Artvin’in Hopa ilçesinde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın mitingi öncesi düzenlenen eyleme polisin biber gazı sıkması sonucu hayatını kaybeden devrimci Öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle ilgili devam eden davanın 7'nci duruşması bugün görüldü.

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, "taksirle ölüme neden olmak" suçundan 13 sanık polis ve kamu görevlisi yargılandı.

Metin Lokmucu'nun oğlu Ulaş Lokumcu, bugünkü duruşmada Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın uzman bilirkişi olarak biber gazının, ölümle bağlantısı olduğuna dair konuşmacı olarak dinlenmesini talep edeceklerini söylemişti.

Saat 10.00’da başlayan duruşmada, daha önce tanık olarak dinlenmesine karar verilen polislerin ifadelerine başvuruldu.

Tanık polis Ş.Ö, olay günü imzası olan tutanakta geçen şahısları tanımadığını, bilmediğini ve Hopa’da o güne kadar görev yapmadığını söyledi. Görev yerinin de Başbakanın geliş güzergahı olduğunu belirten tanık polis, “Benim orada güzergâh ve denetlemekle görevliydim, sahil yolundaydım” dedi

Tanık polis A.C.A; o güne dair çok şey hatırlamadığını ve trafikten sorumlu olduğunu belirtti. Tanık polis, “Olay günü trafikten sorumluydum. Herkes gibi ben de telsiz taşıyordum. Telsizden müdahale anonsu duydum. Sanırım anonsu geçen kaymakam beydi” diye konuştu.

Tanık polis E.U; o gün Hopa’da miting yapılacağı için görevli olduğunu belirterek, "TEM güvenlik büro amirliğinde görevliydim. Herhangi bir yerde sabit değildik” ifadelerini kullandı.

Tanık H.A, bulundukları yerden miting alanının görülmediğini belirterek; “Olay tarihinde AK Parti İlçe binasında görevliydim. Olayın olduğu bölgeye 500-600 metre kadar uzaklıktaydım, olay yeri gözükmüyordu. Saat 11 gibi bir grup geldi. Resmi üniformalı polislere taş atmaya başladılar. ‘Yapmayın, etmeyin’ dedik. AK Parti ilçe binasının altındaki çay ocağının camları kırıldı, yakınımızdaki araçlar zarar gördü. Bizde geri çekildik daha sonra onlar da gitti” dedi.

'HATIRLAMIYORUM'

Olay günü, güzergahtan sorumlu olduğunu belirten tanık polis İ.D, “Güzergahta olduğum için miting alanında değildim. Tutanağı imzaladığımı hatırlıyorum ama. Hazırlanırken orada değildim” beyanını verdi.

Tanık olarak ifadesine başvurular R.C.; olay günü trafikten sorumlu olduğunu söyledi. R.C, O, trafik ekipleriyle beraber Hopa girişindeydik gelen araçları yönlendirmek için. Dönemin terör amiri geldi karakola akşam. Tutanağı gösterdi. Geç saatti. Ben de karakolun üstündeki lojmanda oturuyordum. İbrahim Atakul terörden sorumlu amirdi herkes imzaladı sen kaldın dedi. Ben hatta bu saatte ne tutanağı dedim. Ben doğru düzgün okumadım, herkes var diye imzaladım” diye konuştu.

'GÖREVLİ OLAN HERKESE USUL OLARAK İSİM AÇILIR'

A.H.K; o tarihte Güvenlik Şube Müdürü olarak görevli oluğunu söyleyerek, “Bir tutanak tutuldu. Görevli olan herkese usul olarak isim açılır. O sıra T.V. ile birlikte Batum tarafında Başkanı bekliyorduk, olayları telsizden duyduk” dedi.

K.B ise şunları söyledi:

“Miting alanına giriş noktasıydım, tutanağı müşterek tuttuk. Bir sürü bilgi ekleyen amirler vardı. Metin Lokumcu’yu hatırlıyorum. Pankartları gördüm, inşaattan taş ve kalas atıldığını hatırlıyorum. Metin Lokumcu daha çok benim önümde hareket ediyordu. Elinde taş gördüm ama kimseye attığını görmedim. Arkasındaki kişilere yön veriyordu öncülük ediyordu. Olaylardan sonra birisinin fenalaştığını öğrendim. Beni de hastaneye gönderdiler. Yolda giderken o kişinin Metin Lokumcu olduğunu öğendim. Lider görünüşlüydü, mavi gömlek ve kot pantolon giyiyordu.”

C.Y, o dönem karakolda olduğunu belirterek, “Olay bitmiyordu sürekli taş geliyordu. Arabalara gelen taşların sesini çok iyi hatırlıyorum. Çevik kuvvette gaz kullanmak zorunda kaldı. Sakin duran insanlar değillerdi. Gaz kullanılmışsa o seviyeye gelinmiştir demek ki…” ifadelerini kullandı.

Tanık polis İ.A; “Olay tutanağını hatırlıyorum. O dönem Hopa terör ve güvenlik büro amiriydim. Miting alanının çevre güvenliğiyle alakalı görevliydim. Hopa meydanında toplanan bir grup vardı. Ellerinde megafon vardı. Burada eylem başlayınca mitingin güvenliği açısından uygun değildi. Kaymakam, vali ve emniyet müdürü tarafından uygun görülmedi. Benim tutanağa attığım imza bütün olayları gördüm biliyorum anlamında değil, ben de şahit oldum bazı anlarına. Hopa küçük bir yer. Ben tanımıyorsam diğer yanımızdaki görevli tanıyor. Bu kişilerin tespitiyle oluyor” dedi.

Uzman olarak duruşmada dinlenen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, şöyle konuştu:

“TTB tarafından, heyet olarak görevlendirilmiştik. Ölümle kullanılan gazlar arasındaki illiyetle alakalı araştırma ve değerlendirme yapılmamız istendi. Görüntülerde Metin Lokumcu’nun elinde limon var. Özellikle o dönemler limonun aslında ciltte tahriş edici özelliğini arttırıyor. Ancak limon olması elinde bilinen algıyla gaza maruz kaldığını zaten gösteriyor. Yine görüntülerde gaz bulutlarının içinde görünüyor. İki tür gaz kullanılmış. Biri sıvı şeklinde, tüpün içinde taşınan bir de tüfekle atılan CS denen, biber gazı diye bilinen gaz kullanılıyor. Otopsi raporunda akciğerde kanamalı alanları takip ediyorlar. Yine damarlarda birtakım değişiklikler var. Damarlarda tıkanıklığı var mı? Hayır yok. Yüzde 40-50’lik kireçlenme alanları var. Bu alanlar düzey olarak kalbin dolaşımını bozan bir etkiye sahip değil. Kalp krizinden söz ediliyor. Bir beyaz alan tarif edilmiş. Bu bir kalp krizini mi gösteriyor yoksa başka bir şeyi mi? Öyle olsa bu alanda bir çatlama olurdu. Bunu bir yanlış tanı olarak değerlendirmek mümkün.”

Tanık beyanlarının alınmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi. (ANKA)