Duvar'dan Fatih Saygın'ın haberine göre, duruşmaya olay tutanağında imzası olan polislerin dinlenmesiyle başlandı. Davada adı geçen polislerden tanık Gökmen Çam dışındaki polisler duruşmaya SEGBİS sistemi ile katıldı. Çam, olayların yaşandığı gün miting alanında giriş kapılarından birinde görevli olduğunu ve meydanda protestoculara müdahale sırasında gaz sıkıldığını uzaktan gördüğünü söyledi.

'KORUMALARIN YANINDA GAZDAN FENALAŞTIM'

Hopa olaylarının yaşandığı dönemde Güvenlik Büro Amirliği personeli olan tanık Serkan Bağcı, olay tutanağındaki ifadelerini ve imzasını kabul etti. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korumalarına mihmandarlık yapmakla görevli olduğunu belirten Bağcı, "Korumaları miting alanına getirdim. Başbakan geldikten sonra yanımdan ayrıldılar. Olay başladıktan sonra biber gazına çok maruz kaldım, fenalaşıp hastaneye gittim. Olay günü meydanın tam ortasındaydım. Daha önce İstanbul’da 1 Mayıs olaylarında biber gazına maruz kalmıştım alan geniş olduğu için fenalaşma durumum olmamıştı. Herhangi bir hastalığım yok” dedi.

'GAZ KULLANABİLECEĞİMİZ SÖYLENMİŞTİ'

Olayların yaşandığı dönemde Artvin Çevik Kuvvet Şube Müdürü vekili olarak görev yapan Hayrullah Teberci de duruşmaya SEGBİS bağlantısıyla katıldı. Kendilerini koruma amaçlı gaz kullanabilecekleri talimatının verildiğini öne süren Teberci, "Olaylar çığırından çıktı. Taş ve sopalar atıldı. Ölen şahsı tanımıyorum. Pankart asıldığını görmüştüm. Taş atılınca kalkanlarımızı kullandık. Bize olayların büyüyebileceği, terör örgütlerinin olayı büyütebileceği duyumları gelmişti. O yüzden takviye kuvvet talep edilmişti. Ben de çevik kuvvet ekiplerinden sorumluydum. Bize saldırı olunca gaz kullanabileceğimiz söylenmişti. Gaz kullanılması için talimat verdim, saatini hatırlamıyorum” sözlerini kullandı.

'GAZ TALİMATINI TAYFUN VARDARLI VERDİ'

Lokumcu’nun avukatı Nagihan Bulduk, tanık Teberci’ye, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri raporunda yer alan gaz kullanımına yönelik ifadelerindeki çelişkileri sordu. Rapordaki ifadeleri kabul eden Teberci de, “Olay günü gaz kullandım. Gaz kullanma sertifikam var. El gaz bombası kullandım sanırım. Telsizden gaz kullanabileceğimiz söylendi. Üstün körü kullanmadık. Kaç tane biber gaz kullanıldığını hatırlamıyorum. Gaz bombasının birini atarken elimde patladı. Tam atacağım sırada taş parçası gelince dikkatim dağıldı, pimi çektiğimi unuttum. Gaz talimatını dönemin İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfun Vardarlı verdi” şeklinde yanıtladı.

Tanık polis memuru Siraç Kesici de olay tarihinde Artvin İl Emniyet Müdürlüğü’nde bölge trafik müdürü olarak görevli olduğunu belirterek, dönemin başbakanı Erdoğan’ın mitingi için trafik tedbiri aldıklarını söyledi. SEGBİS ile duruşmaya katılan Kesici, "Başbakanın Hopa’ya gelişinde güzergahta tedbir alıp gelişini sağladık. Konvoyun önünde miting ve meydan alanı dışında bekledim. Miting bitip konvoy hareket edeceği sırada protestocu gruptan yoğun şekilde taş atıldığını gördüm” dedi.

Tanık polislerden Sefa Çolak da olay günü miting alanında görevli olduğunu belirterek "Taşlama olayları başladıktan sonra müdahale başladı. Protestoculara gazla müdahale edileceği ve uzaklaşmaları için uyarı yapılmıştı ama vatandaşlar riayet etmedi, buna şahidim. Gazla müdahale etme zorunluluğu doğdu” diye konuştu.

Polis memuru Ferda Yılmaz ise "Cumhurbaşkanımızın otobüsüsün önünde eskortluk yaptık. Miting alanında konuşurken dönüş yolundaydık. Taşlar atıldığını hatırlıyorum, eskort aracımızın camına da taş gelmişti. Bir polisin otobüsten düştüğünü dikiz aynasından gördüğümü hatırlıyorum” ifadelerini kullandı.

'METİN HOCA ÇOCUKLARI OLAYDAN ÇEKMEYE ÇALIŞTI'

Hopa olaylarının yaşandığı dönemde Artvin İl Emniyet Müdürlüğü’nde Terörle Şube Müdürlüğü’nde baş polis olduğunu ifade eden Serkan Demirçelik’in notlarına bakarak ifade verme talebi hakim tarafından reddedildi. Karadeniz Sahil Yolu’nda oluşturulan tampon bölgede görevli olduğunu anlatan Demirçelik, şu ifadeleri kullandı: “Polis müdahalesi öncesinde vatandaşlara uyarı anonsu yapıldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) basın açıklaması sonrasında dağılması gereken grup dağılmadı. Protestoculara hastalığı olanların ayrılması ve müdahale edileceği anonsları yapıldı. Metin hoca da topluluğun içindeydi. Taşlar atılmaya başlandı, meydan muharebesi gibiydi. Taş ve gazlar atılmaya başlandıktan sonra Metin hoca araya girip çocukları dışarı çekmeye uğraştı. Fatih Ünlü’nün kalabalığa 3 kez ‘kalp ve astım hastaları uzaklaşsın’ diye duyurusu oldu."

'OLAY 2 DAKİKA İÇERİSİNDE OLDU'

Polisin kalabalığa müdahale etmesi talimatını kimin verdiğini bilmediğini ileri süren Demirçelik, "Müdahale talimatıyla ilgili telsizi duymadım. Benim topluluğa jop ya da biber gazıyla müdahalem olmadı. Rahmetliyi üst geçidin altında görmüştüm, elinde limon vardı. Yüzünü yıkıyordu, gazdan etkilenmişti. O dönem Hopa’da kaçakçılık şubede görevli 2 polisle ‘neden gaz kullandınız’ diye konuşuyordu. Suyla ve gazla müdahale hemen önümdeydi, gördüm. Suyla müdahale, taş atılması ve gazla müdahale toplam 2 dakika içerisinde oldu" sözlerini kullandı.

'AMBULANSA YÜRÜYEREK BİNDİ, GÖĞÜS AĞRISI VARDI'

Hopa olayları yaşandığı gün Hopa Devlet Hastanesi’nde 112 görevlisi olarak çalıştığını söyleyen Gülseren Çerioğlu, olay yerine ambulans içinde görevli olarak gittiğini söyledi. Lokumcu için bizi durdurulduklarında kendisini yürüyerek araca aldıklarını kaydeden Çerioğlu, "Göğüs ağrısı olduğunu söyledi. Hopa Devlet Hastanesi’ne götürdük. Bilinci açık, yürüyor, konuşabiliyordu. Bizim aklımıza kardiyak durumu geldi ve hastaneye hızlı şekilde naklettik. Hastaya ilaç verdiğimizi hatırlıyoruz” dedi.

İlk ifadesinde Lokumcu’nun kendilerine 2 kez enfarktüs geçirdiği beyanlarıyla ikinci ifadesinde yer alan ifadelerindeki çelişkiler olduğu sorulan Çerioğlu şöyle yanıtladı: "İlk ifademde ne söylüyorsam doğrudur. Göğüs ağrısı olduğunu söylemeyen bir hastaya ‘göğüs ağrısı var’ diyemem. İkinci ifademde bu bana hatırlatılmadı, hatırlatılsa ilk ifademi doğrulardım. ‘Olay neden olmuş olabilir, hasta neye maruz kaldı’ gibi çıkarım yapmaya çalışırız ama kesinlik belirtecek bir merci asla olamam. Geçmişte kalp hastalığı olan insanlar için duman daha risklidir. Yorum olarak onu demişim. Kesinlik ifadelerini söyleyemem. Netleştirilmesi gerekirse bu otopsi raporunda tespit edilir.

İlaç verdiğimizde ilk uyaranlara net cevap veriyordu. Sorulara mantıklı beyefendi şekilde cevap veriyordu. Ambulansın üstüne atılıp içeriye gelen veya ambulans içine gaz bombası atma olayı olmadı. Hastayı ve bizi tehdit edecek bir ortam yoktu. Gaz dışında birçok farklı hastaya müdahale ettik. Resmi bir görevli kesici delici aletle yaralanmıştı. ‘Ecopirin’ ilacı hastaya şiddetli göğüs ağrısı olunca verilebilir. Hastanın bilincinin gitmesi ve EKG bulgularına göre olur. İlk ifademde kalp krizi geçirdiğini belirttiysem doğrudur ama yıllar sonra ikinci ifademi verdiğimde, ilk ifademi hatırlatılmadığı için yanlış beyanda bulunmamak adına bir şey belirtmedim.”

'GAZ VE SUYLA YERE DÜŞTÜM'

Protestolara katılan tanık Ali Rıza Özgenç, “Gaz ve suyu yiyince yere düştüm. Eşimi bile koruyacak durumum olmadı. Olaylar durulduktan sonra yaşıt grup arkadaşlar bir araya gelip olayın düşmesi için uğraştık. Tam tersine güvenlik güçleri abartı şekilde üzerimize gelip müdahale etti” diye konuştu.

Tanık ifadelerinin ardından söz alan Metin Lokumcu’nun kardeşi Ayşe Bekar, “Ağabeyimin sağlığıyla ilgili söyleyen yalan beyanlar bizi çok üzüyor. Ne ameliyatı ne hastanede yatması kaldı. Hiçbirisini kabul etmiyoruz” sözlerini kullandı.

Tanık ve avukat beyanlarının ardından mahkeme heyeti, taraf avukatlarının olay yerinde keşif yapılması taleplerini reddederek duruşmaya katılmayan diğer tanıkların dinlenmesi kararı verdi. Heyet, duruşmayı 26 Ekim’e erteledi.

'ADALET ARAYIŞIMIZ SÜRECEK'

Duruşmanın sona ermesinin ardından adliye önünde Metin Lokumcu'nun avukatı Nagihan Bulduk açıklamalarda bulundu. Lokumcu'nun ölümünün üzerinden 11 yıl 11 ay geçtiğini kaydeden Bulduk, "6 gün sonra Metin hocanın ölümünün 12'nci yılı dolacak ve biz hala faillerin yargılanması için Trabzon'a geliyoruz. Bugün imza tutanağında yer alan polisler ve bizim tanıklarımız dinlendi, dinlenmeye devam edilecek polisler var. Tutanakta adı yer alan polisler birbirleriyle çelişkili beyanlarda bulunuyor. Buna rağmen ifadeleri alınmaya devam ediyor. Daha önceki celselerde olduğu gibi gazın yoğunluğuna ilişkin bilirkişi raporu ve Hopa'da keşif yapılması talebimiz reddedildi. Metin hoca için adalet arayışına devam edeceğiz. Herkesi 26 Ekim'de Trabzon Adliyesi'ne bekliyoruz" sözlerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

Dönemin Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri için 31 Mayıs günü Artvin’in Hopa ilçesine gitti. Erdoğan'ın mitingi öncesi Hopalılar, bölgeye kurulan HES'lerle ilgili basın açıklaması yapmak üzere ilçe meydanında toplandılar. İlçeye miting için çevre illerden gelen çevik kuvvet polisleri basın açıklamasına biber gazlı müdahalede bulundu. Polis müdahalesi sırasında kullanılan biber gazından etkilenen emekli öğretmen Metin Lokumcu, kaldırıldığı Hopa Devlet Hastanesi'nde vefat etti. Lokumcu'nun vefatının ardınlar ülkenin farklı şehirlerinde de protestolar düzenlendi, yüzlerce kişi gözaltına alındı ve yargılandı. Dava güvenlik gerekçesiyle Trabzon'a taşınmıştı.