyi gider ve paraya para demezler. 
Bu durum İngilizleri rahatsız eder ve aptal yerine konduklarını düşünürler.

İngilizler durumu hissedince hem daha fazla kobra üretilmesin diye, hem de zekaları ile daha fazla alay edilmesin diye kobra başına para verme kampanyasını durdururlar.

Tabii Hintliler de kobraların para etmediğini görünce, neden kobraları besleyerek hem kaynak hem vakit harcayalım diyerek artık istemezler ve tüm çiftliklerindeki kobraları doğaya bırakırlar. 
Böylece kobralara özgürlük ile ortam başlangıç durumundan da daha çok kobra alanına dönüşür. 

Bırakıldıkları doğal ortamlarında da çoğalmaya devam eden kobraların fazlalığı iyice artar. 
İngilizlerin kontrol hassasiyeti de böylece ters teper.

İşte o günden beri bu tip vakalar kontrol altına alınması hedeflenirken, yaşanılan ve beklenmeyen etkisi nedeniyle ters tepen olayların olduğu durumlara “Kobra Etkisi” denir.

Yani Kobra Etkisi, bir problemi çözmek için yapmaya çalışılanın ya da teşviklerin, problemi daha da çoğaltmasına kötüleştirmesine denir. Bu örnek yanlış kararların nasıl istenmeyen sonuçlara neden olabileceğini gösterir.

Yanlış yapabilir insanoğlu, bu normaldir. Ama aynı yanlışı sürekli yaparsa ve yöntemini değiştirmezse bu normal olmaktan çıkar. 

Kontrol altına almaya çalıştığın bir şey bir de bakmışsın tamamen kontrolden çıkmış.

ve Kobra Etkisi kaçınılmaz gelir. 

Sevgilerimle