“...Herkes biliyor geminin su aldığını Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini...”
Ülke futbolunun en büyük derbisi, son bir kaç yıldır olduğu gibi yine tatsız, bol faullü, sıkıcı ve tartışmalı şekilde bitti. Şimdi günlerce pozisyonlar konuşulacak, hakem hataları masaya yatırılacak. Devre arasında gelen yeni transferlerin performansları konuşulacak...
Bana sorarsanız konuşulması gereken bunların hiç biri değil. Konuşulması gereken bu kriz ortamında, futbol kulüplerinin kadrolarındaki oyuncularına ödedikleri ücretleri gizlemeleri, kamuoyuna yanıtlıcı bilgiler vermeleri, sürekli paramız yok diye sızlanırken umarsızca transfer yapmaya devam etmeleri ve bunun ülke futbolununun gelişimine tek satır yararı olmaması. Kimsenin de bu konu hakkında bir şey yapmıyor oluşu...
Limit. TDK’ya yazınca Fransızca kökenli bu kelimenin karşılığında “sınır” yazıyor. Türkiye Süper Ligi’nde 14 yabancı oyuncu sınırı vardı. Sağ olsun TFF, 16’ya çıkardı. 21 takımlı ligimizde şu an 323 yabancı oyuncu var. Yani kaba bir hesapla takım başına 15,5 yabancımız var. Yine aynı şekilde Süper Lig’de transfer harcama sınırı var. Buna göre kulüpler, elde ettikleri gelirlerine orantılı olarak harcama yapabiliyor, maaş bütçesinde belirlenen sınırı geçemiyor ayrıca transfer limiti sınırdaysa oyuncu satmadan oyuncu alamıyor. Süper Lig kulüpleri, oyunculara ödedikleri maaşlar ve bonservisler konusunda şeffaf davranmıyor ama biz transfer zamanı ortadaki karmaşadan anlıyoruz ki hemen hemen 21 kulübün de harcama limiti ağzına kadar dolu. Çünkü kadrosundan oyuncu göndermeden ya da mevcut oyuncu kontratlarındaki maaşları düşürmeden transfer yapabilen kulüp yok.
Mesut Özil transferi için Luis Gustavo ve Serdar Aziz’in maaşlarında indirime gittiği söylenen ve kadrosundan 1 oyuncuyu da gönderen Fenerbahçe’de Gustavo’nun aldığı maaşa dair basına sürekli birbirlerinden farklı haberler yansımış. Mesela Yağız Sabuncuoğlu 2019 Eylül ayında attığı tweette Gustavo’nun yıllık net maaşının 2.75 milyon avro olacağını söylemiş. Fotomaç, 29 Ocak 2021 tarihli haberinde Gustavo’nun 3.2 milyon avro olan maaşını 2.5’e indirdiğini yazdı. Bugün Gustavo, geldiğinde kaç para alıyordu, yaptığı indirim sonrası net olarak ne kazanıyor bilen tek kişi yok. Fenerbahçe, bonservisine 4.4 milyon avrodan fazla, yıllık maaşına ise 3.8 milyon avrodan fazla ödeme yapacağı oyuncular için KAP bildirimi yapmak zorunda. Mesut Özil transferi kağıt üzerinde her iki limitin de altında olduğuna göre, en iyi ihtimalle yatırımcıları bilgilendirmek adına KAP bildirimi yapıldığını düşünüyoruz. Yatırımcılarının bir kısmının mağarada yaşadığı ihtimalini gözetmiş olabilirler. Zira geldiğinden beri her yerde Mesut Özil var. Acaba ülkede Mesut’un geldiğini KAP bildiriminden öğrenen var mıdır? Varsa bize ulaşsın, kendisine forma hediye edelim. Ayrıca İrfancan Kahveci için bonservis ödeyen, Mesut Özil’e imza parası ödediğine dair Avrupa basınında çok sayıda haber çıkan Fenerbahçe, nasıl oldu da harcama limitine takılmadan aynı anda 4 futbolcu transfer edebildi?
Galatasaray, piyasa değeri 100 bin avro olan genç oyuncusu Erencan Yardımcı’yı transferin son saatlerinde ederinin 5 katına, yklaşık 500 bin avroya Eyüpspor’a gönderiyor. Toplam piyasa değeri 3 milyon avro olan Eyüpspor, devre arası transfer dönemini bu yaptığı nokta atışı tek hamleyle kapatıyor. Aynı Eyüpspor, sezona başlarken yani asıl transfer sezonunda transfere hiç para harcamamış! Galatasaray kasasına giren bu son dakika bonservis bedeli, belli ki harcama limitleri ile alakalı. Eyüpspor’a müteşekkir olmalılar. Eyüpspor da uzun süredir bu transfer için para biriktiriyor olmalı. Zira sezon başından bu yana hiç bonservis bedeli ödeyerek transfer yapmamışlar.
Devre arasını sakin geçiren Beşiktaş, Everton’dan Cenk Tosun’u sezon sonuna kadar kiraladı ve Eskişehirspor’dan genç sağ bek oyuncusu Bilal Ceylan’ı kadrosuna kattı. Transferin son saatlerine kadar Brezilyalı yıldız Hulk için taraftar nöbetteydi. Bu transfer yatınca bazı taraftarlar tepkilerini dile getirdi. Bu, bir taraftarın en doğal hakkıdır. Tuttuğu takıma tepkisini dile getirir, eleştirir. Ancak bu transfer çılgınlığı öyle saçma bir hal aldı ki sırf takımın havası değişsin diye devre arası transfer yapılması gerektiğini savunan taraftarlar vardı. Hani salonda otururken camı açarsın, sirkülasyon olsun da ortamın havası değişsin diye. Onun gibi transfer isteyen taraftar var. Bir camı açıp kapatmanın bedeli 2-3 milyon avro!
Borç batağı içinde, yardım kampanyaları düzenleyen, vergi affı isteyen, bir an önce taraftarlar statlara dönsün diye günlük Covid-19 verilerini takip eden kulüplerimiz, devre arasında tam 118 transfer yaptı. Bu sayı, Almanya, İngiltere, İspanya ve Fransa liglerinin yaptığı transferlerin toplamından fazla! Dünyanın en pahalı ligi konumundaki İngiltere, devre arasını sadece 23 transfer ile geçirdi. Yayıncı kuruluşuyla bile kavgalı ligimizin ürettiği değer ne olabilir ki, ligimize bu kadar yeni oyuncu girişi oldu? Bize biri bunu anlatsın. TFF, geçtiğimiz günlerde ligdeki tüm takımların harcama limitlerine uygun davrandığını açıkladı. Madem öyle; hangi kulüp, hangi oyuncusuna ne maaş veriyor çıkıp açıklasın. Biz de bilelim.
Kimin ne kazandığını, hangi kulübün limitinin ne olduğunu şeffaf şekilde paylaşacağına zerre inanmadığım TFF’den gerçekleşmesini beklemediğim bir ricam daha var; Covid-19 nedeniyle futbola bir süre ara verilmiş ve dönüş sonrası oyuncu değişikliği sayısı 3’ten 5’e çekilmişti hatırlarsanız. TFF, yayımladığı talimatnamede bu 5 oyuncu değişikliğinin en fazla 3 seferde tamamlanması gerektiğini belirtmişti. Süper Lig’de bu kurala uyulup, uyulmadığına da bir baksınlar. Boş vakitleri olursa da bu kurala uymayan takıma ne ceza vereceklerini belirleyip, bizimle de paylaşsınlar. Sonra limittir, transferdir, bonservistir onları da konuşuruz. Belki sonrasında Avrupa’nın en çok transfer yapılan liginin aynı zamanda nasıl en fazla faul yapılan, oyunun en fazla durduğu, en az izlenen, en çok teknik direktör değiştirilen, alt yapıdan çıkan oyuncuların en az süre aldığı ligi olduğunu da konuşur ve bunlara dair neler yapmamız gerektiğinden bahsederiz. Bir yerden başlamak lazım...