Libya'nın yeni Başbakanı Dbeibah, üç üyeli bir Başkanlık Konseyi ile Aralık ayında yapılacak adil ve şeffaf ulusal seçimlere zemin hazırlamak ve Libyalıların seçim sürecine güvenli bir şekilde katılımını sağlamak gibi çok önemli ve zor bir görevi üstlenecek.
Dbeibah’ın eski lider Muammer Kaddafi'nin en yakınındaki isimlerden birisi olması tartışmaları alevlendirdi.
Kaddafi ile yakın ilişkisi göz önüne alındığında, seçimi birçokları için sürpriz oldu.
TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?
Türkiye'yi de yakından ilgilendiren görev değişimini, CHP'li Erdoğan Toprak yorumladı.
Toprak şu tespitlerde bulundu;
*Libya’yı 24 Aralık 2021’deki seçimlere götürecek olan konseyin üyeleri ve yeni Libya Başbakanı belli oldu. 1 Şubat’tan bu yana Birleşmiş Milletler gözetiminde İsviçre’de yapılan seçimlerde iktidarın desteklediği İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın listesi kaybetti.
*Ortaya çıkan tablo; Libya’daki dengelerin değiştiğini, bir sonraki adımın yabancı askerlerin ülkeden çekilmesi olacağını gösteriyor.
*Başbakanlığı üstlenen ve Mısratalı bir iş insanı olan Abdulhamid Muhammed Dibeybe, Kanada'danın Toronto kentinde mühendislik eğitimi almış bir isim.
*Libya Gelişim ve Yatırım Şirketi'nin başında olan Dibeybe, aynı zamanda Liberal çizgideki Gelecek Akımı Partisi'nin de lideri.
'TÜRKİYE OYUN DIŞINA İTİLİYOR'
*Başağa'nın listesinde, Başkanlık Konseyi Başkan adayı olarak, Tobruk yönetiminin ve Libya Ulusal Meclisi’nin başkanı, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkanı Mareşal Halife Hafter’in destekçisi Akile Salih de yer alıyordu. Bir anlamda Trablus ve Tobruk’taki mevcut yönetimlerin önde gelen isimlerinden
oluşan Başağa’nın listesinin kaybetmesi, Libya’da dengelerin de radikal biçimde değiştiğini, Misrata başta olmak üzere ülkenin doğusu, batısı ve güneyindeki büyük kabile ve aşiretlerin etkinliklerini, ağırlıklarını yönetime koyduklarını
gösteriyor. Aynı zamanda Geçiş Konseyi’nin BM-AB-ABD ortaklığıyla şekillendirildiği, şu ana kadar iç savaşın tarafı olan yönetimlerin geri plana itildiği, Türkiye’nin de dışarıda kaldığı şeklinde de algılanabilir.
*Libya’da son 7-8 aydan bu yana gelişen süreçte yaşanan gelişmeler iktidarın Libya’da izlediği politikaları ve yaklaşımları büyük ölçüde açığa düşürdü. Gerek kalıcı ateşkes müzakerelerinde gerekse sonrasındaki siyasi çözüm müzakerelerinde Türkiye devre dışına itildi.
*AB sürece ağırlığını koyarken, Mısır, etkinliğini artırarak her iki tarafla diyaloga geçti ve siyasi çözüm müzakerelerine ev sahipliği yaptı.
*Dışişleri Bakanlığı Libya’da yeni Geçiş Konseyi ve Başbakan seçiminin tamamlanması üzerine yaptığı açıklamada sonucun memnuniyetle karşılandığını belirterek, “Türkiye, Libya'da uluslararası toplumun bu tarihi fırsatı akim bırakmak isteyebilecek çevrelere bu defa izin vermeyeceğine inanmaktadır” denildi.
*İktidarın daha çok askeri güç ekseni üzerine oturttuğu Libya politikasında gelinen nokta, ülkedeki yabancı askeri güçlerin ve paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması veya kendiliklerinden çekilmesi aşamasına varmış bulunuyor.
*Daha önce aktardığım gibi önceki hafta BM Genel Sekreteri ve ardından da BM Güvenlik Konseyi üyesi 15 ülke bu yönde karar alarak çağrıda bulundular. ABD’nin BM daimi Büyükelçisi de Türkiye, Rusya ve BAE’nin isimlerini sıralayarak, Libya’daki askerlerin, paralı milislerin çekilmesini içeren
bir açıklama yaptı. Son olarak geçtiğimiz hafta ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield gazetecilerle bir araya gelerek Türkiye-ABD ilişkilerine ve gündemdeki sorunlara ilişkin değerlendirmeler yanında, Biden yönetiminin tutumuna ilişkin olarak da mesajlar verdi.
*Büyükelçi Satterfield, “Libya’da BM tarafından yürütülen siyasi diyaloğu sonuna kadar destekliyoruz. Libya’daki tüm yabancı askeri güçlerin de yakında geri çekilmesini bekliyoruz” diyerek iktidara Libya mesajını iletti.
*TSK’nın Libya’daki görev süresini 18 ay uzatan tezkereyi meclisten geçiren iktidar bu konuda geri adım atmak istemeyebilir. UMH yönetimi imzalanan anlaşmaları gündeme getirerek Libya’daki askeri varlığın meşru olduğunu vurgulayabilir.
'TÜRKİYE HIZLA DIŞLANIYOR'
*Buna karşılık Libya’da artık yeni bir sürecin ve yeni bir merkezi yönetimin var olduğunu ve bu yönetiminin LSDF’deki (Libya Siyasi Diyalog Forumu) 75 ulusal temsilcinin oylarıyla seçilerek, BM ve uluslararası meşruiyet çerçevesinde göreve geldiğini göz ardı etmemek durumundayız.
Libya’da Yeni Başbakan Dibeybe ve Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi ülkedeki tüm yabancı askerlerin ve paralı milis güçlerin silah bırakması, Libya’yı terk etmesi kararı alırsa, bu kararı tanımamak Türkiye’yi hızla dışlandığı Libya çözüm sürecinde çok daha fazla sıkıntılılara sokabilir.