Birleşmiş Milletler’in Çevre Programı İcra Direktörü Inger Andersen, "Bu gezegende insan ırkının 8 milyarıncı üyesini doğdu. Bu elbette harika bir haber. Ancak ne kadar çok insan varsa, Dünya'yı o kadar çok ağır baskı altına aldığımızı anlamamız gerekiyor" dedi.

Andersen, herhangi bir anlaşmanın nihai metninin "biyoçeşitlilik kıyametinin beş atlısını" ele alması gerektiğini vurguladı: arazi kullanımı değişikliği; aşırı kullanım; kirlilik; iklim krizi; ve istilacı türlerin yayılması.

19 Aralık'a kadar sürmesi planlanan COP15'e 10 binden fazla katılımcı beklenirken, küresel biyoçeşitlilik çerçevesine dahil edilen taslak hedefler, kara ve denizin yüzde 30'unu koruma, milyarlarca dolarlık zararlı sübvansiyonları yeniden kullanma ve istilacı türlerle mücadele etme önerilerini içeriyor.

‘KRİTİK ÜLKE ÇİN’

Çevreden Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Virginijus Sinkevicius, hükümetler iddialı bir nihai anlaşmaya varacaksa, Çin'in müzakerelerde liderlik göstermesi gerektiğini söyledi. Sinkevicius, "Çin'in rolünün çok önemli olacağını düşünüyorum. Çok fazla sorumlulukları var ve COP15'in başkanı olarak zor durumdalar. Şimdiye kadarki bağlılıklarından memnunum ve COP27 sırasında Mısır'da bir bakanlar toplantısı düzenlediler. Bunun devam edip etmeyeceğini görmemiz gerekecek” diye ekledi. 

‘HESAP VERİLEBİLİRLİK MEKANİZMASI ŞART’

Hükümetler hiçbir zaman Birleşmiş Milletler’in biyoçeşitlilik hedeflerini tam olarak karşılayamazken, Andersen, dünyanın bu kez taahhütlerini yerine getirmesi için, ülkelerin iklim süreci aracılığıyla sundukları katkılara benzer, uygun bir hesap verebilirlik mekanizmasının hayati önem taşıdığını söyledi.

POLEMİK HABER/DIŞ HABERLER