Sendikalar ve Konfederasyonlar Platformu; AK Parti'nin sendikalara toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanabilmesi için yüzde 2 barajı koşulu getiren kanun teklifine karşı bugün TBMM Çankaya kapısı önünde açıklama yapmak istedi. Orman-İş, Eğitim-İş, Birleşik Kamu-İş sendikalarının aralarında olduğu Sendikalar ve Konfederasyonlar Platformu'nun Meclis önünde yapmak istedikleri açıklamaya polis izin vermedi.

'MECLİS'İ Mİ BASTIK? MECLİS'İN KAPISINDA AÇIKLAMA YAPMANIN KİME, NE ZARARI VAR?'

Ankara'da Meclis Parkı'ndan İçişleri Bakanlığı'na kadar polis ablukası altına alınan yolda taleplerinin dile getirilmesi tüm ısrarlara rağmen izin verilmeyen sendikacılar, kolluk kuvvetleri tarafından yolun karşı tarafına geçirildi. Burada Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Balık, sadece basın açıklaması yapılacağını belirterek kolluk kuvvetlerine; “Biz buraya kavgaya falan gelmedik. Bakın, memlekette asker, polis 900 bin kişi var; sendika hakkı yok ve Memur-Sen ile Kamu-Sen'in aldığı 700 küsur lira parayı bu memurlar alamıyor. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Bizim burada kendimiz ile alakalı bir derdimiz yok ki. Burada garibanın hakkı yenecek ve buna ses çıkaramayacak mıyız? Burada binlerce memurun, yetimin, garibanın hakkını yiyeceksin. Kendine özel hak çıkaracaksın, yasa çıkaracaksın ama açıklama yapamazsın… Ne yapacağız, açıklama yapmayacak mıyız? Meclis'i mi bastık? Meclis'in kapısında açıklama yapmanın kime, ne zarar var? Hangi milletvekilini, hangi bakanı rahatsız ediyor” dedi.

Bunun üzerine, sendikacılara Madenci Anıtı'nda açıklama yapabilecekleri söylendi. Sendikacılar burada, “El ele vereceğiz ve barajı aşacağız” pankartını açarken; “Bağımsız sendika, özgür toplu sözleşme,” “Barajları yıktık, saltanatı da yıkacağız,” “Kurtuluş yok, tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.

spot foto (5)

'AK PARTİ İKTİDARI, MEMURUNDAN KORKUYOR MU?'

Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Balık, Madenci Anıtı önünde şu açıklamayı yaptı:

“Madem biz Meclis'in önünde basın açıklaması yapamıyoruz; bu devletin, devlet memuru olarak, bu Meclis'e bu halka hizmet edenler olarak, Meclis'in önünde açıklama yapmamız engelleniyor. Burada 150 genel başkan var. Hepsinin tek tek açıklama yapmasını istiyorum. Gerekirse saatlerce tek tek açıklama yapmasını istiyorum. Gerekirse saatlerce açıklama yapacağız. Bizler, o Meclis'i savunanlarız, Meclis'i kuranları savunanlarız. Neden bizim oraya gitmemiz engelleniyor? Meclis Başkanı halkı ile karşılaşmaktan korkuyor mu? AK Parti iktidarı, memurundan korkuyor mu? Bunların cevabını arıyoruz.

Burada daha yüzde 1 baraj meselesi bitmemişken; Danıştay bunu iptal etmişken yine yandaş hükümet destekli Memur- Sen ve Kamu-Sen çalışanları hiçe sayarak bu sefer yüzde 2'yi getirmiştir. Sanmasınlar sendikalar, bu yüzde 2 ile kalacak. Yarın bu yüzde 3'e yüzde 5'e çıkartmaya çalışacaklar ama baraj varsa, sandık da var. Sandıkta kamu çalışanları bunun hesabını soracak. Bu, komisyondan geçti, Meclis'te görüşülecek. Buradan vekillerimize seslenmek istiyoruz. Kimsenin sendikalaşmasının önüne geçmeyin. Bu yönde oy kullanırsanız 5 milyona yakın kamu çalışanları bunun hesabını soracaktır.

'GEREKİYORSA İŞ BIRAKACAĞIZ. GEREKİYORSA MECLİS'E MİLYONLAR İLE YÜRÜYECEĞİZ'

Memur Sen ve Kamu Sen'in amacı bellidir. AK Parti ve MHP buna destek olmaktadır. 2 milyon 700 bin kamu çalışanı var sendikalı olabilecek ama 1 milyon sendikalı olmayan kamu çalışanı var. Siz burada kendi haklarımızı alacağız derken ki sayıları 1 buçuk milyondur bu. Geriye kalan 4 milyona yakın kamu çalışanının hakkını yiyorsunuz. Bu yaptığınız 4688'e aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırıdır. ILO sözleşmelerine aykırıdır. Danıştay bunun iptali yönünde karar vermiştir. Bugün, Danıştay'ın iptal ettiği, iç hukuka ve uluslararası hukuka aykırı bir yasayı tekrar Meclis'e göndermek aymazlıktır. Bu yasanın bir an önce Meclis'ten çekilmesi gerekmektedir ve adaletli bir toplu sözleşme getirilmeli.

Açlık sınırı 8 bin 500 lirayı geçti, yoksulluk 25 bin liranın üzerinde olduğu dönemde kamu çalışanlarından sizin keseceğiniz 300 liralar 500 liralar yan yatmaktadır. Bizler, kredi kartı batağından borçlarımız yüzünden marketlere gidemiyoruz. Çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. İşte ocak ayı geldi, enflasyon rakamını açıklayacaksınız; gerçek enflasyon yüzde 185, TÜİK açıklıyor yüzde 85. Bu enflasyon rakamları ile ocakta bize zam yapacaksınız ama hakkettiğimiz ücreti yapmazsanız yapılacak olan hiçbir ücret artışını da kabul etmeyeceğimizi de buradan söylüyorum. Bakın biz, 7 konfederasyon, 150 bağımsız sendika bir araya geldik ve bir arada direnişimiz devam edecek. Bugün basın açıklaması ile yarın ortak eylemler ile devam edeceğiz. Gerekiyorsa iş bırakacağız. Gerekiyorsa Meclis'e milyonlar ile yürüyeceğiz.”

'YÜZDE 2 ÖRGÜTLENME BARAJINI GEÇEMEYEN SENDİKA ÜYESİ KAMU ÇALIŞANLARI İKRAMİYEDEN YARARLANAMAYACAK'

Sendikalar ve Konfederasyonlar Platformu adına ASİM-Sen Genel Başkanı Özgür Karaca da şu açıklamaları yaptı:

“Anayasal örgütlenme özgürlüğünü ve demokrasimizi onarılamaz şekilde yaralayacak yüzde 2 sendika barajı kanun teklifi geçtiğimiz hafta, konunun ilk elden muhatabı Çalışma Bakanı'nın bulunmadığı bir ortamda ve sadece yandaş konfederasyonların desteğiyle TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu'nda kabul edildi. Bugün genel kurulda görüşülmeye başlanacak kanun teklifinin yasalaşması halinde, 250.000'i aşkın kamu çalışanı mağdur olacak, telafisi mümkün olmayan mali kayba uğrayacaktır. Uygulama ile kanun geriye doğru işletilerek sendika ve konfederasyonlardan yüzde 2 örgütlenme barajını geçemeyen sendika üyesi kamu çalışanları toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanamayacaktır.

'MALUM SENDİKALARIN DA ÜYE KAYIPLARI HER GEÇEN GÜN ARTMAYA DEVAM EDECEKTİR'

Torba yasa içerisinde geçirilmeye çalışılan yüzde 2 barajı, başta Anayasamızın 51. maddesinde yer alan sendika kurma hakkını ihlal ettiği gibi yine Türkiye'nin imzalamış olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine de açıkça aykırıdır, sendika seçme ve örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır. İktidara geldiğinde örgütlenme özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak gerektiği iddiasıyla yüzde 5 üye barajını kaldıran AK Parti iktidarının, bugün yeni bir baraj uygulamasını yürürlüğe koyma çabası hızla üye kaybeden yandaş sendikalarını koruma çabası görüntüsü vermektedir.

Daha önce 6. Dönem Toplu Sözleşme ile getirilmeye çalışılan yüzde 1 baraj uygulaması konfederasyonlar ve bağımsız sendikalar tarafından yargıya taşınmış ve Danıştay 12. Dairenin Anayasaya aykırılık tespitiyle yürütmesi durdurulmuştur. Hukuki durum bu iken yeniden gündeme getirilen teklif kamuoyuna da iktidarın hukuku tanımama tavrını yansıtacaktır. Ancak kamuoyunca bilinmelidir ki; bu mızrak bu çuvala sığmaz. Hukuki durum ortadayken teklifin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceği kesindir ve boş bir hayalden öteye geçemeyecektir. Dolayısıyla malum sendikalarında üye kayıpları her geçen gün artmaya devam edecektir.

'SENDİKALARA ÜYE OLAN KAMU GÖREVLİLERİNİ TEKEL SENDİKALARA MAHKÛM EDECEKTİR'

Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendikaların örgütlenme özgürlüğünü engelleyecek, sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak ve alternatif sendikalara üye olan kamu görevlilerini tekel sendikalara mahkûm edecektir.

Düzenlemenin bu haliyle yasalaşması durumunda gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmayacak, aksine iktidara yakın sendikaların ve sendikal anlayışın dışında hiçbir sendikaya bir çıkar sağlamayacaktır. AK Parti iktidarının ve yandaş sendikaların sendikal özgürlüklere doğrudan müdahalede bulunan ve uluslararası hukukta ülkemize kara bir leke çalacak olan yüzde 2 barajı hayalinden bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir.”

'SENDİKALARA YAPILAN SİVİL DARBEYE SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ'

Kamu Çalışanları Hak-Sen Konfederasyonu temsilcisi de şunları dedi:

“Yaklaşık 188 sendikayı 9 konfederasyonu infaz edecek bu yasa bir an önce geri çekilmelidir. Bizim talebimiz budur: Hak ve emeği savunan, memurun ve emeklinin yanında olan bu sendikalar bu yasa ile susturulmak isteniyor. Biz asla susmayacağız. Sendikalara yapılan sivil darbeye sonuna kadar direneceğiz.”

Hürriyet Sağlık Sen temsilcisi ise şu açıklamayı yaptı:

“Biz bugün buraya büyük Türk milletinin Meclis'i olan, seçilmiş milletvekillerine ‘bizim için bu kadar az sayıları var, zaten çok da değerli değiller; kişiliksiz, kimliksiz' diyenlere ne kadar değerli olduğumuzu, bunun sayı ile ölçülemeyecek kadar önemli olduğunu göstermeye geldik. Biz basın açıklaması yapmak için kimseden izin almak zorunda olmayan resmi STK'larız. Bugün geldiğimiz noktada ise, maalesef bu hak ve özgürlüğümüz elimizden alınmaktadır.”

'KARA PROPAGANDA YAPIYORLAR'

Hemşire, Ebe ve Sağlık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Murat Düşkün ise şunları dedi:

“Bugün, yüzde 1 barajı Danıştay tarafından yürütme durdurma kararı verilmişti, dava halen daha sonuçlanmadı. Dava sonuçlanmadığı halde yasal olarak Meclis'e yüzde 2 olarak kanun teklifi olarak getirildi. Daha kanun teklifi sanayi komisyonundan geçmeden bugün sahada Memur Sen ve Kamu Sen temsilcileri, ‘bize üye olmazsanız bin lira alamayacaksınız' tarzında kara propaganda yapıyorlar. Daha TBMM'de oylanmaya açılmamış bir yasadan bahsediyoruz. Bu yasa oylansa bile 2023-2024 sayıları baz alınacaktır.”

'POLİSLERLE MEMURLARI KARŞI KARŞIYA GETİREN ANLAYIŞI KINIYORUZ'

Sendika temsilcileri açıklamalarını yaptığı sırada CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve CHP Adana milletvekilleri Kani Beko ve Müzeyyen Şevkin, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve CHP Burdur Milletvekili Ali Keven destek için memurların yanına geldi. Ağbaba, burada şu açıklamayı yaptı:

“Bugün burada memur arkadaşlarımızı kendi haklarıyla ilgili görüşlerini dile getirdiler. İki şey var, birincisi burada bulunan memur, sendikacı arkadaşlar; sadece kendi haklarını savunmak için burada değiller, bu arkadaşlarımız sendikalı olması yasal olarak mümkün olmayan polislerin, askerlerin, infaz memurlarının, savcıların, hakimlerin toplu sözleşme ikramiyesi almadığı için de onlar adına bugün burada konuşuyoruz. Maalesef polislerle memurları karşı karşıya getiren anlayışı kınıyoruz. Biliyoruz ki buradaki polis kardeşlerimizin bir suçu günahı yok, bütün kamuoyu bilsin ki buradaki insanlar polislerin de toplu sözleşme ikramiyesi almasını savunmak için burada.

'KIZILAY'DAN BAŞLAYARAK YUKARI KADAR BİNLERCE POLİSİMİZE ANGARYA İŞ YAPTIRIYORLAR'

Bugün bu insanları Meclis'in önüne sokmayan anlayışı kınıyoruz. Binlerce polis ablukasıyla karşı karşıyayız. Sanki düşman kuvvetleri Meclis'i basmaya gelmiş. Sendika başkanı arkadaşlarımızı bile Meclis kapısına sokmadılar, Türkiye bunu görsün, Kızılay'dan başlayarak yukarı kadar binlerce polisimize angarya iş yaptırıyorlar. Polislerin suç günahı ne? Örtülü değil adeta açık bir faşizmle karşı karşıyayız ama hiç merak etmeyin 6 ay sonra polis kardeşlerimizle memurların kol kola eylem yaptığı günler yakındır. Bugün grup toplantısında Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da bu konuyla ilgili düşüncelerini bildirecekler. Polis arkadaşlara da biraz sakin olmalarını rica ediyoruz, bilin ki bu kanunsuz bir emir, bunlar da sizin kardeşleriniz.”(ANKA)